Çok çabuk unutuyoruz. Bu unutkanlığımız canımıza, malımıza, emeğimize mal oluyor. Dahası çocuklarımızın geleceğine mal oluyor.
En önemlisi ise artık hedefte devletin varlığı ve milletin bölünmez bütünlüğü var. Umarım vatanımıza mal olmaz.
Daha 2 hafta önce 15 Temmuz'du. Ne destansı cümleler kuruldu, ne tehditler yapıldı…
Ama malum yapının sahibi kimdi? Kim yedirdi, kim giydirdi, kim besledi, kim büyüttü de koskoca Türkiye Cumhuriyetine kastetmeye kalktı gibi nice soruların cevabı hiç merak edilmedi, sorgulanmadı da!
Hele siyasi ayağı kim, sorusunu muhalefet bile sormaktan vazgeçti.
Ben ise yıllardır hep aynı şeyleri soruyu soruyorum:
1- 15 Temmuz yaşanmasaydı Türkiye'de hangi güç rejimi değiştirme cesareti gösterebilirdi?
2- 15 Temmuz yaşanmasaydı Recep Tayyip Erdoğan 2018'den sonra Cumhurbaşkanı adayı olabilir miydi?
Kıbrıs
Geçen hafta da Kıbrıs Barış Harekatının yıl dönümüydü. Yine destansı cümleler kuruldu yine gözdağı içeren kelimeler dile getirildi.
Oysa 4 Türk Cumhuriyetinin, Rumları adanın tek sahibi olarak tanımaları ve ordumuzu işgal olarak kabul etmelerini ve buna karşın tek bir adım atılmadığını unuttuk.
Rum liderinin, Yunan Başbakanının, Rum papazlarının ülkemize yönelik hakaretlerini de unuttuk.
Kuzey Kıbrıs Türk cumhuriyetini neden kimse tanımıyor? Neden bu konuda dünya liderimizin hiçbir çabası gündeme gelmiyor, sorularını ise sormaz olduk.
Rum kesimi Akdeniz'de, peş peşe 'doğalgaz bulduk' açıklamaları yaparken biz Akdeniz'den neden çekildik' sorusu da sorulmuyor.
Yıllardır Ege'de işgal edilen adalarımızı yazıyoruz. Yunanistan işgal ettiği adalarımıza 6 bin asker konuşlandırdı, 10 bin insan yerleştirdi' haberlerini hatırlatıyoruz. Hükümet oralı bile olmuyor, insanımız ise babaneci bir tavır sergiliyor.
İstanbul'un fethinin 572. yıl dönümünde, Yunan Genelkurmay Başkanı Dimitrios Hupis'in, Fener Rum Patriği Bartholomeos'a İstanbul ve Trakya'yı Yunan toprakları gibi gösteren Helen haritası hediye etti.
Harita, Yunanistan Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi internet sitesinden ve sosyal medya hesaplarından açıkça paylaşıldı. Ne milliyetçisi gördü! Ne dincisi ne de Atatürkçüsü.
Ama medya 'Trump-Putin görüşmesi İstanbul'da gerçekleşirse bu ülkemiz için büyük bir itibar vesilesi olur' yorumları yapılıyor.
Oysa itibar tam bağımsızlıktı, adaletti, ele muhtaç olmamaktı, insana değer vermek ve insanına sahip çıkmaktı.
Hepsini unuttuğumuz için bugün insanımız ormanda yanıyor, otelde yanıyor, madenlerde, depremlerde, sellerde can veriyor.
'Teröristlere hak vereceğiz' diye koşturanlar insanımıza iş veremediği için gençlerimize umut veremediği için gençlerimiz mafyanın, çetelerin, uyuşturucunun, fuhşun, kumarın eline düştü. Ateizm ve deizm cehennemine yuvarlandı.
Kimliğimizi, aile kutsiyetimizi kaybettik ama farkında bile değiliz. Evlerde huzur yok. Evlatlar, anne-babalarını hizmetçi olarak görüyor. Büyükanne ve babalar ise yük olarak görülüyor.
Bu ülkede vatan, bayrak, namus, din, iman dedin mi, insanlar bir kendine çeki-düzen verirdi.
Bu kavramları o kadar kullanıp, sıradanlaştırdılar ki artık din, vatan, namus desen karşındaki 'bu hangi partiden' sorgulamasına giriyor.
