Ekin tükendi eken de o yolda…

Ekin… Kara toprağa ekilen-dikilen, ekin tükendi eken de o yolda..., sebze ve hububat türünden her çeşit gıda maddeleri…

Bu manada ekinin tükendiğine her çarşıya pazara çıktığımızda bizzat şahit oluyoruz.

Gerçekten piyasada tükenen bir eşyanın, ulaşımı zorlaştırılan ürünlerin, günden güne azalan gıda maddelerinin fiyatları, bugün olduğu gibi günaşırı yükselir ve erişilemez hale gelir.

Özellikle son yıllarda hep beraber bu yokluğu, bu kıtlığı ve bu pahalılığı yaşamıyor muyuz?

Toprak, kara toprak deyince elbette aklımıza Âşık Veysel gelir.

Merhum Âşık Veysel'in şaheserlerinden olan 'kara toprak' şiiri burada hatırlanmalıdır elbette:

'Âdem'den bu deme neslim getirdi

Bana türlü türlü meyva yedirdi

Her gün beni tepesinde götürdü

Benim sadık yârim kara topraktır

Karnın yardım kazmayınan belinen

Yüzün yırttım tırnağınan elinen

Yine beni karşıladı gülünen

Benim sadık yârim kara topraktır

Demek ki hayli uzun zamandan beridir, kara toprağın karnını kazmayınan belinen yaracak kimseler kalmamış, kara toprağın yüzünü tırnağınan elinen yırtacak nesiller kalmamış.

Konunun uzmanları tarafından uzun zaman boyunca araştırılan ve açıklanan sonuçlara göre, ülke nüfusu son yıllarda hızlı bir şekilde azalmış, doğum oranları ürkütücü rakamlara gerilemiş, gençlerin evlenme yaşları, ekonomik sıkıntılardan ötürü yukarı yukarı tırmanmış, yine ekonomik sıkıntılar ve ortaya çıkan aşırı yoksulluk sebebi ile boşanmalar, ülke tarihinde hiç olmadığı kadar artmış.

Yıldan yıla ekecek olan genç nüfus azalınca ekinler de suyunu çekmiş.

Yani, anlaşıldığı üzere neslin ve harsın kurutulması söz konusu.

Bu ülkeye bu korkunç kötülüğü acaba kimler yapmış ve yapmaya da 

Siyasi kavgalara, anlamsız polemiklere kulak kabartmaktansa, bu çok hayati iki konuya kafa yormak çok daha elzem değil mi?