Güneş, "bugünlük görevim bitti, müsadenizle efendim" dercesine kutlu sahabi Abdurrahman Gazi'ye veda ederek Aşkale ufuklarından kaybolur her akşam.
Erzurum'da gün batarken; şehrin üzerini siyah bir örtü kapladığı halde güneşin hala göz kırptığı tepelerden biri de, Aziziye ve Mecidiye tabyalarının bulunduğu Topdağı'dır.
Aziziye'de; "Ey mavi göklerin kırmızı beyaz süsü/ Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü" şeklinde tarif edilen yüzelli metrekarelik dev bir bayrağın gölgesinde, elli yıldır uyuyan kahraman ninemiz Nene Hatun da, günün sonunda, güneşle en son selamlaşanlardan.
Erzurum'da gurup vakitleri, camilerin bahçelerinin yoğunlaştığı, şadırvanlarda kuyrukların oluştuğu vakitlerdir. Ayazpaşa, Murat Paşa, İbrahim Paşa, Lalapaşa Camileri, pirifani haliyle Ulu Cami elvan elvan süslenip gelecek misafirlerini beklerler.
Güneşsiz kalmış olmanın telaşıyla, şehir merkezinden elini, eteğini çeken insanlar; Yenişehir Dadaşkent, Hilal Kent, Şükrüpaşa, Yunus Emre, Kayak Yolu gibi meskun mahallere akın ederler. Evlerine eli dolu giden babalar, balkonlarda bekleşen çocukları tarafından tezahuratla karşılanırlar. Eli boş gidenlerin ise, genellikle evlerinin balkonları yoktur zaten.
Tebrizkapı, Gürcükapı, Erzincankapı, Gezmeydanı, Havuzbaşı, Üniversite Kavşağı gibi duraklar, toplu taşıma araçlarının yarış pistine döner o saatlerde. Her durağa herkesten önce varma yarışı daha bir hızlanır.
Köprüköy'e, Uzundere'ye, Oltu'ya Narman'a, Tortum'a, Tekman'a, Pasinler'e, Horasan'a, İspir'e, Pazaryolu'na, Hınıs'a, Karaçoban'a, Çat'a, Karayazı'ya, Olur'a, Şenkaya'ya, Ilıca'ya, Aşkale'ye muhtelif semtlerden hareket etmek üzere olan son arabalar sürekli gaz pedalını kullanarak heyecanlı bir koşuşturmaya sebep olurlar.
Cumhuriyet Caddesi'nin yaya trafiği günün her saatinde yoğun olmakla beraber, gün batımından sonra, özellikle yaz aylarında ikiye üçe katlanır. Havuzbaşı ile Tebrizkapı arasında insanlar mekik mi dokurlar, halı mı, kilim mi dokurlar bilinmez ama gidip gelmeleri hiç bitmez.
Taş işçiliğinin, işlemeciliğinin zirve örnekleri olan Çifteminarelri Medrese, Yakutiye Medresesi ve Ulu Cami gibi Selçuklu yadigarı şaheserler ortada iken, bunlardan en az beşyüz sene sonra yapılmış olan Gürcükapı Camii'nin mihrabındaki eğrilik, zevksizlik, her görüşümde içimi burkuyor.
Bir çeşmeler şehri olan Erzurum'da Cennet Çeşme'nin, Dabakhane Çeşmesi'nin, Şabakhane'nin, Çukur Çeşme'nin, Ulu Cami Çeşmesi'nin sadece isimleri yazılsa, sayfalar tutacak çeşmelerin tadları, lezzetleri bir yana, şarıltılarını, binbir avazelerini gece geç saatlerde bir dinlemelisiniz.
Erzurum'da gün batarken gökyüzünü dolduran tümen tümen, tabur tabur kuşlar; binbir çeşit şekiller oluşturarak uçuşurlar ve; "Gökyüzünde kanat çırpıp uçan kuşlar da Allah'ı tesbih ederler ve her biri tesbihini bilerek yapar" mealindeki ayeti hatırlatırlar seyredenlere.
