'Ermeni sorunu'

Ermeniler, bizim vatandaşımızdı. Osmanlı İmparatorluğu himayesinde şanla şerefle yaşamışlardı. Zanaat alanında, sanat çalışmalarında hep ön planda olmuş bir ulustu. Mahallemizin insanıydılar hatta kapı komşumuzdular. Karşılıklı komşuluk ilişkiler insani boyutlar içinde asırlar boyu sürüp gitmişti. Ermeniler, Kürtler ve Türkler birbirlerine alışıktılar. Konuşacak ortak dilleri vardı. Çocuklar ayrı okullarda okusalar bile aynı sokakları paylaşırlardı. O bölgede kimin hangi dilde ve dinde olduğunun önemi yoktu. Bakarsınız demirci ustası Ermeni kalfası Türk; bakarsınız terzi Türk, çırağı Ermeni olabiliyordu. Bin yıllık birliktelik, büyük dostluklar hatta akrabalıklar oluşturmuştu. Benim yaşadığım bölgede büyük göç döneminde, evlerinin anahtarını komşusu Türk'e bıraktığı gibi parasını, arazisini, ineğini, koyununu da ona bırakıp zorunlu gitmişti bilmedikleri yere. Komşusu gidip de geleceğini düşündüğü Ermeni arkadaşını, yıllarca beklemiş, emanetlerine el sürmeden korumuştu. O insanların evleri eskidi, arazileri emanet ettikleri kişileri zengin etti. Beraber tarihlerini yazdıkları hayat ne olduysa büyük savaşla değişti.Gerçekten ne oldu da bu güzel dostluklar düşmanlığa dönüştü? Sorunun özü burada yatıyor. Ben Artvinliyim. Köyümde, kasabamda hatta il merkezimde yüzlerce ermeni ailesi vardı. Bu vatanın vatandaşı olarak birlikte yaşarken birden, ne oldu da bu güzel ilişkiler düşmanlığa dönüştü?Büyük savaşta bile halkların dostlukları sürüp giderken, Ermeni çeteleri, birlikte yaşadıkları insanlara eziyet vermeye, gelirlerine el koymaya başladılar. Öyle bir zaman geldi ki komşu Ermeni, komşusu Türk'ü koruyamadı. Özellikle Ortadoğu'nun zenginliklerini ele geçirmeye çalışan emperyalist güçler, bölgede karışıklık yaratmak ve Osmanlı Devleti'nin gücünü zayıflatmak sonra bölgenin egemenliğini ele geçirmek duygusuyla Ermeni ileri gelenlerini kışkırttılar. Bin yıllık dostluk ve birlik; çıkar gruplarının isteği doğrultusunda yok oldu gitti.Hâlâ kışkırtıcılık sürüp gidiyor. Bu topraklar üzerinde yaşayan Ermeni vatandaşlarımızın sorunu olmadığı halde, suni sorun yaratmak peşinde koşulmaktadır. Osmanlı Devleti döneminde yaşanan bu olumsuzlukları, yerine kurulmuş TC Devletine fatura etmenin de anlamı yok. İttihat Terraki'nin eylemlerini TC Devletine yüklemek ne Ermenilere ne de onların arkasındaki güçlere yarar getirir.Ortadoğu, karmaşık yapıya sahip bir coğrafya? Farklı dillerin, dinlerin, ırkların ve mezheplerin yaşadığı bir bölge? Kötü niyetli insanların arayıp da bulamadıkları bir alandır da burası.19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren dünyada"Milliyetçilik" duygusunun ön plana çıkması ve ırkların kendi kimliklerini araması, kışkırtıcılar için aranıp da bulunamayacağı bir bölgeydi ve bölgedir Orta doğu. Büyük devletlerin şımarık çocuğu idiler bir zamanlar. Onlara güvenerek ve onların kışkırtması ile Ermeni çeteleri hem Türk ailelerine hem de Ermeni ailelerine saldırmakta ve huzuru bozmaktaydılar. Bu yaklaşım önceden dost geçinen bu iki milleti düşman yaptı. Bugünün BOP'u ,o günden gelen bir uzantıdır. Hele Okyanus ötesinin karakolluğunu üstlenen İsrail'in BOP'un uygulamaya sokulması için çaba göstermesi ne ise bugünün Ermenistan'ı da aynı özelliği taşımaktadır. Kaynaklar gösteriyor ki Ermeni çeteleri Türk, Kürt, Çerkez, Laz kıyafetleri giyerek kendi vatandaşlarını katletmişlerdir. Faturası ise elbette ki Türklere kesilmiştir. Arkalarındaki güçlerin işine gelen bu yaklaşım, doğal olarak Osmanlı Devletinin güvenliği açısından birtakım önlemlerin alınmasına neden olmuştur. O da hem Ermeni vatandaşlarımızı hem de kendi ırkdaşlarımızın ve Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü vatandaşlarımızın can güvenlikleri açısından birtakım önlemler alınmıştır. Doğal olarak Osmanlı Devleti'nin geleceği açısından O insanlar göçe zorlanmıştır da. Anadolu'da yaşayan insanlarla Ermenistan'da yaşayan halklar arasında bir sorun yok. Bence sorun devleti yöneten kadrolarda. Bilmem çok mu iyimserim?