Fransa Ermeni kartını tekrar çıkarıyor

Türk medyası Suriye’nin düşürdüğü uçakla ilgili yorumlarda bulunmaya devam ediyor. Ancak sınır komşumuzun, tarihi geçmişi dostluğa dayalı ilişkileri riske atarak neden uçağımızı vurma noktasına geldiği pek de gündem edilmemektedir. Bu konu, gerek uçağımızın vurulmasının ve gerekse uluslararası arenada Türkiye’nin yaşadığı sorunların temelini oluşturmaktadır.  
Türkiye dış politika anlayışını değiştirmiştir ve bu anlayış bugün tarafımızdan belirlenmemiş planlara dahil olma şeklinde uygulanmaktadır. Bizim meselemiz olmayan Suriye ile sırf “öyle gerekiyor” diye savaş noktasına gelen Türkiye, haklı olduğu konularda ise uluslararası camiada kendini gerektiği gibi savunamamaktadır.
Ermeni soykırımı yalanını ret konusu haklı davalarımızın başında gelmektedir.
Ermeni soykırımı uydurulmuş bir tarihtir. Eski Cumhurbaşkanı Sarkozy döneminde, Fransa’nın bu yalanı kabul etmesine engel olamayan Türkiye, “böyle bir soykırım yoktur” demeyi suç kabul eden yasanın Fransız Meclisinden geçmesine de mani olamamıştı.
Yasa Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti.
Paris’te gerçekleştirilen “Suriye’nin Dostları” toplantısında, Fransız meslektaşı ile ikili görüşmelerde bulunan Dışişleri Bakanı Dvutoğlu’nun yanında beyanat veren Fransız Bakan “1915 olayları ile ilgili yasanın tekrar gündem edilmeyeceğini” vurgulamıştı.
Bu açıklamanın hemen ardından yeni Cumhurbaşkanı Hollande’in seçim vaatleri arasında yer alan “1915 olayları hakkındaki tasarıyı tekrar meclise taşıyacağı” haberleri basında yer aldı.
Demek ki, Fransa’nın Ermeni soykırımını kabul yönündeki tavrı devlet başkanlarının şahsi görüşü değil, bir devlet politikasıdır.
Ve bu politika Türkiye’nin Batı ile olma sevdasına güvenerek, gerektiğinde önüne konan bir kozdur.
“1915 olayları” konusundaki bu sabit yaklaşım Batının Türkiye’ye değişmeyen tavrının sadece bir göstergesidir.
Biz ne kadar iyimser baksak da onların Türkiye siyaseti değişmemektedir.
Türkiye o kadar iyimserdir ki, Davutoğlu aynı toplantıda Türkiye ile Fransa arasında Ocak ayında yaşanan krizden sonra koyduğumuz tedbirlerin artık kaldırıldığını ifade etti.
Hatırlanacaktır, Ermeni soykırımı meclisinden geçtiğinde, büyükelçisini geri çeken Türkiye kısa bir süre sonra onu da geri göndermişti.
Bu duruma göre değişen siyaset Türkiye’nin dış politikada izlediği çizgi de güven vermesini engellemektedir.
Türkiye hep Batının yanında ve onun menfaatine hareket etmektedir. Ancak tek bir olay kaydedilmemiştir ki, batı kendi siyasetinden taviz versin ve Türkiye’nin çıkarlarını gözetsin veya onun yanında yer alsın. Hal böyle iken, neden hala onların yanında yer aldığımızın izahı da olmamaktadır.
Biz bu müsamahayı, İslam dünyasına da uygulansın diye beklerdik ama ne mümkün…