Yazar Orhan Pamuk'un ithamları
Türkiye'de her zaman bazı kimseler kendilerini keskin - sivri akıllı zannederek bazı ters iddialarda bulunmaya teşebbüs etmektedirler. Son zamanlarda değişik güçler tarafından epey destek gören Orhan Pamuk adında (kendini yazar olarak tanıtan bir zat) Türkiye'de bir milyon Ermeni öldürüldü" diye bir yazısında iddia etmiş. Öte yandan, bu kadar keskin bir şekilde ortaya çıkan bu iddia, ancak bir slogan atan sansasyonel ifade kullanan, militanimsi bir kimse tarafından yapılabilir diye düşünülmektedir.
Yaklaşık 40 yıldan fazla tartışılan bir konuya hemen çözüm bulmuşçasına iddialı konuşan biri, ancak bilgisizlikle yüklü olabilir. Çünkü bu durum başka türlü izah edilemez. Bunun dışında ise sadece ve sadece kasıtlı düşmanlık olabilir ama onu aklımıza bile getirmememiz gerekir! Çünkü onu yaparak Türkiye'de yaşamak kendisi için bir azap olur.
Bunun yanında Türkiye'de iyi giden tek bir şey yok mu sorusuna da "ben Turizm Bakanı değilim" cevabını vermesi de başka şaşırtıcı bir davranış ve kendisine yakışmayan bir cevap olmuştur. Bununla beraber bundan sonra da Türkiye'de hayatını devam ettirmesi kendisi için biraz absürd, hatta tersliklerle dolu bir yaşam olabilir!
Nasıl da bu "bir milyon zayiatı" kolayca telaffuz etmiş! Olmayan bir olayı ters etkilerle kesin bir ifade kullanarak olmuş gibi göstermek, hakikaten ancak cahillerde bulunan büyük bir cesaret gerektirir!
Orhan Pamuk - dünya basınında bir sansasyon oluşturmak ve kendine dikkat çekmek isteğiyle bunu yapmış olabilir. Ama bu tür davranışlar, insanı bir tür egoistçe davranışlara götürmektedir. O da kendisi, için böyle düşünülmesini herhalde istememektedir! Demek ki ne ruhunda ne yazılarında "memleket ruhu" pek bulunmamaktadır. Ondan nasibini almamış olarak gözükmektedir. Hakikat dışı olan düşman iddialarının yüksek rakamlarını kullanarak, hakikate varmak mümkün olmamaktadır. Üstelik onları ortaya atmak ve hakikat gibi göstermek kendisini olayların büsbütün dışına atmaktadır. Körü körüne adeta düşmanla işbirliği saflarına itmektedir.
Balkan olaylarının etkisi
Osmanlı'nın son zamanlarında Balkan savaşı esnasında ve sonrasında Türklerin katliamları oradaki komitacılar tarafından acımasızca yürütülüyordu. O zamanları da Türk yazarı Tevfik Fikret bunlara duyarsız davranıyordu. O kadar duyarsız davranıyordu ki adeta "oh olsun" dercesine bir intiba veriyordu. Bu tür psikolojiler sağlıklı düşünceyi ifade etmemektedir. Bunun ancak ruhlarında bazı şüpheler barındıran ve onlara kendini kaptıran insanlar yapabilir! Ama her şeye rağmen Tevfik Fikret millet şarkısını da yazarıdır.
Ancak Orhan Pamuk, kitabında kendi sanki orada bulunmuş da kendisine bunları saydırmışlar şeklinde ifadeler kullanmıştır. Bu yazısı dolayısıyla tabii ki Ermeniler ona dört elle sarılmışlar. Hatta The Observer gazetesinde onu Türkiye'nin en iyi yazarı ilan etmiştir.
Şimdi Orhan Pamuk Ermeni kahramanı ilan edilmiştir. Çünkü Türkiye'de bir milyon Ermeni ve 30 bin Kürt katledildi diye yazı yazmıştır. Bunun yanında Türkiye'de bu yazara karşı bir kampanya başlatıldığını da ilave etmişler.
Ermeniler şimdi "Kalem kılıçtan keskindir" bir Türk atasözüne dayanarak Türklere karşı yeni kampanyalar başlatıp Orhan Pamuk'un bu yazılarını delil olarak ortaya koymak hazırlığını yatmaktadır.
Hatta şu anda Türkiye'de yaşayan Ermenilere de büyük baskı yapıldığını ve bazı meslekler onlara yasak edildiğini de iddia etmiş bulunmaktadır. Bunu da iddia eden Nouritsa Matossian adında ailesi Kayserili olan bir Ermeni yazarıdır. Bu yazar İngiltere'de Ermeni diasporasının kilit isimlerinden biridir. Ararat filminde de danışmalık yapmıştır.
İngiltere'de araştırmacı ve yazar olarak tanınmaktadır. Matossian -New York'ta-Tahran'da-Beyrut'ta-Tiflis'te hatta Türkiye'de bile konferanslar vermektedir. Onun inancına göre Türkiye'deki Ermenilerin millet bilincini geliştirmek suretiyle Anadolu'nun ele geçirileceği düşüncesi vardır. Bunun yanında İstanbul'da bir konferans verdiğini, ancak konferansa müsaade almak için soykırım sözcüğünün kullanılmaması koşuluyla izin verildiğini de dile getirmiştir.
