Erzurum'da yağmur yağar ..Çöker fakirin üstüne?

Fert başına düşen milli gelirin on beş bin dolara yaklaştığı hemen her fırsatta bizzat başbakan tarafından açıklandığı bir zaman diliminde?Geldiklerinde sadece dört olan dolar milyarderi sayısının kırka yaklaştığını ballandıra ballandıra anlattıkları 2011 yılında?Yani servetin, sermayenin belli ellerde stok edildiği, yoksulun sofrasından zeytin çalınarak dolar milyarderinin servetine ilave edildiği bir insafsız ve adaletsiz sistemde?Erzurum'da, dağ köylerde, toprak bacalı evlerde değil, şehrin göbeğinde tek gözlü evde altı nüfusla yaşam mücadelesi veren Altunkent ailesi o ufacık yuvaları başlarına yıkıldığından üç ferdini kaybetti.Sayın Başbakanın ikide bir dile getirdiği o on binlerce doları ne yapmışsa, nerelere harcamışsa ve harcamakta ise, genç baba doğru dürüst, güvenli bir ev almamış, gitmiş yıllardır çatlak olan istinat duvarının dibinde tek gözlü kerpiç evde oturmuş."Yıkıldım, yıkılacağım, geliyorum" diyen istinat duvarının dibinde yaşamaya çalışırken bir sabah hızlı yağan Nisan Yağmuru ile birlikte katil duvar ailenin tepesine çökmüş.Çilekeş anne iki yavrusunu da yanına alarak öteki aleme rihlet etti.Hacı Orhan Turgut ile beraber cenazeye katıldıktan sonra uğradığımız bir dostun iş yerinde açık olan bir televizyon kanalında iktidar partisi adaylarını açıklamakta idi ve sağlık bakanı ile birlikte eski iki vekil daha Erzurum listesinde arzı endam ediyorlardı.Büyük ihtimalle eşini ve iki yavrusunu çatlak istinat duvarının dibindeki tek gözlü kerpiç evinde kaybeden o genç babadan da oy istemeye gidecekler.Erzurum Büyükşehir Belediyesi ve yıkılan yuvanın içinde bulunduğu Yakutiye Belediyesi iki dönemdir AKP'nin elinde ve o AKP ki, tam dokuz yıldır bu ülkede tek başına iktidar.Erzurum'da, şehrin göbeğinde yıllardır çatlak bekleyen istinat duvarı bir sabah dibindeki tek gözlü kerpiç evi altına alıyor ve tam üç de can alıyor.?Ve başbakan haykırıyor; "nereden nereye, fert başına düşen milli geliri on beş bin dolara çıkardık".Canım kardeşim, üç canını katil duvara kurban veren sayın genç baba, altı nüfusun vardı ve başbakanın hesabı ile yılda senin payına tam doksan bin dolar düşerdi, neden adam gibi bir apartman çıkmadın da çatlak duvarın dibinde yaşamaya devam ettin?Bu soruyu, Gaziler mahallesinin muhtarına, o mahallenin imamına, camiye devam eden bütün hacılara ve çok değerli bacılara  da soruyorum; bu komşunuz bunca gelirine rağmen neden o tehlikeli evde yaşamaya devam etti?Yoksa fert başına düşen on beş bin dolar meselesi doru değil mi?Yoksa koca bir yalana mı oy veriyorsunuz yıllardır?