"Galatasaray'dan 2'şer milyon aldık"
Deneyimli teknik adam Mesut Bakkal, 'Mesut Bir Adamın Hikayesi' adlı kitabında Galatasaray'dan 1986-1987 sezonunda teşvik primi aldıklarını itiraf etti
11.03.2020 14:40:00





Süper Lig başta olmak üzere çok sayıda takım çalıştıran ünlü teknik direktör Mesut Bakkal, 33 yıl sonra çarpıcı bir itirafta bulundu. Bakkal, 'Mesut Bir Adamın Hikâyesi' adını taşıyan ve kariyerini anlattığı kitabında aldığı teşvik primini yazdı.
Bakkal, 1986-1987 sezonunda formasını giydiği Denizlispor ile ligin sondan bir önceki haftasında İstanbul'da karşı karşıya geldikleri Beşiktaş ile 1-1 berabere kalınca Galatasaray'dan teşvik primi aldığını yazdı. Bakkal, söz konusu olayı şöyle dile getirdi: O sezonun unutulmaz maçı sondan bir önceki hafta İstanbul'da oynanan Beşiktaş maçıdır!
Beşiktaş maçından önce başkan Ahmet Dardar idmanı izlemeye geldi. O ara antrenman karıştı. Hocadan idmanı bitirmesini istediler. İlk başta anlayamadık biz. Ne olduğunu sorduk. 'Çabuk toplanın İstanbul'a gidiyoruz' dediler. Sonra bize haber geldi, durumu anladık. Meğer Galatasaray bizi ağırlayacakmış. Akşam İzmir'e, İzmir'den de İstanbul'a. Ergun Gürsoy'un (dönemin Galatasaray yöneticisi) bürosunun karşısındaki Dedeman otelinde kaldık. Arada bize gelip, 'Aman çocuklar bizim için bu maç çok önemli' diyorlardı. Maçı da Ali Sami Yen'de oynayacaktık.
ATLARA VERİLEN HAPLARDAN ALDIK
Bir çanta içinde para geldi otele. Kişi başına düşen para bizim transfer taksidimizdem biraz fazlaydı. Maç konuşmasında söylediler; kişi başı işiker milyondu. Tam o ara yeni çıkan bir arabanın parasıydı. Büyük para. Ali İpek, genel kaptandı. O gün tam maça gidecekken Nihat Hoca, Zafer abiyi kesti. Biz de, 'Zafer abi sen bizi otelde bekle' dedik. O maça gelmedi. Bir yönetici ile 6. kata kilitledik. Maça gittik. Orada bize atlar için kullandıkları haplardan verdiler. Hatta maç içinde bizim Çingene Erhan, 'Mesut, ben kusacağım' demiş, ben de 'Yahu maç içinde nereye kusacaksın' yanıtını vermiştim."
Beşiktaş, 1-0 öndeyken 85. dakikada kullanılan serbest vuruşta Denizlisporlu Erol, yaklaşık 30 metreden attığı golle 1-1'lik eşitliği sağladı ve böylece şampiyonluk yarışında son hafta öncesi ipler Galatasaray'ın eline geçti.
HERKES NEMALANDI
Bakkal, maç sonunda parayı nasıl aldıklarını da şöyle anlatıyor kitabında: "Otele kendimizi attık. Ali İpek geldi. 'Paralar Denizli'de dağıtılacak.' dedi. Biz de stoper 'Kayış'Ahmet'i doldurduk. O çıktı, 'Bu paralar burada dağıtılacak!' dedi. Hemen odaya çıktık. İkişer deste bir milyon aldık. Herkes nemalandı. Kaleci Adnan 18 yaşındaydı. O da aldı. Nihat Hoca hemen aldı kaçtı. İzmir'e kahraman gibi indik. Galatasaray bizi Tenis Kulübü'nde ağırladı. O gün Galatasaray'ın maç yaptığı Antalya'dan gelen futbolcular oldu, mesele Arif Kocabıyık gibi...O günden sonra yavaş yavaş kabus başladı. Sakatlandım."
Beşiktaş, evinde Denizlispor ile 1-1 berabere kalırken, Galatasaray, deplasmanda Antalyaspor'u 3-1 yenerek son haftaya 1 puan önde girdi.
Ve son hafta evinde Eskişehirspor'u da 2-1 yenen Galatasaray, Beşiktaş'ın 1 puan önünde; 54 puana ulaşarak, 14 yıl aradan sonra şampiyon oldu.
