Geride kalan çok şey var ama…

Yokluğun ve yoksulluğun geride kalmadığı kesin.

Yokluğu ve yoksulluğu doğuran sebeplerin günden güne arttığı zaten herkesin bildiği ve gördüğü bir gerçek.

Gelir dağılımındaki ve vergi taksimatındaki adaletsizlik dillere destan, keşke her ikisi de geride kalmış olsaydı.

Ülke nüfusunun hem de büyük bir çoğunluğu için beslenme ve barınma sorunu asla ve kesinlikle gerilerde kalmadı, artarak ve katlanarak devam ediyor.

Üreticinin, ürünlerini hak ettiği fiyatlara satamadığı için, tüketicinin de pahalılıktan ötürü temel gıda maddelerini alamadığı için feryat ettikleri günler ve mevsimler ne yazık ki kesinlikle geride falan kalmadı.

Devlet tarafından belirlenen taban fiyatlar karşısında, üreticinin küçük dilini yutması, hayretten hayrete düşmesi ne yazık ki geride kalmış değil.

21. asrın ilk yarısı biterken bu ülkede barınma sorunu en büyük sorun olmaya devam ediyor, kiracı ve mal sahibi kavgalarının geride kaldığını vicdan sahibi olan hiç kimse iddia edemez.

Milyonlarca vatandaşın, enflasyon altında ezim ezim ezildiği günlerin geride kalmış olması asla söz konusu bile değil.

Paranın pul olma sürecinin geride kalmadığından hiç şüphe yok.

Özellikle son çeyrek asırda bilinçli ve programlı olarak oluşturulan bir avuç mutlu azınlığın saltanatı için, lüks ve konforlu hayatının devamı için kalabalık kitlelerin feda edildiği, emeklerin ve alın terlerinin sömürüldüğü, hatta en doğal hayat haklarının gasp edildiği günler, aylar ve yıllar asla gerilerde kalmadı.

Emeğin ve alın terinin kül olmaya devam ettiği gerçeği ne yazık ki geride falan kalmadı.

Katı açılmamış yalanların, ilk defa icat edilen talanların ve yolsuzlukların geride kalmadığı muhakkak.

Ekonomide, piyasalarda, çarşı ve pazarlarda istikrara olan şiddetli hasretin asla ve kesinlikle geride kalmadığından hiç şüphe yok.

Geride kalan çok şey var ama…