Bunlar tefrikadır, ayrılıktır. Bizim aramıza tefrika soktular. Tefrikayı unutup tefrikacılara sahiplendik.
Bakın ne diyor milli şairimiz?
Ayrılık hissi nasıl girdi sizin beyninize?
Fikr-i kavmıyyeti (ırkçılığı) şeytan mı sokan zihninize?
Birbirinden müteferrik (ayrılmış) bu kadar akvamı (kavmi),
Aynı milliyetin altında tutan İslam'ı,
Temelinden yıkacak zelzele, kavmiyettir.
Bunu bir lahza unutmak ebedi haybettir... (mahrumiyet)
Arnavutlukla, Araplıkla bu millet yürümez.
Son siyasetse bu! Hiç böyle siyaset yürümez!
Sizi bir aile efradı yaratmış Yaradan;
Kaldırın ayrılık esbabını (sebep) artık aradan.
Siz bu davada iken yoksa iyazen-billah, (Allah'a sığınmak)
Ecnebiler olacak sahibi mülkün nagah. (birden bire)
Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.
Bırakın eski hükümetleri meydandakiler
Yetişir, şöyle bakıp ibret alan varsa eğer.
İşte Fas, işte Tunus, işte Cezayir, gitti!
İşte Irak'ı da taksim ediyorlar şimdi. (Mehmet Akif Ersoy)
En önemlisi ise artık hedefte devletin varlığı ve milletin bölünmez bütünlüğü var. Umarım vatanımıza mal olmaz.
Daha 2 hafta önce 15 Temmuz'du. Ne destansı cümleler kuruldu, ne tehditler yapıldı…
Ama malum yapının sahibi kimdi? Kim yedirdi, kim giydirdi, kim besledi, kim büyüttü de koskoca Türkiye Cumhuriyetine kastetmeye kalktı gibi nice soruların cevabı hiç merak edilmedi, sorgulanmadı da!
Hele siyasi ayağı kim, sorusunu muhalefet bile sormaktan vazgeçti.
Ben ise yıllardır hep aynı şeyleri soruyu soruyorum:
1- 15 Temmuz yaşanmasaydı Türkiye'de hangi güç rejimi değiştirme cesareti gösterebilirdi?
2- 15 Temmuz yaşanmasaydı Recep Tayyip Erdoğan 2018'den sonra Cumhurbaşkanı adayı olabilir miydi?
Kıbrıs
Geçen hafta da Kıbrıs Barış Harekatının yıl dönümüydü. Yine destansı cümleler kuruldu yine gözdağı içeren kelimeler dile getirildi.
Oysa 4 Türk Cumhuriyetinin, Rumları adanın tek sahibi olarak tanımaları ve ordumuzu işgal olarak kabul etmelerini ve buna karşın tek bir adım atılmadığını unuttuk.
Rum liderinin, Yunan Başbakanının, Rum papazlarının ülkemize yönelik hakaretlerini de unuttuk.
Kuzey Kıbrıs Türk cumhuriyetini neden kimse tanımıyor? Neden bu konuda dünya liderimizin hiçbir çabası gündeme gelmiyor, sorularını ise sormaz olduk.
Rum kesimi Akdeniz'de, peş peşe 'doğalgaz bulduk' açıklamaları yaparken biz Akdeniz'den neden çekildik' sorusu da sorulmuyor.
Yıllardır Ege'de işgal edilen adalarımızı yazıyoruz. Yunanistan işgal ettiği adalarımıza 6 bin asker konuşlandırdı, 10 bin insan yerleştirdi' haberlerini hatırlatıyoruz. Hükümet oralı bile olmuyor, insanımız ise babaneci bir tavır sergiliyor.
İstanbul'un fethinin 572. yıl dönümünde, Yunan Genelkurmay Başkanı Dimitrios Hupis'in, Fener Rum Patriği Bartholomeos'a İstanbul ve Trakya'yı Yunan toprakları gibi gösteren Helen haritası hediye etti.
Harita, Yunanistan Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi internet sitesinden ve sosyal medya hesaplarından açıkça paylaşıldı. Ne milliyetçisi gördü! Ne dincisi ne de Atatürkçüsü.
Ama medya 'Trump-Putin görüşmesi İstanbul'da gerçekleşirse bu ülkemiz için büyük bir itibar vesilesi olur' yorumları yapılıyor.