O gün 90 dakika sahada kalan Mesut Bakkal, bir de sarı kart görmüştü. Beşiktaş'ı şampiyonluktan eden golü atan Erol Tolga ise yıllar sonra Beşiktaş taraftarı olduğunu açıklamıştı.
Bakkal'ın teşvik itirafı şampiyonu değiştirir mi?
Teknik direktör Mesut Bakkal'ın kariyerini anlattığı 'Mesut Bir Adamın Hikâyesi' isimli kitapta yaptığı teşvik primi itirafı kamuoyunu sarstı.
1987-6-87 sezonunda Beşiktaş'tan puan almalarının karşılığında Galatasaray'dan ikişer milyon lira teşvik primi aldıklarını yazan Bakkal, dönemin Galatasaray yöneticisi Ergun Gürsoy'un da adını anıyor. 1-1 biten söz konusu maçtan sonra Galatasaray, son haftaya Beşiktaş'ın önünde 1 puanla lider girdi. Son hafta da her iki takım galip gelirken, 14 yıl sonra şampiyonluğu göğüsleyen Galatasaray olmuştu.
CEZA YARGISI DEVREYE GİREBİLİR Mİ?
Bakkal'ın bu tarihi itirafından sonra Beşiktaş'ın konuyu yargıya ve Türkiye Futbol Federasyonu'na taşıyıp taşıyamayacağı tartışması başlandı. Konuya ilişkin olarak uzman hukukçu Emin Özkurt ile konuştuk. Beşiktaş yönetimi konuyu ceza yargısına taşısa bir sonuç alabilir mi? Özkurt, konuyu önce ceza yargısı açısından değerlendirdi: "Mesut Bakkal'ın kitabındaki ifadelerine baktığımızda bir teşvik primi itirafıyla karşı karşıyayız. Şike ve teşvik primi fiilleri, 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunun 11. maddesi ile suç olarak kabul edilmişlerdir. Bu suçlar için Kanunun 14/04/2011 tarihinde yürürlüğe giren ilk halinde öngörülen cezalar, 15/12/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6250 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucu azaltılmıştır."
"6222 sayılı yasa 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe girdiği için şike ve teşvik primi açısından 1986-1987 sezonundaki olaya dair genel mahkemelerde cezai bir soruşturma yapılması hukuken mümkün değildir. Zira olayın oluş tarihi itibari ile teşvik, kanunlarımızda bir suç olarak tarif edilmediğinden ve 'kanunsuz suç olmaz' evrensel ceza hukuku prensibi de nazara alındığında bu sonuca ulaşıyoruz.
Ancak, her ne kadar 6222 sayılı kanun öncesinde, şike ve teşvik primi, 'suç' teşkil etmese de Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) talimatlarında, idari bir yaptırım (disiplin cezası) gerektiren filler arasında sayılmıştı."
2006'DAN ÖNCEYE GİTMEK ZOR
Peki spor yargısı açısıdan durum ne, Bakkal'ın açıklamaları sonrası, Beşiktaş'ın bir başvurusu olursa TFF bir yaptırım uygulayabilir mi?
Özkurt, bu konuda da şunları dile getirdi: "TFF'nin özerkliğini kazandığı 1992 yılından beri yürürlüğe giren toplam altı adet Futbol Disiplin Talimatı'nın (FDT) tamamında 'şike' fiili yaptırım altına alınmış; 'teşvik primi' ise ilk defa 02.08.2006 tarihli üçüncü FDT'de düzenlenmişti.
Yürürlükte olan FDT'nin 56. Maddesi uyarınca müsabakanın sonucunu veya sürecini hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek yasaktır. Teşvik primi verilmesi de bu kapsamdadır. Bu ihlalleri gerçekleştiren kişilere sürekli hak mahrumiyeti cezası verilir. Bu ihlallerin kulüp yöneticileri tarafından gerçekleştirilmiş olması durumunda ilgili kulüplere bir alt lige düşürme cezası verilir. İhlalde sorumluluğu bulunan kişilere ayrıca para cezası verilebilir denilmek suretiyle şike ve teşvik primi yasaklanmış ve karşılığında uygulanacak disiplin cezalarının neler olduğu gösterilmiştir.
Bu nedenle, mevcut düzenlemeler çerçevesinde değerlendirdiğimizde, 03.08.2006 ve daha önceki tarihlerde, teşvik primi iddialarına ilişkin olarak, kişilerin ve kulüplerin soruşturulması, kovuşturulması ya da cezalandırılması, futbol disiplin hukuku ve kuralları açısından çok olası görülmemektedir.