Türkiye'de her zaman bazı kimseler kendilerini keskin - sivri akıllı zannederek bazı ters iddialarda bulunmaya teşebbüs etmektedirler. Son zamanlarda değişik güçler tarafından epey destek gören Orhan Pamuk adında (kendini yazar olarak tanıtan bir zat) Türkiye'de bir milyon Ermeni öldürüldü" diye bir yazısında iddia etmiş. Öte yandan, bu kadar keskin bir şekilde ortaya çıkan bu iddia, ancak bir slogan atan sansasyonel ifade kullanan, militanimsi bir kimse tarafından yapılabilir diye düşünülmektedir.
Yaklaşık 40 yıldan fazla tartışılan bir konuya hemen çözüm bulmuşçasına iddialı konuşan biri, ancak bilgisizlikle yüklü olabilir. Çünkü bu durum başka türlü izah edilemez. Bunun dışında ise sadece ve sadece kasıtlı düşmanlık olabilir ama onu aklımıza bile getirmememiz gerekir! Çünkü onu yaparak Türkiye'de yaşamak kendisi için bir azap olur.
Bunun yanında Türkiye'de iyi giden tek bir şey yok mu sorusuna da "ben Turizm Bakanı değilim" cevabını vermesi de başka şaşırtıcı bir davranış ve kendisine yakışmayan bir cevap olmuştur. Bununla beraber bundan sonra da Türkiye'de hayatını devam ettirmesi kendisi için biraz absürd, hatta tersliklerle dolu bir yaşam olabilir!
Nasıl da bu "bir milyon zayiatı" kolayca telaffuz etmiş! Olmayan bir olayı ters etkilerle kesin bir ifade kullanarak olmuş gibi göstermek, hakikaten ancak cahillerde bulunan büyük bir cesaret gerektirir!
Orhan Pamuk - dünya basınında bir sansasyon oluşturmak ve kendine dikkat çekmek isteğiyle bunu yapmış olabilir. Ama bu tür davranışlar, insanı bir tür egoistçe davranışlara götürmektedir. O da kendisi, için böyle düşünülmesini herhalde istememektedir! Demek ki ne ruhunda ne yazılarında "memleket ruhu" pek bulunmamaktadır. Ondan nasibini almamış olarak gözükmektedir. Hakikat dışı olan düşman iddialarının yüksek rakamlarını kullanarak, hakikate varmak mümkün olmamaktadır. Üstelik onları ortaya atmak ve hakikat gibi göstermek kendisini olayların büsbütün dışına atmaktadır. Körü körüne adeta düşmanla işbirliği saflarına itmektedir.
Balkan olaylarının etkisi
Osmanlı'nın son zamanlarında Balkan savaşı esnasında ve sonrasında Türklerin katliamları oradaki komitacılar tarafından acımasızca yürütülüyordu. O zamanları da Türk yazarı Tevfik Fikret bunlara duyarsız davranıyordu. O kadar duyarsız davranıyordu ki adeta "oh olsun" dercesine bir intiba veriyordu. Bu tür psikolojiler sağlıklı düşünceyi ifade etmemektedir. Bunun ancak ruhlarında bazı şüpheler barındıran ve onlara kendini kaptıran insanlar yapabilir! Ama her şeye rağmen Tevfik Fikret millet şarkısını da yazarıdır.
Ancak Orhan Pamuk, kitabında kendi sanki orada bulunmuş da kendisine bunları saydırmışlar şeklinde ifadeler kullanmıştır. Bu yazısı dolayısıyla tabii ki Ermeniler ona dört elle sarılmışlar. Hatta The Observer gazetesinde onu Türkiye'nin en iyi yazarı ilan etmiştir.
Şimdi Orhan Pamuk Ermeni kahramanı ilan edilmiştir. Çünkü Türkiye'de bir milyon Ermeni ve 30 bin Kürt katledildi diye yazı yazmıştır. Bunun yanında Türkiye'de bu yazara karşı bir kampanya başlatıldığını da ilave etmişler.
Ermeniler şimdi "Kalem kılıçtan keskindir" bir Türk atasözüne dayanarak Türklere karşı yeni kampanyalar başlatıp Orhan Pamuk'un bu yazılarını delil olarak ortaya koymak hazırlığını yatmaktadır.
Hatta şu anda Türkiye'de yaşayan Ermenilere de büyük baskı yapıldığını ve bazı meslekler onlara yasak edildiğini de iddia etmiş bulunmaktadır. Bunu da iddia eden Nouritsa Matossian adında ailesi Kayserili olan bir Ermeni yazarıdır. Bu yazar İngiltere'de Ermeni diasporasının kilit isimlerinden biridir. Ararat filminde de danışmalık yapmıştır.
İngiltere'de araştırmacı ve yazar olarak tanınmaktadır. Matossian -New York'ta-Tahran'da-Beyrut'ta-Tiflis'te hatta Türkiye'de bile konferanslar vermektedir. Onun inancına göre Türkiye'deki Ermenilerin millet bilincini geliştirmek suretiyle Anadolu'nun ele geçirileceği düşüncesi vardır. Bunun yanında İstanbul'da bir konferans verdiğini, ancak konferansa müsaade almak için soykırım sözcüğünün kullanılmaması koşuluyla izin verildiğini de dile getirmiştir.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006