Görev

Bir topluluğun ileri gelenlerinin en mühim görevlerinden biri o topluluğun inancına sahip olmalarıdır ve bundan da sorumlu tutulmalarıdır. Bunu mukaddes kitabımızda ve Peygamberimizin kâfirlere ve kitap ehline göndermiş olduğu mektuplarda görüyoruz. Bu nedenle dinden sorumlu olan Müslüman devletlerin idarecilerinin, bu konuda beraberce olmazsa, tek tek bu hizmeti yerine getirmesi Allah(c.c) katında verilmiş bir görevdir. Halkın seçimi ile başa geçenlerin kendi arzuları ile bu göreve söz vermiş oldukları kesindir. Dinler bahçelerinden, Besmele ile açılmış kiliselerden, İslam'dan başka dine dönenlerden, dine saldıranların, bertaraf edilmesinden, camilerimizin kapatılmasından, Dirar mescidi familyasından açılacak ve açılmış ibadet yerlerinin faaliyetinden, mukaddes toprakların korunmasından sorumludurlar. Halkına zulüm etti diye, haçlılarla birlik olarak Esat'ın ülkesine her türlü saldırıyıkendine vazife edinenlerin,  esas ve tek görevi kardeş ülkeyi, varsa yanlış davranışları nedeni ile kendi gayreti ile düzeltmesidir. Kan dökerek bu işi yapması kesinlikle ayetlerle yasaklanmıştır. Aslında herkes biliyor ki, Esat halkına asla zulüm etmemiştir. Konu şuanda acildir. İsrail, İslam'a ve mukaddes mekân olan Mescid-i Aksa'ya tecavüz etmiştir. Bu suçun karşılığı savaşa kadar gider. Amma, beklediğimiz en azından bu devlete verilecek ihtar ve gerekli politik derstir. Suriye'ye değil, yıllardır Filistin'i, Gazze'yi, aslında ülkemizi ve civarını kan gölüne çevirmiş, Mescid-i Aksa'nın altını oyarak yıkımını planlayan, oradaki halkın inancına sık, sık müdahale eden muzur topluluğa müdahale gerek ve kesinlikle şarttır. Ey iktidar ne yapacağınızı bilmiyorsanız, ya istifa ediniz. Ya da, Prof. Dr. Haydar Baş'a danışınız. Başka yolunuz yoktur.