Ekim zamanı yatmışsanız hasat mevsiminden size ne?
18.11.2018 00:00:00
Bilindiği gibi her hasat mevsimi tarımla-toprakla uğraşan, emeği ile ve alın teri ile nice dağları bağ yapan eli nasırlı insanların sevinç mevsimidir.
Aylar süren emeğin, koşup-koşturmanın, ailece ilan edilen seferberliğin mahsulünü toplamak için çoluk-çocuk bir bayram havası ve hevesi içinde bağ ile, bahçe ile, tarla ile çayır ile kucaklaşma mevsimidir hasat mevsimi.
Bu sevinci elbette ekim mevsiminde, dikim mevsiminde gerektiğinde uykusunu, istirahatini terk edip ter dökenler, emek sarf edenler yaşarlar.
"İnsan, emek ve gayretinin neticesinden başka şey elde edemez. Bu gayretinin semeresi de ileride ortaya çıkacaktır. Emeğinin karşılığı kendisine tam tamına ödenecektir. Elbette son durak, Rabbinin huzuru olacaktır." (Necm: 39-42).
Diyelim ki uçsuz bucaksız ve çok verimli tarlalarınız var, herkesin gıpta ile baktığı bağlarınız-bahçeleriniz var, tarlanıza tohumu atmamışsanız, toprağa gereken hizmeti vermemişseniz, bağınıza bir kez olsun uğrayıp ağaçların halini-hatırını sormamışsanız hasat mevsiminden size ne?
Ekmediniz ki biçmeye gidesiniz, bakmadınız ki bağbozumuna, meyve-sebze toplamaya gidesiniz.
Komşular uykularını bölerek, çoğu sabah güneşin doğuşunu tarlada, bağda, bahçede karşılarken siz rahatınızı bozmamış, üretim yarışına katılmamışsanız hasat mevsimine eli boş çıkmanız muhakkaktır ve komşuların eline bakmanız kaçınılmazdır.
Üretici değilseniz ithalatçı olmak, ithalatçı kalmak mecburiyetindesiniz ve üreticinin dayattığı fiyattan almak zorundasınız.
Bu durum küçük topluluklar için, aileler için ne ise devletler için de odur.
Hz. Yusuf gibi tüm ülkede üretim seferberliği ilan etmiş, üreticiye de 'ürün alım garantisi' vermişseniz kısa zamanda ambarlarınız dolup-taşacak ve uzak uzak diyarlardan gelen alıcılar kapınızı çalacaktır.
Zamanında tedbirinizi alıp, ekim mevsiminde ekmiş ve de ektirmişseniz, dünyanın dört bir yanından müşteriler sıraya girecek, hatta kırk yıl evvel canınıza kast etmiş kardeşleriniz dahi, heybelerle, çuvallarla, atlarla, develerle kapınıza dayanacaktır.
Türkiye gibi cennet misali bir ülkede, sabah-akşam Yusuf suresinin okunup dinlendiği bir ülkede tarım ürünleri noktasında ihracatçı değil de ithalatçı durumuna düşülmüşse, işin içinde çok derin meseleler var demektir ve dikkatler bu noktada yoğunlaşmalıdır.
Ekim mevsiminde yatmışsanız hasat mevsiminden size ne?
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024