Oysa itibar tam bağımsızlıktı, adaletti, ele muhtaç olmamaktı, insana değer vermek ve insanına sahip çıkmaktı.
Hepsini unuttuğumuz için bugün insanımız ormanda yanıyor, otelde yanıyor, madenlerde, depremlerde, sellerde can veriyor.
'Teröristlere hak vereceğiz' diye koşturanlar insanımıza iş veremediği için gençlerimize umut veremediği için gençlerimiz mafyanın, çetelerin, uyuşturucunun, fuhşun, kumarın eline düştü. Ateizm ve deizm cehennemine yuvarlandı.
Kimliğimizi, aile kutsiyetimizi kaybettik ama farkında bile değiliz. Evlerde huzur yok. Evlatlar, anne-babalarını hizmetçi olarak görüyor. Büyükanne ve babalar ise yük olarak görülüyor.
Bu ülkede vatan, bayrak, namus, din, iman dedin mi, insanlar bir kendine çeki-düzen verirdi.
Bu kavramları o kadar kullanıp, sıradanlaştırdılar ki artık din, vatan, namus desen karşındaki 'bu hangi partiden' sorgulamasına giriyor.
Bunlar tefrikadır, ayrılıktır. Bizim aramıza tefrika soktular. Tefrikayı unutup tefrikacılara sahiplendik.
Bakın ne diyor milli şairimiz?
Ayrılık hissi nasıl girdi sizin beyninize?
Fikr-i kavmıyyeti (ırkçılığı) şeytan mı sokan zihninize?
Birbirinden müteferrik (ayrılmış) bu kadar akvamı (kavmi),
Aynı milliyetin altında tutan İslam'ı,
Temelinden yıkacak zelzele, kavmiyettir.
Bunu bir lahza unutmak ebedi haybettir... (mahrumiyet)
Arnavutlukla, Araplıkla bu millet yürümez.
Son siyasetse bu! Hiç böyle siyaset yürümez!
Sizi bir aile efradı yaratmış Yaradan;
Kaldırın ayrılık esbabını (sebep) artık aradan.
Siz bu davada iken yoksa iyazen-billah, (Allah'a sığınmak)
Ecnebiler olacak sahibi mülkün nagah. (birden bire)
Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.
Bırakın eski hükümetleri meydandakiler
Yetişir, şöyle bakıp ibret alan varsa eğer.
İşte Fas, işte Tunus, işte Cezayir, gitti!
İşte Irak'ı da taksim ediyorlar şimdi. (Mehmet Akif Ersoy)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Kılıç kınından kime karşı çıkacak? / 04.09.2025
- Peygamber Efendimizin doğum günü / 03.09.2025
- Tek parti iktidarı fakirden alıp zengine veriyor / 01.09.2025
- Yandaş medya nereye koşuyor, yargı ne yapıyor? / 31.08.2025
- Bu zafer öyle üç satır ile gerçekleşmedi, bakın nasıl gerçekleşti? / 30.08.2025
- Öcalan-Kandil- DEM açık, AKP-MHP kapalı oynuyor / 29.08.2025
- Bugüne kadar hangi asker veya askerler anayasa yaptı? / 28.08.2025
- Gereğini yapmanız için daha kaç bin Müslümanın ölmesi lazım? / 27.08.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’ komisyonu ilk görevini tamamladı / 25.08.2025
- Filistin’den, Erdoğan’a 3 mektup / 24.08.2025
- Peygamber Efendimizin doğum günü / 03.09.2025
- Tek parti iktidarı fakirden alıp zengine veriyor / 01.09.2025
- Yandaş medya nereye koşuyor, yargı ne yapıyor? / 31.08.2025
- Bu zafer öyle üç satır ile gerçekleşmedi, bakın nasıl gerçekleşti? / 30.08.2025
- Öcalan-Kandil- DEM açık, AKP-MHP kapalı oynuyor / 29.08.2025
- Bugüne kadar hangi asker veya askerler anayasa yaptı? / 28.08.2025
- Gereğini yapmanız için daha kaç bin Müslümanın ölmesi lazım? / 27.08.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’ komisyonu ilk görevini tamamladı / 25.08.2025
- Filistin’den, Erdoğan’a 3 mektup / 24.08.2025