O ne çalım, o ne kıvraklık, o ne zeka, o ne görüş...
Hemen anladınız tabi Hagi'den bahsediyorum.
Futbolun pek çok yıldızını seyrettim. Pele, Franz Beckenbauer, Maradona, Cruyff, Gerd Müller. Daha pek çokları var tabi. Bu saydığımız isimlerin hepsinin kendine özgü futbol biçimleri ve anlayışları vardı. Mesela, bir Beckenbauer savunmadan atağa kalktığı zaman mutlaka sonuç gelecek pozisyonları yaşayıverirdik. Ona boşuna imparator demediler. Gerd Müller'in gol vuruşlarında nasıl ve nerede olacağını kendisinden başka kimse bilemezdi. Pele'nin futbolu bıraktığı gün imparatorun onun ayağıyla tokalaşması Pele'yi adeta özetliyordu. 1986 Meksika Dünya Kupası'nda, Arjantin Milli Takımı adına İngiltere'yi yıkan Maradona, hala gözlerimizin önünde.
Hagi'de bu futbolculardan birisi. Onlar gibi özellikleri olan bir futbolcu. Hagi'yi 5 yıldır yakından seyrettik. Gaziantep maçında bir kere daha seyrettik. Atılan iki golün sahibi Hagi idi. Şöyle bir hatırlayın nasıl da rakiplerinden sıyrıldı, nasıl da pasını arkadaşlarına verdi, alın golü atın diye.
Her babayiğit bunları yapamaz, o futbolun virtiözüdür. O futbolu sadece ayaklarıyla değil, beyniyle oynar. Zaten futbolu sadece ayaklarınızla oynarsanız 3-5 sene sonra unutulur gidersiniz. Futbola yön veren büyük futbolcuyu oluşturan onun zekasıdır.
Şimdi soruyorum. Hagi'nin hangi hareketinde zeka eseri yok?
Çok mutluyuz yıllarca böyle bir futbol ustasını yakından gördük ve tanıdık. Futbol ustasının kim ve nasıl olduğunu öğrendik. Bütün bunları Hagi'ye borçluyuz.
Hagi'nin eksikliğini önümüzdeki yıllarda hissedeceğiz. Önemli olan onun bizde bıraktığı futbolu. Zaman geçtikçe Hagi'nin öğretileri dillerden dillere yayılacak. Bu bize ve gelecek kuşaklarımıza örnek olacak.
Hagi'ye güle güle demek kolay değil futboluyla gönlümüze taht kuran bu ustaya son maçında da olsa gösterdiği olan üstü davranışlar için elimizden teşekkür etmekten başka bir şey gelmiyor.
Güle güle Hagi...
Hemen anladınız tabi Hagi'den bahsediyorum.
Futbolun pek çok yıldızını seyrettim. Pele, Franz Beckenbauer, Maradona, Cruyff, Gerd Müller. Daha pek çokları var tabi. Bu saydığımız isimlerin hepsinin kendine özgü futbol biçimleri ve anlayışları vardı. Mesela, bir Beckenbauer savunmadan atağa kalktığı zaman mutlaka sonuç gelecek pozisyonları yaşayıverirdik. Ona boşuna imparator demediler. Gerd Müller'in gol vuruşlarında nasıl ve nerede olacağını kendisinden başka kimse bilemezdi. Pele'nin futbolu bıraktığı gün imparatorun onun ayağıyla tokalaşması Pele'yi adeta özetliyordu. 1986 Meksika Dünya Kupası'nda, Arjantin Milli Takımı adına İngiltere'yi yıkan Maradona, hala gözlerimizin önünde.
Hagi'de bu futbolculardan birisi. Onlar gibi özellikleri olan bir futbolcu. Hagi'yi 5 yıldır yakından seyrettik. Gaziantep maçında bir kere daha seyrettik. Atılan iki golün sahibi Hagi idi. Şöyle bir hatırlayın nasıl da rakiplerinden sıyrıldı, nasıl da pasını arkadaşlarına verdi, alın golü atın diye.
Her babayiğit bunları yapamaz, o futbolun virtiözüdür. O futbolu sadece ayaklarıyla değil, beyniyle oynar. Zaten futbolu sadece ayaklarınızla oynarsanız 3-5 sene sonra unutulur gidersiniz. Futbola yön veren büyük futbolcuyu oluşturan onun zekasıdır.
Şimdi soruyorum. Hagi'nin hangi hareketinde zeka eseri yok?
Çok mutluyuz yıllarca böyle bir futbol ustasını yakından gördük ve tanıdık. Futbol ustasının kim ve nasıl olduğunu öğrendik. Bütün bunları Hagi'ye borçluyuz.
Hagi'nin eksikliğini önümüzdeki yıllarda hissedeceğiz. Önemli olan onun bizde bıraktığı futbolu. Zaman geçtikçe Hagi'nin öğretileri dillerden dillere yayılacak. Bu bize ve gelecek kuşaklarımıza örnek olacak.
Hagi'ye güle güle demek kolay değil futboluyla gönlümüze taht kuran bu ustaya son maçında da olsa gösterdiği olan üstü davranışlar için elimizden teşekkür etmekten başka bir şey gelmiyor.
Güle güle Hagi...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025