Günün sorularına dünden cevaplar

Sorular güncel, sorunlar bugünün ama cevap vermek durumunda olanlar, yaklaşık bin sene evvel yazılmış olan kara kaplı kitapları karıştırarak cevap ve çözüm bulmaya çalışıyorlar.

İyi ama, bin sene evvel yaşamış ve kendi çağının sorularını cevaplamış, kendi devrinin sorunlarına çözümler bulmuş olan alim, bilgin ya da bilge kişi, kendinden bin sene sonra sorulacak sorulara cevaplar ve oluşacak problemlere çözümler üretmek zorunda mıydı?

Kendinden sonraki kuşaklara böyle bir söz vererek mi dünyadan göçüp gitti.

Yaklaşık bin sene evvel yaşamış olan alimler, bilginler ve bilge kişiler sonraki çağların sorularını da cevaplayacak kuvvet ve kudrette olsalardı, torunlarının, onların torunlarının ilmi çalışmaları ve araştırmayı devam ettirmelerine ne gerek vardı?

Nasıl olsa sonraki asırlarda sorulması muhtemel soruların cevapları hazırlanmış, iki kapak arasında tarihe emanet edilmiş, yine oluşması muhtemel problemlere çözümler ve formüller üretilip gelecek nesillere emanet edilmiş!

Bugün ortaya çıkan problemleri çözmek için ve bugün sorulan sorulara cevap bulmak için falanca alimin filanca eserini açıp oradan cevap bulmaya çalışanlar aynen bunu demiş oluyorlar.

Bugünün problemlerine çözümler üretebilmek için bin sene evvelki, iki bin sene önceki eserlerden istifade edilmesin demek istemiyoruz, böyle bir şey demeye kimsenin de hakkı yoktur ancak, biz sırt üstü yatalım, gelmesi muhtemel soruları da elimizin altındaki falanca, filanca kitaplardan cevaplayalım tavrı elbette ki yanlıştır ve isabetsiz bir davranıştır.

Asırlarca evvelki sosyal hayat, insan ilişkileri, kullanılan araç-gereçler, üretim-tüketim araçları, olaylara bakışlar ve algı biçimleri bugünkünden bin kat daha farklı olduğunu söylemeye bile gerek yok.

Sorular ve sorunlar farklı olunca elbette cevapları ve çözüm yolları da farklı olmak zorundadır.

Güncel olan ve güncelliğini de hayli zaman devam ettireceğe benzeyen Afganistan/ Taliban söylemleri ve eylemleri ile gündeme gelen ve bugünün anlayış ve algılayış biçimlerine oldukça ters düşen 'fetvalar', çerçevesini çizmeye çalıştığımız bu cümledendir.

Diyanet'e sorulan sorulara verilen cevaplar, zaman zaman basına yansıdığında da görüyoruz ki, asla araştırma, asla emek mahsulü olmayan ve asırlar evvel kaleme alınmış herhangi bir eserden aktarmalar…

Hal böyle olunca çoğu zaman gülünç duruma düşmekten de kurtulmak mümkün olmuyor.

Sorular güncel olunca cevapların da kaçınılmaz olarak bugünün alimleri, bilginleri ve bilgeleri tarafından verilmesi şart oluyor.