Ekonomi iyi yoldaysa, niye esnaf "haciz", işçi-memur "açız" diye bağırır

Önce şu "haciz" kelimesine bir açıklık getireyim.İstanbul sokakları üzerlerinde kalın harflerle "T.C. Cumhuriyet Savcılığı" yazan, içleri "devlet memuru" tipli kravatlı şahıslarla dolu minibüslerle dolu.Sayıları Sağmacılar-Vezneciler hattında çalışan yolcu minibüslerinden bile fazla olan bu "haciz" araçları cadde-sokak, köşe-bucak esnaf haczetmekle görevli.Geçenlerde birinin şoförüne; Hayrola! Yolcu taşımacılığına mı başladınız diye takılmıştım.Verdiği cevap ilginçti.Başta esnaf olmak üzere toplum tam bir "haciz kıskacında."Ekonominin bu kadar iyi gittiği bir ülkede bunlar gayet normal diye de ekledi, ironi yaparak. Hükümet yetkilileri ekonominin cumhuriyet kurulalı bu kadar iyi olmadığını söyleye dursun, iyi giden ekonominin en belirgin ölçüsü olan esnaf ve esnafın bel kemiği işçi-memur hükümeti yalanlıyor.Günlerdir İstanbul cadde sokaklarında esnaf ziyareti yapıyoruz.Bu ziyaretler sadece esnafla sınırlı kalmıyor.Esnafla konuşup dertleşirken, içini dökecek birini bulmanın fırsatını değerlendirmek isteyen işçi, memur, emekli açıyor ağzını yumuyor gözünü.Geçim sıkıntısından başlayıp işi bedduaya kadar taşıyor.Siftah yapmadan dükkanını kapattığını söyleyen esnafın sayısı küçümsenmeyecek sayıda.Bağını, bahçesini, dairesini satıp borcunu ödeyen esnaf mı istersin, "bir kez bulaştık, ne yapacağımı bilemiyorum" deyip kara kara düşünenler mi istersin, sabahtan akşama bulmaca çözmekle meşgul olanı mı istersin, esnaf perişan.Esnaf, hükümetin "kerameti kendinden menkul" o meşhur ekonomistlerinden daha vakıf ekonomiye.İş gelip "parasızlığa" dayanıyor.Piyasada para yok.   Bu kadar basit.Para olmayınca satın alma olmuyor.Satın alma olmayınca satma olmuyor.Kısaca alış-veriş yok.Peki ne var?Bakış-bırakış var.Biraz daha açarsak.Esnaf malını vitrinize ediyor.Cebinde parası olmayan vatandaş ise adeta, "ciğerci vitrinini seyreden kendi" misali vitrin seyrediyor.Bu tablo karşısında tek çözüm vatandaşın cebine parayı koymak kalıyor.Konuştuğumuz esnafa tam da bu yerde BTP'nin ve lideri Prof. Dr. Haydar Baş'ın "her vatandaşa 500 YTL maaş verme" projesini anlatıyoruz.Olayı bire bir yaşayan esnaf bizi çok güzel anlıyor ve destekliyor.BTP'nin projeleri piyasaların düzelmesi için tek adres diyor.Esnaf bu diyor.İşçi-memur böyle diyor.Piyasada paranın olmamsı bedende kanın olmaması demek.Kansız beden anemi, piyasada paranın olmaması esnafın "yaktın anamı" feryadı demek.Başbakanın "ananı al git" vecizesi ile iyi örtüşüyor hani.Esnafa kan, dar gelirliye sarımsak-soğan ağlatan Başbakan hala ekonomik ve very komik masallar anlatırken, insan sormadan edemiyor, "ekonomi iyi gidiyorsa bu hal ne?"Tam da bu yerde bir fıkrayı bir daha hatırlayalım.Ringde kan revan içinde duran boksöre antrenörü moral vermektedir.Haydi aslanım.Helal olsun sana.Perişan ettin adamı.Rakibin nakavt oldu olacak.Boksör bir kendi perişanlığına bir de antrenörün hurişanlığına bakmış ve sormuş:İyi de hocam, ben adamı perişan ediyorsam beni bu hale kim soktu?İyi de sayın Başbakan, ekonomi bu kadar iyi gidiyorsa, esnafın bu hali ne?Yoksa siz bir mutlu azınlığı göre mi değerlendirme yapıyorsunuz?Biraz da mutsuz çoğunluğa bakın.