Beş yıldır ülkemizi yöneten iktidarın büyük fotoğrafına bakacak olursak, ülkemiz için atmış gibi gösterdiği adımları AB ve ABD için attığını görürüz. Bir ülkeyi yöneten iradenin iç - dış siyasetini ve ekonomisini kendisi yönetemiyorsa, akıl aldığı iradeye hizmet etmekten başka bir şey yapamaz. İktidar bu koşullarda ülkemizi idare etmeye çalıştığı için halkımızı da AB ve ABD'ye hizmetçi etmiştir. İktidar, ülkemizi senaryolara kurban etmiştir. Senaryoları AB ve ABD yazmış, iktidar oynamıştır. Senaryosunu çok iyi oynayan aktörler ülkemizi ateşin içine atmıştır. Her konuda AB ve ABD'ye danışmadan adım atamamıştır. Özelleştirmeler yabancılara yapılmıştır. Yeraltı kaynaklarımız İngiliz kraliyet ailesine, Hollanda devletinin şirketi, Amerika'nın şirketlerine peşkeş çekilmiştir. Görünen köy kılavuz istemez misali, ülkemizin değerlerini peşkeş çeken iktidarın, gelen parayı ne yaptığı da belli değildir. Halkımız sıkıntılarla baş başa bırakılmıştır.İktidar AB ve ABD yönlü izlediği tarım politikaları ile çiftçimizi perişan etmiştir. Çiftçimiz ürettiği ürününü, para etmemesinden dolayı tarlasında bırakmak zorunda kalmıştır. Eksem de mi zarar etsem, ekmesem de mi kar etsem ikileminde bırakılmıştır. Bu ikilemde kalan çiftçi ekemez hale getirilmiş, tarım ürünleri dış ülkelerden ithal edilmeye başlanmıştır.Memurumuz, işçimiz? Hülasa halkımızın emeği IMF'ye peşkeş çekilmektedir. Halkımıza kıstırma politikası uygulanmıştır. İktidarın izlediği yanlış politikalar yüzünden ülkemizde iç karışıklık dönemi başlamıştır. Taksimde işçiye yapılan iktidarın tavrıdır. İşçiyi ekonomik sıkıntıya sokup susturamayan iktidar, çareyi dövmekte bulmuştur. Türkiye'deki bankaların, şirketlerin sahipleri yabancı olmuştur. Türkler, kendi ülkelerinde onların emrinde düşük ücretle çalışmaya başlatılmıştır. Yerli halkın doğal ihtiyaçları faiz ödemelerinin karşılanması için kesilmektedir. Türkiye yüksek açıklar veren, karşılığında 83 yılda kurduğu şirketleri satan, yetmediği durumda borçlanan ve bütçesinin büyük bir bölümünü borç ödemelerine ayıran bir ülke haline getirilmiştir. Hülasa genel fotoğrafa bakacak olursak ülkemizin kaynaklarını ve zenginliklerini bir musluğa bağlasak musluğu kapatmak istesek dahi akacak şekildedir. İktidar musluğun altına eleği tutmuş halkımızı aklınca huzura kavuşturacak senaryoları çizmektedir. Eleğin altında ise AB ve ABD kovasını koymuş elekten akanları kovasına doldurmaktadır. Eleği alan da, altına kovayı koyduran da iktidarın kendisidir.Halkımızın artık elekçilerden ve kalburculardan vazgeçmesinin zamanı gelmiş ve geçmiştir. Musluğun altına kovayı koyup ta kovaya dolanları halkımıza verecek olan Prof. Dr. Haydar Baş ve onun "Milli Ekonomi Modeli'ni" iktidara getirmemiz şarttır. Yoksa musluğun altında elek, eleğin altında da AB ve ABD kovasının dolması devam eder.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İsmail Çetin / diğer yazıları
- Ülkemiz Milli Ekonomi Modeli’nin net çözüm sunduğu sorunlarla boğuşuyor / 03.05.2025
- Geç kalmadan İsmail Kartal gelmeli / 24.10.2024
- Alevilik yol, Bektaşilik tariki medeniyettir / 16.10.2024
- Atatürk’ümüzü de, dinimizi de rahat bırakın / 05.09.2024
- İmam Hüseyin Hak adına Kerbela’ya gitmiştir / 18.07.2024
- Fenerbahçe’miz kazandı / 11.06.2024
- Ülkemizin manevi başkenti Hacıbektaş’tır / 26.12.2023
- Asgari ücret zammından taraflar mutsuz oluyor! / 24.12.2023
- Dinci ve Kemalist aynı kapıya çıkar / 14.12.2023
- Türk Devletleri Ehl-i Beyt nefesiyle kurulmuş, yörüngeden çıkınca yıkılmıştır / 12.12.2023
- Geç kalmadan İsmail Kartal gelmeli / 24.10.2024
- Alevilik yol, Bektaşilik tariki medeniyettir / 16.10.2024
- Atatürk’ümüzü de, dinimizi de rahat bırakın / 05.09.2024
- İmam Hüseyin Hak adına Kerbela’ya gitmiştir / 18.07.2024
- Fenerbahçe’miz kazandı / 11.06.2024
- Ülkemizin manevi başkenti Hacıbektaş’tır / 26.12.2023
- Asgari ücret zammından taraflar mutsuz oluyor! / 24.12.2023
- Dinci ve Kemalist aynı kapıya çıkar / 14.12.2023
- Türk Devletleri Ehl-i Beyt nefesiyle kurulmuş, yörüngeden çıkınca yıkılmıştır / 12.12.2023