Altılı Masa, doğruyu söylemek gerekirse uçurumun kenarından döndü.
İYİ Parti lideri Meral Akşener, ikna edilip masaya yeniden oturması sağlanamamış olsaydı, ilk turda kimse seçimi kazanamayacak, kozlar ikinci turda paylaşılacaktı. Şimdi ikinci tur ihtimali az da olsa azaldı…
Zira Cumhur İttifakı'nın adayı Erdoğan'ın karşısında muhalefet çok sayıda adayla çıkacak, en çok oyu alan aday ikinci turda Erdoğan'la kozlarını paylaşacaktı.
Ancak krizin tsunami yaşattığı muhalefet kıyılarındaki deniz çok geçmeden duruldu.
İyi de oldu.
Uzun süredir seçmene sinerji veremeyen Altılı Masa ya da Millet İttifakı, Akşener'in siyaseti silkeleyen beklenmeyen hamlesi sonrasında son bir haftadır depremden sonra en çok konuşulan gündem haline geldi.
Gündem olmak elbette yeterli değil, umut da vermek gerekiyor vatandaşlara.
Erdoğan bugün karar alırsa yarın itibarıyla seçim süreci resmen başlayacak ve 14 Mayıs'ta hepimizin sabırsızlıkla beklediği sandık kurulacak. İnşallah 21 yıllık zor dönem son bulacak…
Bugün itibarıyla seçime tam 65 gün kaldı.
İktidar cenahının bu süreçte kuşkusuz eli armut toplamayacak.
Bakın Cumhur İttifakı'nın genişleme arayışları sürüyor.
Üstelik bu arayışlar sadece kendi mahallelerinde değil, karşı mahallede de devam ediyor. Yani kazanmak için Cumhurbaşkanı Erdoğan yelpazeyi hayli geniş tutuyor anlayacağınız.
Bu bağlamda Demokratik Sol Parti'nin (DSP) Cumhur İttifakı'na katılacağı iddiaları ortaya atıldı.
Bu iddiayla ilgili görüşlerini açıklayan DSP lideri Önder Aksakal, "Henüz böyle bir teklif yok. Görüşme süreci önümüzdeki süreçte olur mu olmaz mı onu bilemeyiz" demiş.
Cumhur İttifakı'ndan bir teklif gelirse cevabınız ne olur sorusunu ise Aksakal, "Hiç kimseye kapımız kapalı olmadı bugüne kadar. Gelen oldu da gelme demedik" şeklinde yanıtlayarak yeşil ışık yakmak anlamında bir işaret de veriyor.
İktidarda olmanın getirdiği büyük parasal ve diğer imkânlara rağmen hükümet seçimleri kazanmayı garanti görmüyor. Bunca yaşanan şeylerden sonra bu normal elbette.
Ancak Millet İttifakı'nın hükümetin seçimi kaybedeceğine, kendilerinin ise kazanacağına garanti gözüyle bakıp, safları kuvvetlendirme konusunda ağır davranması hiç normal değil.
Güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş sözünü tutabilmek için muktedir olmak, ancak parlamentoda anayasa değiştirecek güce ulaşmakla mümkün olabilir.
Bu yüzden muhalefet de saflarını temel ilkelerde ortaklaştığı başta Bağımsız Türkiye Partisi olmak üzere muhalif partilerle güçlendirmek zorundadır.
Yoksa karşımıza hükümeti devirmiş ancak verdiği sözleri tutamayan kadük kalmış bir iktidar çıkar…
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024