Nalıncı Dede
Asıl adı Mehmet; künyesi Nalinî Mehmet Halvetî'dir. Yatağan Dede diye bilinir. Mevlevi olduğu rivayet edilir. 1540'da Bergama'da doğmuştur. 1661'de vefat etmiştir.
İstanbul'da geldikten sonra, devrinin büyüklerinden ders almış; geçimini, Unkapanı'nda Azebler Camii karşısında dükkanında yaptığı nalınlardan sağlamıştır.
1519'da Koca Sinan tarafından yaptırılan, 1884'deki yangın felaketinde harap olduktan sonra tamir edilen ve 1942'de, yol genişletilirken ortadan kaldırılan Azebler Camii karşısındaki küçük dükkanında durmadan nalın yapardı. Ayrıca, herkes O'na akıl danışır, O'ndan yol göstermesini isterlerdi.
Yâ Rabbi çok şükür!
Fakir fukaraya, dul ve yetimleri kol kanat germekten son derece zevk duyan Nalincı Dede, yaptığı nalınların satışından elde ettiği gelirini onlar arasında paylaştırır, sonra da: "Ya Rabbi ! Çok şükür, bugün bu da oldu!" diye dua ve niyazda bulunurmuş.
İstanbulluların gönlünde taht kuran, kimsesizlerin, fakirlerin, dulların ve yetimlerin yardımına koşan, kazancını onların uğrunda sarfeden Nalıncı Dede'nin şöhretini Sultan III. Murad da duyar; ama görüşmeleri nasib olmaz.
Nalıncı Dede, 1592 yılında ecel şerbetini içer ve ruhunu teslim eder.
Ahiret'e intikal ettiği gece, Sultan III. Murad'ın rüyasına girer ve Padişaha:
"Cenaze Namazımı Fatih'de kıldır, dükkanıma gömdür, yanına da bir tekke ve çeşme yaptır!"demiş.
Sultan III. Murad, sabah olunca bir adamını Nalınca Dede'nin dükkanına göndermiş, O'nun vefat ettiğini öğrenmiş. Bunun üzerine, Nalıncı Dede'nin, Padişaha rüyasında söylediği derhal yerine getirilmiş.
Asıl adı Mehmet; künyesi Nalinî Mehmet Halvetî'dir. Yatağan Dede diye bilinir. Mevlevi olduğu rivayet edilir. 1540'da Bergama'da doğmuştur. 1661'de vefat etmiştir.
İstanbul'da geldikten sonra, devrinin büyüklerinden ders almış; geçimini, Unkapanı'nda Azebler Camii karşısında dükkanında yaptığı nalınlardan sağlamıştır.
1519'da Koca Sinan tarafından yaptırılan, 1884'deki yangın felaketinde harap olduktan sonra tamir edilen ve 1942'de, yol genişletilirken ortadan kaldırılan Azebler Camii karşısındaki küçük dükkanında durmadan nalın yapardı. Ayrıca, herkes O'na akıl danışır, O'ndan yol göstermesini isterlerdi.
Yâ Rabbi çok şükür!
Fakir fukaraya, dul ve yetimleri kol kanat germekten son derece zevk duyan Nalincı Dede, yaptığı nalınların satışından elde ettiği gelirini onlar arasında paylaştırır, sonra da: "Ya Rabbi ! Çok şükür, bugün bu da oldu!" diye dua ve niyazda bulunurmuş.
İstanbulluların gönlünde taht kuran, kimsesizlerin, fakirlerin, dulların ve yetimlerin yardımına koşan, kazancını onların uğrunda sarfeden Nalıncı Dede'nin şöhretini Sultan III. Murad da duyar; ama görüşmeleri nasib olmaz.
Nalıncı Dede, 1592 yılında ecel şerbetini içer ve ruhunu teslim eder.
Ahiret'e intikal ettiği gece, Sultan III. Murad'ın rüyasına girer ve Padişaha:
"Cenaze Namazımı Fatih'de kıldır, dükkanıma gömdür, yanına da bir tekke ve çeşme yaptır!"demiş.
Sultan III. Murad, sabah olunca bir adamını Nalınca Dede'nin dükkanına göndermiş, O'nun vefat ettiğini öğrenmiş. Bunun üzerine, Nalıncı Dede'nin, Padişaha rüyasında söylediği derhal yerine getirilmiş.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.