- Bizleri insan olarak yaratan ve eşref-i mahlûk, yani yaradılmışların en üstünü sıfatı ile vasıflandıran Rabbimize hamd olsun!...
O Rabbimiz ki, yaradılmışların en üstünü olan insanoğluna, seçilmişlerin en üstünü olarak da (Habibim!..) dediği, Peygamberimiz Efendimizi de, ne kadar çok selâtü selâm ile ansak azdır.
Öğleden önce tamamlanan birinci basamak yarışmalar sırasında, gerek sorulan sorular ve alınan cevaplar olsun ve gerek câmiyi doldurup taşıran genç yaşlı cemaatin verdiği zevk ve huşû ile kılınan bayram namazı gibi namaz olsun, ve gerekse öğlen ziyâfetinde bizleri bir defa daha bir araya getiren kardeşlik duyguları olsun... İl Müftü'nüz olarak bilseniz beni öylesine hislendirdi ve coşturdu ki, söyleyecek söz, ifade edecek kelime bulamıyorum...
Cenâb-ı Allah, cümlenizden ve cümle Ümmet-i Muhammed'den râzı olsun!.. Hayırlarınızın ve hayırlı ameller ile iştigâl eden, rızâ-î Bârî'yi kazandıracak işlerle uğraşan evlâtlarımızın sayısını artırsın ve cümlesini de iki cihânda azîz eylesin!..
Muhterem Müslümünlar!.. Söz evlâtlarımızdan açılmışken, bu konuda birkaç hususu belirtmekte, sizler gibi seçkin ve kalabalık bir dinleyici kitlesini karşımda görünce söylemekte, fayda görüyorum.
Efendim! Gençlerimiz; ana baba ve milletimizin elinde birer emânettir. Ana-baba olarak, millet olarak bu gençliğe sahip çıkmazsak, emânete hıyânet etmiş oluruz. Bu hıyânetin cezâsını dünyâda, âhirette çekeriz. Bir babanın evlâdını Cehennem ateşinden koruması, dünyâ ateşinden, dünyâlık sıkıntılardan korumasından daha önemlidir. Cehennem ateşinden korumak da, imânı, farzları ve harâmları öğretmekle ve ibâdete alıştırmakla ve dinsiz, ahlâksız arkadaşlardan korumakla olur. İslâm ahlâkı üzere yetiştirmekle olur.
Ali Kayıkçı
O Rabbimiz ki, yaradılmışların en üstünü olan insanoğluna, seçilmişlerin en üstünü olarak da (Habibim!..) dediği, Peygamberimiz Efendimizi de, ne kadar çok selâtü selâm ile ansak azdır.
Öğleden önce tamamlanan birinci basamak yarışmalar sırasında, gerek sorulan sorular ve alınan cevaplar olsun ve gerek câmiyi doldurup taşıran genç yaşlı cemaatin verdiği zevk ve huşû ile kılınan bayram namazı gibi namaz olsun, ve gerekse öğlen ziyâfetinde bizleri bir defa daha bir araya getiren kardeşlik duyguları olsun... İl Müftü'nüz olarak bilseniz beni öylesine hislendirdi ve coşturdu ki, söyleyecek söz, ifade edecek kelime bulamıyorum...
Cenâb-ı Allah, cümlenizden ve cümle Ümmet-i Muhammed'den râzı olsun!.. Hayırlarınızın ve hayırlı ameller ile iştigâl eden, rızâ-î Bârî'yi kazandıracak işlerle uğraşan evlâtlarımızın sayısını artırsın ve cümlesini de iki cihânda azîz eylesin!..
Muhterem Müslümünlar!.. Söz evlâtlarımızdan açılmışken, bu konuda birkaç hususu belirtmekte, sizler gibi seçkin ve kalabalık bir dinleyici kitlesini karşımda görünce söylemekte, fayda görüyorum.
Efendim! Gençlerimiz; ana baba ve milletimizin elinde birer emânettir. Ana-baba olarak, millet olarak bu gençliğe sahip çıkmazsak, emânete hıyânet etmiş oluruz. Bu hıyânetin cezâsını dünyâda, âhirette çekeriz. Bir babanın evlâdını Cehennem ateşinden koruması, dünyâ ateşinden, dünyâlık sıkıntılardan korumasından daha önemlidir. Cehennem ateşinden korumak da, imânı, farzları ve harâmları öğretmekle ve ibâdete alıştırmakla ve dinsiz, ahlâksız arkadaşlardan korumakla olur. İslâm ahlâkı üzere yetiştirmekle olur.
Ali Kayıkçı