Allahü Teala Kur'an'da şöyle buyurur: "Öyle erler vardır ki ne ticaret ne de alış veriş onları Allah'ı anmaktan alıkoyamaz" (Nur, 37)
Kur'ân-ı Kerim, gafleti, kalbin tüm olumsuzluklarının kaynağı olarak gösterir ve gafletten kurtulmak için zikrullaha yönlendirir. Gaflet için şu tarifler yapılmıştır:"Gaflet, nefsin arzusuna uymaktır. Bir şeyden gaflet etmek, o şeyi hatırına getirmemektir" (Cürcânî, Ta'rîfât, s. 162). "İnsanı eşyanın hakikatine muttali olmaktan alıkoyan şeydir" (Burseuî, Rûhu'lbeyân V. 239.). Gafletle yapılan ameller, Allah tarafından hüsn-i kabul görmemektedir, "İbâdetin özü olan duâ" uyanık bir gönülle yapılmadığı zaman icabetle karşılanmayacağı gibi, Allah'ı hatırlama, duâ ve bir çeşit zikir olan namaz da önemsenmeden edâ edilirse,"Yazıklar olsun o namaz kılanlara" (Mâ'un 107/4-5) itabına sebep olacak ve sahibini felaha çıkarmayacaktır.Bir hadis-i şerifte, "Kul namaz kılar fakat, namazının yarısı, üçte biri, dörtte biri, beşte biri, altıda biri, yedide biri, sekizde biri, dokuzda biri hatta ancak onda biri kendisi için yazılır" (Ebû Dâvûd, Salât, 123-124) buyrulurken diğer bir hadis-i şerifte de"Nice gece namazı kılanlar var ki onların namazdan nasibi, ancak uykusuzluktur" ((Nesei, Ebu Hûreyre) ) buyrulmuştur.Allahü Teâlâ: "Öyle erler vardır ki ne ticaret ne de alış veriş onları Allah'ı anmaktan alıkoyamaz" (En-Nûr 24/37) buyurarak, müminleri her an gönlünü yalnız Rabbine tahsis eden kimseler olmaya teşvik eder. Özetle mümin kul, "eli kârda gönlü yârda" ölçüsünce, dünya ve meşgalelerinin içinde, Allah'ı ve emirlerini unutmadan yaşamaya çalışmalıdır.
Kur'ân-ı Kerim, gafleti, kalbin tüm olumsuzluklarının kaynağı olarak gösterir ve gafletten kurtulmak için zikrullaha yönlendirir. Gaflet için şu tarifler yapılmıştır:"Gaflet, nefsin arzusuna uymaktır. Bir şeyden gaflet etmek, o şeyi hatırına getirmemektir" (Cürcânî, Ta'rîfât, s. 162). "İnsanı eşyanın hakikatine muttali olmaktan alıkoyan şeydir" (Burseuî, Rûhu'lbeyân V. 239.). Gafletle yapılan ameller, Allah tarafından hüsn-i kabul görmemektedir, "İbâdetin özü olan duâ" uyanık bir gönülle yapılmadığı zaman icabetle karşılanmayacağı gibi, Allah'ı hatırlama, duâ ve bir çeşit zikir olan namaz da önemsenmeden edâ edilirse,"Yazıklar olsun o namaz kılanlara" (Mâ'un 107/4-5) itabına sebep olacak ve sahibini felaha çıkarmayacaktır.Bir hadis-i şerifte, "Kul namaz kılar fakat, namazının yarısı, üçte biri, dörtte biri, beşte biri, altıda biri, yedide biri, sekizde biri, dokuzda biri hatta ancak onda biri kendisi için yazılır" (Ebû Dâvûd, Salât, 123-124) buyrulurken diğer bir hadis-i şerifte de"Nice gece namazı kılanlar var ki onların namazdan nasibi, ancak uykusuzluktur" ((Nesei, Ebu Hûreyre) ) buyrulmuştur.Allahü Teâlâ: "Öyle erler vardır ki ne ticaret ne de alış veriş onları Allah'ı anmaktan alıkoyamaz" (En-Nûr 24/37) buyurarak, müminleri her an gönlünü yalnız Rabbine tahsis eden kimseler olmaya teşvik eder. Özetle mümin kul, "eli kârda gönlü yârda" ölçüsünce, dünya ve meşgalelerinin içinde, Allah'ı ve emirlerini unutmadan yaşamaya çalışmalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.