Ekonomi tetikçileri

Türkiye, sadece güneydoğu sınırboyu ve ötesinde, Amerikan ve küresel güçlerin PKK şapkalı tetikçilere kurban vermiyor. Yenidünya düzeni ekonomisinin duayenlerinde John Perkins'in nitelemesiyle global "ekonomi tetikçileri"nin de hedef tahtasındayız. Türk milleti, ekonomi alanında da, can çekişiyor, can veriyor.Milletimiz fakr ü zaruret içinde? Halkımız harap ve bitap düşmüş vaziyette? Çiftçi, işçi, memur, emekli, dul, yetim ve dar gelirli kesim perişan? Bir yerlerde iş bulabilmiş toplumun şanlı işçiler üç-beş kuruş aldıkları işlerini, esnaf ve patronlar işletmelerini yitiriyor. Esnaf, üretici ve sanayici meteliğe kurşun sıkıyor.Piyasa, "likidite darlığı"ndan kırılıyor... Çekler, senetler dönüyor. Tefeciler, veyküller takla atıyor; devlete ve darda kalanlara para satıyor.Hükümet zaten IMF'ci ve küresel ekonomi tetikçilerinin bağımlısı, taşeronu? Asıl vahim olan şu; Devlet, vazifesini yapmıyor. Devlet, milletin emek ve üretimini ecnebiye transfer ediyor. Bu transferin nasıl yapıldığını merak edenler, Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli adlı dünya çapındaki çalışmasına veya Milli Devlet/Sosyal Devlet adlı muhteşem eserine bakabilir.Devlet, Prof. Dr. Baş'ın teşhisiyle, Türk milletinin emek ve üretimi karşılığında Türk Lirası basmak yerine, karşılığı olup olmadığı sorulmayan ve hatta karşılığı olmayan ecnebi paraları, "borç" veya "sendikasyon kredisi" adı altında piyasamıza sokuluyor, ekonomimiz teslim ediliyor. Meteliğe kurşun satan vatandaş ve esnaf, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin tespitiyle "bankaların naylon para"larına, yani sokaklarda ekmek-peynir gibi dağıtılan kredi kartlarına veya ecnebiden ithal yüksek faizli kredilere yapışarak, emeğini, evini-barkını, işletmesini ve geleceğini ipotek ediyor.2-9 Kasım haftasında kredi kartlarıyla birlikte tüketicilerin bankalara olan toplam borcu, 86.6 milyar YTL oldu, yani 86.6 katrilyon TL oldu.Devlet, milletin emeği ve üretimi karşılığında kendi paramızı basmıyor; bu boşluktan istifade eden küresel sermayedarlarla bağlantılı bankalar, ya karşılığı olmayan ecnebi kağıtlarını ülkemize transfer ederek veya kredi kartı namıyla kartondan para basarak yüzde 120'lere varan maliyetlerle vatandaşın gelecekteki emeğini sömürüyorlar. Özel bankalar, Türk çiftçisine yüzde 20-25 arasında değişen faiz oranları ile tarımsal kredi kullandırıyor.Çiftçi bankalara çalışıyor, işçi bankalara çalışıyor, dar gelirli bankalara çalışıyor, esnaf ve sanayici bankalara çalışıyor. Kısacası Türk milleti ve Türk devleti, küresel sermayedarlara ve onlarla bağlantılı yerel "ekonomi tetikçileri"ne çalışıyor.Hangi esnaf, hangi tüccar, hangi sanayici Türkiye şartlarında yüzde 120'lere varan oranlarda kar ediyor? Anası-dini ağlayarak zar zor üç beş üretim yapan tarım veya sanayicimizin, esnaf ve işadamımızın kar marjları 0.2'li oranlara düşerken; ecnebi kağıtlarını veya kredi kartı namlı naylon kartları, halka ve üretici kesime para diye satanların katlı karlarının haddi-hesabı yok?Ecnebiler, kağıtlarını para diye ülkemize ihraç etmekle kalmıyorlar, borsa tezgahında Türk ekonomisinin hortumladıkça hortumluyorlar.Ecnebilerin, İMKB'de yılın ilk on ayındaki alım satım işlemlerinin toplam hacmi 119.9 milyar dolara ulaştı. Yabancıların İMKB'de 2002 yılında sadece 12.9 milyar dolar olan işlem hacmi, 2003'te 17.3 milyar, 2004'te 37.3 milyar, AB ile müzakerelerin başladığı 2005 yılında 81.2 milyar, 2006'da da 88.5 milyar dolara çıkmıştı.PKK ile Türkiye'yi meşgul edenler, öte taraftan vatanımızı, emek ve üretimimizi hamuduyla götürüyorlar. Çare yok mu; var. Dünya bilim adamları çare, Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli diyerek bilimsel çare ortadaydı. Ama milletimizin gözünden bu "tek çare"yi kaçırdılar. Milletimiz bu gerçeği görmedi; IMF'cilere, küresel sermayenin ve işgalci Amerika'nın ülkemizdeki stratejik ortaklarına destek verdi. Ekonomi tetikçilerine kendi elleriyle davetiye çıkardı. Olan oldu? Kendi düşen ağlamaz.Şimdi borsada da can veriyoruz, sınırda da; her yerde can veriyoruz, her yerde can çekişiyoruz. Ne zamana kadar? Prof. Dr. Baş'ın söylediklerini kavrayıp hakkı teslim edinceye kadar?