Ne var ki, mevcut mevzuat bakımından kovuşturulması ya da cezalandırılması mümkün olmayacak olsa da, kamuoyunda ve spor camiasının vicdanında bu itirafların yer edineceği mutlaktır."
Evet, Mesut Bakkal'ın 33 yıl öncesine dair tarihi itirafı hem ceza yargısı hem de spor yargısı açısından geriye dönük işlem yapılmasına olanak tanımıyor.
Bakkal, 1986-1987 sezonunda formasını giydiği Denizlispor ile ligin sondan bir önceki haftasında İstanbul'da karşı karşıya geldikleri Beşiktaş ile 1-1 berabere kalınca Galatasaray'dan teşvik primi aldığını yazdı. Bakkal, söz konusu olayı şöyle dile getirdi: O sezonun unutulmaz maçı sondan bir önceki hafta İstanbul'da oynanan Beşiktaş maçıdır!
Beşiktaş maçından önce başkan Ahmet Dardar idmanı izlemeye geldi. O ara antrenman karıştı. Hocadan idmanı bitirmesini istediler. İlk başta anlayamadık biz. Ne olduğunu sorduk. 'Çabuk toplanın İstanbul'a gidiyoruz' dediler. Sonra bize haber geldi, durumu anladık. Meğer Galatasaray bizi ağırlayacakmış. Akşam İzmir'e, İzmir'den de İstanbul'a. Ergun Gürsoy'un (dönemin Galatasaray yöneticisi) bürosunun karşısındaki Dedeman otelinde kaldık. Arada bize gelip, 'Aman çocuklar bizim için bu maç çok önemli' diyorlardı. Maçı da Ali Sami Yen'de oynayacaktık.
ATLARA VERİLEN HAPLARDAN ALDIK
Bir çanta içinde para geldi otele. Kişi başına düşen para bizim transfer taksidimizdem biraz fazlaydı. Maç konuşmasında söylediler; kişi başı işiker milyondu. Tam o ara yeni çıkan bir arabanın parasıydı. Büyük para. Ali İpek, genel kaptandı. O gün tam maça gidecekken Nihat Hoca, Zafer abiyi kesti. Biz de, 'Zafer abi sen bizi otelde bekle' dedik. O maça gelmedi. Bir yönetici ile 6. kata kilitledik. Maça gittik. Orada bize atlar için kullandıkları haplardan verdiler. Hatta maç içinde bizim Çingene Erhan, 'Mesut, ben kusacağım' demiş, ben de 'Yahu maç içinde nereye kusacaksın' yanıtını vermiştim."
Beşiktaş, 1-0 öndeyken 85. dakikada kullanılan serbest vuruşta Denizlisporlu Erol, yaklaşık 30 metreden attığı golle 1-1'lik eşitliği sağladı ve böylece şampiyonluk yarışında son hafta öncesi ipler Galatasaray'ın eline geçti.
HERKES NEMALANDI
Bakkal, maç sonunda parayı nasıl aldıklarını da şöyle anlatıyor kitabında: "Otele kendimizi attık. Ali İpek geldi. 'Paralar Denizli'de dağıtılacak.' dedi. Biz de stoper 'Kayış'Ahmet'i doldurduk. O çıktı, 'Bu paralar burada dağıtılacak!' dedi. Hemen odaya çıktık. İkişer deste bir milyon aldık. Herkes nemalandı. Kaleci Adnan 18 yaşındaydı. O da aldı. Nihat Hoca hemen aldı kaçtı. İzmir'e kahraman gibi indik. Galatasaray bizi Tenis Kulübü'nde ağırladı. O gün Galatasaray'ın maç yaptığı Antalya'dan gelen futbolcular oldu, mesele Arif Kocabıyık gibi...O günden sonra yavaş yavaş kabus başladı. Sakatlandım."
Beşiktaş, evinde Denizlispor ile 1-1 berabere kalırken, Galatasaray, deplasmanda Antalyaspor'u 3-1 yenerek son haftaya 1 puan önde girdi.
Ve son hafta evinde Eskişehirspor'u da 2-1 yenen Galatasaray, Beşiktaş'ın 1 puan önünde; 54 puana ulaşarak, 14 yıl aradan sonra şampiyon oldu.
O gün 90 dakika sahada kalan Mesut Bakkal, bir de sarı kart görmüştü. Beşiktaş'ı şampiyonluktan eden golü atan Erol Tolga ise yıllar sonra Beşiktaş taraftarı olduğunu açıklamıştı.
Bakkal'ın teşvik itirafı şampiyonu değiştirir mi?
