Evlilik çağına gelen gençlerin kiminle evleneceği; düzenlenen Beyge, Kızkovar, Kolbörü ve Gölbörü gibi oyunlarla belirlenirken, gençlerin savaşa hazır olup olmadıkları ise okçuluk, at yarışları ve cirit gibi müsabakalarla ölçülüyordu.
Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü Öğretim Görevlisi Hayrettin Öztürk, Doğu Anadolu Bölgesi'nde yaptığı araştırmaların bulgularına göre, tarihteki Türk kavimlerinde düzenlenen sportif etkinliklerin, genellikle evlilik ve savaşa hazırlık için yapıldığını söyledi.
Türk geleneklerine göre, birbirlerine âşık olan gençlerin, bu durumu genellikle başkalarına ifade edemediklerini belirten Öztürk, evlilik çağındaki kızın kiminle evleneceğinin düzenlenen değişik sportif etkinliklerle belirlendiğini söyledi.
Bir kıza talip olan gençler arasında, Beyge (Babiga) oyunu düzenlendiğini kaydeden Öztürk, "Evlenecek kızı almak isteyen gençler, ata binen ve eline bir kamçı alan kızı yakalamaya çalışır. Kız, binicilik hünerleri ve kamçısıyla erkekleri yanına yaklaştırmaz. Kızın sevdiği biri olursa, bu gence karşı daha insaflı davranır ve kamçısını yavaş vurur ve ona yakalanmaya çalışırdı. Kıza dokunan veya kızı yakalayarak kendi atına bindiren genç, o kızla evlenirdi" diye konuştu.
Yaşanan yöredeki bekar kız ve erkeklerin evlenecekleri kişiyi seçmeleri veya çeşitli hediyeler kazanmaları için de Kızkovar oyunu düzenlendiğini anlatan Öztürk, "Esir Alma Oyunu" adı verilen bu oyunda yakalanarak esir düşen genç kızın, kendisini yakalayan erkekle evlendiğini veya çeşitli hediyeler verdiğini söyledi.
Gelin ve damat arasında düzenlenen kolbörü oyununda ise, ata binen ve elinde oğlak veya kuzu bulunan gelinin, damat tarafından yakalanmaya çalışıldığını, bu oyunun gelin ve damat arasında üstünlük yarışı olduğunu belirten Öztürk, 40-50 atlı genç arasında düzenlenen Gölbörü oyununda da oğlak derisini kapma yarışı yapıldığını, müsabakayı kazananlara çeşitli ödül ve hediyeler verildiğini kaydetti.
Türk boylarında önemli yer tutan okçuluk, avcılık, at yarışları ve atlı cirit gibi spor müsabakalarıyla savaş hazırlığı yapıldığını belirten Öztürk, yarışlara katılan gençlerin bu biçimde savaşa hazır olup olmadığının ölçüldüğünü bildirdi.
Bir çeşit savaş eğitimi olarak düzenlenen sportif etkinliklerde gençlerin, kendilerini savaşa hazır olup olmadıkları yönünde kanıtladıklarını belirten Öztürk, yiğitlik ve mertlik oyunu olan bu müsabakalarda yaşamını yitirenlerle övünüldüğünü söyledi.
Ata binme, ok atma, avcılık ve cirit müsabakalarının düğün, eğlence veya ölü törenlerinde yapıldığını ifade eden Öztürk, yarışmalarda devlet başkanları tarafından ortaya konulan ödüllerin galip gelenlere verildiğini kaydetti.
Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü Öğretim Görevlisi Hayrettin Öztürk, Doğu Anadolu Bölgesi'nde yaptığı araştırmaların bulgularına göre, tarihteki Türk kavimlerinde düzenlenen sportif etkinliklerin, genellikle evlilik ve savaşa hazırlık için yapıldığını söyledi.
Türk geleneklerine göre, birbirlerine âşık olan gençlerin, bu durumu genellikle başkalarına ifade edemediklerini belirten Öztürk, evlilik çağındaki kızın kiminle evleneceğinin düzenlenen değişik sportif etkinliklerle belirlendiğini söyledi.
Bir kıza talip olan gençler arasında, Beyge (Babiga) oyunu düzenlendiğini kaydeden Öztürk, "Evlenecek kızı almak isteyen gençler, ata binen ve eline bir kamçı alan kızı yakalamaya çalışır. Kız, binicilik hünerleri ve kamçısıyla erkekleri yanına yaklaştırmaz. Kızın sevdiği biri olursa, bu gence karşı daha insaflı davranır ve kamçısını yavaş vurur ve ona yakalanmaya çalışırdı. Kıza dokunan veya kızı yakalayarak kendi atına bindiren genç, o kızla evlenirdi" diye konuştu.
Yaşanan yöredeki bekar kız ve erkeklerin evlenecekleri kişiyi seçmeleri veya çeşitli hediyeler kazanmaları için de Kızkovar oyunu düzenlendiğini anlatan Öztürk, "Esir Alma Oyunu" adı verilen bu oyunda yakalanarak esir düşen genç kızın, kendisini yakalayan erkekle evlendiğini veya çeşitli hediyeler verdiğini söyledi.
Gelin ve damat arasında düzenlenen kolbörü oyununda ise, ata binen ve elinde oğlak veya kuzu bulunan gelinin, damat tarafından yakalanmaya çalışıldığını, bu oyunun gelin ve damat arasında üstünlük yarışı olduğunu belirten Öztürk, 40-50 atlı genç arasında düzenlenen Gölbörü oyununda da oğlak derisini kapma yarışı yapıldığını, müsabakayı kazananlara çeşitli ödül ve hediyeler verildiğini kaydetti.
Türk boylarında önemli yer tutan okçuluk, avcılık, at yarışları ve atlı cirit gibi spor müsabakalarıyla savaş hazırlığı yapıldığını belirten Öztürk, yarışlara katılan gençlerin bu biçimde savaşa hazır olup olmadığının ölçüldüğünü bildirdi.
Bir çeşit savaş eğitimi olarak düzenlenen sportif etkinliklerde gençlerin, kendilerini savaşa hazır olup olmadıkları yönünde kanıtladıklarını belirten Öztürk, yiğitlik ve mertlik oyunu olan bu müsabakalarda yaşamını yitirenlerle övünüldüğünü söyledi.
Ata binme, ok atma, avcılık ve cirit müsabakalarının düğün, eğlence veya ölü törenlerinde yapıldığını ifade eden Öztürk, yarışmalarda devlet başkanları tarafından ortaya konulan ödüllerin galip gelenlere verildiğini kaydetti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.