Gaflet, dalalet, hıyanet

Ülke insanı olarak sevinçte ve tasada bir olamadığımız gibi, Milli ve Dini bayramlarımızı bile tek bilek tek yürek olarak kutlayamıyoruz.    

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in "100 yıl önceydi. Bu toprakları yönetenler, gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içindeydi. Gençleri, kadınları, çocukları, geleceği hiç düşünmediler. Saraylarındaki saltanatı korumak için bütün bir milleti ateşe attılar" sözüne istinaden, Osmanlı düşmanlığı üzerinden fırtınalar koparıyoruz.  

TBMM eski başkanı İsmail Kahraman, "Kölelikten kurtulduğumuz tarihe niye bayram diyeceğiz? İstanbul'un kurtuluşu 6 Ekim, kim demiş? İzmir'in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet. Cihan harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki" sözü, birçok tartışmanın ve kamplaşmanın fitilini ateşliyor.  

Bir kere şunu unutmayalım, bereketli hilal denen bu Anadolu topraklarını elimizden almak isteyen emperyalist devletlerin, amaçlarına ulaşmak adına her dönem yerli işbirlikçiler bulacaklardır. 

Bu topraklarda, aslan da yaşar, çakal da yaşar. Gaflet, dalalet ve hıyanet içerisinde olanlar dün vardı, bugün de vardır, gelecekte de var olacaktır. Anadolu'yu kendimize vatan olarak tutacaksak, her dönem uyanık olmak mecburiyetinde ve mesuliyetinde olmak zorundayız, çünkü su uyur düşman uyumaz.  

Düşmana kurşun sıkmaya gelince, tarih boyunca elimiz tetikten hiç ayrılmadı ki...  

Malazgirt'ten başladık, İzmir'den düşmanı denize dökene kadar, bitti mi? Hayır, karşımıza kendi askerlerini çıkaramayan dış güçler, bu sefer ASALA, PKK, PYD ile vekâlet savaşı başlattılar, bugün olmuş, hala elimiz tetikte ve vatan savunması uğruna, şehit ve gaziler veriyoruz. 

Nitekim, Zafer Bayramı törenindeyiz, Kilis Şehit ve Gaziler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Gazi Albay Murat Cumhur Muhtar, Hakkâri Şemdinli'de PKK'nın attığı bir roket saldırısında vatan için iki gözünü kaybetmiş, gazilik şerefine ermiş, yanındakilerin yardımı ile vakarlı bir şekilde törende yerini alıyor.   

Hakkâri Dağlıca'da pusuya düşürülmüş, GATA'da 5 yıl tedavi görmüş, 35 ameliyatla birlikte nerdeyse vücudunun yarısını kaybetmiş, Gazi Albay Hüseyin Kılbaş da törende. Program sunucusu Albayımız şiir okumak için kürsüye davet ediliyor, Gazi Albay sağ ayağı aksayarak, ağır adımlarla kürsüye doğru ilerler ve kendi yazdığı 10 kıtalık Durma Mehmedim şiirini okur,    

Cihana nam salmış Mehmedin sesi,   

Hürriyet haykırır her bir nefesi,   

Öz yurdunda gözü olan herkesi,   

Çalı gibi yerden sökmeden durma!   

Afyondan İzmir'e akmadan durma!   

Ana yurtta kutlu hedef verildi,   

Malazgirt'te hür ufuklar görüldü,   

İşte Kocatepe! Mühür vuruldu,   

Çağlara imzayı çakmadan durma!   

Afyondan İzmir'e akmadan durma!   

Bu ülkede, gaflet, dalalet, hıyanet içinde olanlar olsa da, her halükârda gözünü kırpmadan şahadet şerbetini içmeye hazır asker millet olduğumuz müddetçe, bu coğrafyada var olmaya devam ederiz, vesselam…