Teknik direktör Mesut Bakkal'ın kariyerini anlattığı 'Mesut Bir Adamın Hikâyesi' isimli kitapta yaptığı teşvik primi itirafı kamuoyunu sarstı.
1987-6-87 sezonunda Beşiktaş'tan puan almalarının karşılığında Galatasaray'dan ikişer milyon lira teşvik primi aldıklarını yazan Bakkal, dönemin Galatasaray yöneticisi Ergun Gürsoy'un da adını anıyor. 1-1 biten söz konusu maçtan sonra Galatasaray, son haftaya Beşiktaş'ın önünde 1 puanla lider girdi. Son hafta da her iki takım galip gelirken, 14 yıl sonra şampiyonluğu göğüsleyen Galatasaray olmuştu.
CEZA YARGISI DEVREYE GİREBİLİR Mİ?
Bakkal'ın bu tarihi itirafından sonra Beşiktaş'ın konuyu yargıya ve Türkiye Futbol Federasyonu'na taşıyıp taşıyamayacağı tartışması başlandı. Konuya ilişkin olarak uzman hukukçu Emin Özkurt ile konuştuk. Beşiktaş yönetimi konuyu ceza yargısına taşısa bir sonuç alabilir mi? Özkurt, konuyu önce ceza yargısı açısından değerlendirdi: "Mesut Bakkal'ın kitabındaki ifadelerine baktığımızda bir teşvik primi itirafıyla karşı karşıyayız. Şike ve teşvik primi fiilleri, 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunun 11. maddesi ile suç olarak kabul edilmişlerdir. Bu suçlar için Kanunun 14/04/2011 tarihinde yürürlüğe giren ilk halinde öngörülen cezalar, 15/12/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6250 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucu azaltılmıştır."
"6222 sayılı yasa 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe girdiği için şike ve teşvik primi açısından 1986-1987 sezonundaki olaya dair genel mahkemelerde cezai bir soruşturma yapılması hukuken mümkün değildir. Zira olayın oluş tarihi itibari ile teşvik, kanunlarımızda bir suç olarak tarif edilmediğinden ve 'kanunsuz suç olmaz' evrensel ceza hukuku prensibi de nazara alındığında bu sonuca ulaşıyoruz.
Ancak, her ne kadar 6222 sayılı kanun öncesinde, şike ve teşvik primi, 'suç' teşkil etmese de Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) talimatlarında, idari bir yaptırım (disiplin cezası) gerektiren filler arasında sayılmıştı."
2006'DAN ÖNCEYE GİTMEK ZOR
Peki spor yargısı açısıdan durum ne, Bakkal'ın açıklamaları sonrası, Beşiktaş'ın bir başvurusu olursa TFF bir yaptırım uygulayabilir mi?
Özkurt, bu konuda da şunları dile getirdi: "TFF'nin özerkliğini kazandığı 1992 yılından beri yürürlüğe giren toplam altı adet Futbol Disiplin Talimatı'nın (FDT) tamamında 'şike' fiili yaptırım altına alınmış; 'teşvik primi' ise ilk defa 02.08.2006 tarihli üçüncü FDT'de düzenlenmişti.
Yürürlükte olan FDT'nin 56. Maddesi uyarınca müsabakanın sonucunu veya sürecini hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek yasaktır. Teşvik primi verilmesi de bu kapsamdadır. Bu ihlalleri gerçekleştiren kişilere sürekli hak mahrumiyeti cezası verilir. Bu ihlallerin kulüp yöneticileri tarafından gerçekleştirilmiş olması durumunda ilgili kulüplere bir alt lige düşürme cezası verilir. İhlalde sorumluluğu bulunan kişilere ayrıca para cezası verilebilir denilmek suretiyle şike ve teşvik primi yasaklanmış ve karşılığında uygulanacak disiplin cezalarının neler olduğu gösterilmiştir.
Bu nedenle, mevcut düzenlemeler çerçevesinde değerlendirdiğimizde, 03.08.2006 ve daha önceki tarihlerde, teşvik primi iddialarına ilişkin olarak, kişilerin ve kulüplerin soruşturulması, kovuşturulması ya da cezalandırılması, futbol disiplin hukuku ve kuralları açısından çok olası görülmemektedir.
Ne var ki, mevcut mevzuat bakımından kovuşturulması ya da cezalandırılması mümkün olmayacak olsa da, kamuoyunda ve spor camiasının vicdanında bu itirafların yer edineceği mutlaktır."
Evet, Mesut Bakkal'ın 33 yıl öncesine dair tarihi itirafı hem ceza yargısı hem de spor yargısı açısından geriye dönük işlem yapılmasına olanak tanımıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.