Bir akşam vakti, elveda diyen güneşin hatırlattıkları kısaca bunlar.
Erzurum'da gün batarken; şehrin üzerini siyah bir örtü kapladığı halde güneşin hala göz kırptığı tepelerden biri de, Aziziye ve Mecidiye tabyalarının bulunduğu Topdağı'dır.
Aziziye'de; "Ey mavi göklerin kırmızı beyaz süsü/ Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü" şeklinde tarif edilen yüzelli metrekarelik dev bir bayrağın gölgesinde, elli yıldır uyuyan kahraman ninemiz Nene Hatun da, günün sonunda, güneşle en son selamlaşanlardan.
Erzurum'da gurup vakitleri, camilerin bahçelerinin yoğunlaştığı, şadırvanlarda kuyrukların oluştuğu vakitlerdir. Ayazpaşa, Murat Paşa, İbrahim Paşa, Lalapaşa Camileri, pirifani haliyle Ulu Cami elvan elvan süslenip gelecek misafirlerini beklerler.
Güneşsiz kalmış olmanın telaşıyla, şehir merkezinden elini, eteğini çeken insanlar; Yenişehir Dadaşkent, Hilal Kent, Şükrüpaşa, Yunus Emre, Kayak Yolu gibi meskun mahallere akın ederler. Evlerine eli dolu giden babalar, balkonlarda bekleşen çocukları tarafından tezahuratla karşılanırlar. Eli boş gidenlerin ise, genellikle evlerinin balkonları yoktur zaten.
Tebrizkapı, Gürcükapı, Erzincankapı, Gezmeydanı, Havuzbaşı, Üniversite Kavşağı gibi duraklar, toplu taşıma araçlarının yarış pistine döner o saatlerde. Her durağa herkesten önce varma yarışı daha bir hızlanır.
Köprüköy'e, Uzundere'ye, Oltu'ya Narman'a, Tortum'a, Tekman'a, Pasinler'e, Horasan'a, İspir'e, Pazaryolu'na, Hınıs'a, Karaçoban'a, Çat'a, Karayazı'ya, Olur'a, Şenkaya'ya, Ilıca'ya, Aşkale'ye muhtelif semtlerden hareket etmek üzere olan son arabalar sürekli gaz pedalını kullanarak heyecanlı bir koşuşturmaya sebep olurlar.
Cumhuriyet Caddesi'nin yaya trafiği günün her saatinde yoğun olmakla beraber, gün batımından sonra, özellikle yaz aylarında ikiye üçe katlanır. Havuzbaşı ile Tebrizkapı arasında insanlar mekik mi dokurlar, halı mı, kilim mi dokurlar bilinmez ama gidip gelmeleri hiç bitmez.
Taş işçiliğinin, işlemeciliğinin zirve örnekleri olan Çifteminarelri Medrese, Yakutiye Medresesi ve Ulu Cami gibi Selçuklu yadigarı şaheserler ortada iken, bunlardan en az beşyüz sene sonra yapılmış olan Gürcükapı Camii'nin mihrabındaki eğrilik, zevksizlik, her görüşümde içimi burkuyor.
Bir çeşmeler şehri olan Erzurum'da Cennet Çeşme'nin, Dabakhane Çeşmesi'nin, Şabakhane'nin, Çukur Çeşme'nin, Ulu Cami Çeşmesi'nin sadece isimleri yazılsa, sayfalar tutacak çeşmelerin tadları, lezzetleri bir yana, şarıltılarını, binbir avazelerini gece geç saatlerde bir dinlemelisiniz.
Erzurum'da gün batarken gökyüzünü dolduran tümen tümen, tabur tabur kuşlar; binbir çeşit şekiller oluşturarak uçuşurlar ve; "Gökyüzünde kanat çırpıp uçan kuşlar da Allah'ı tesbih ederler ve her biri tesbihini bilerek yapar" mealindeki ayeti hatırlatırlar seyredenlere.
Bir akşam vakti, elveda diyen güneşin hatırlattıkları kısaca bunlar.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024