Hangi hakla ve ne yüzle?

İnsan biraz hicap duyar, sebep olduğu yıkımlara bakarak bir miktar pişmanlık belirtileri gösterir de ciddi muhasebelere dalar.

Yaklaşık çeyrek asırlık tek başına iktidarın süresince, ülke kaynaklarını kurutmuşsun, yönettiğin halk yoksulluğun dibini görmüş, bir lokma ekmeğe muhtaç ettiğin nüfusun sayısı milyonları geçmiş, sebep olduğun ekonomik yıkımdan ve hiç bir ülkede görülmemiş yüksek enflasyondan ötürü evsiz-barksız kalanlar birçok ülke nüfusundan fazla olduğu halde, hala çıkıp 'çare bizde, bizim parti vaz geçilmez' türkülerini söylüyorsunuz.

İnsan biraz utanır, sıkılır, etrafta olup bitenlere bir göz atarak biraz hicap duyar da, 'çeyrek asır boyunca her ne yaptıysak yeter' deyip bir köşeye çekilir.

'Çare bizde, çözüm bizde, evet problemler var ama onları da yine biz hallederiz' nakaratını her fırsatta tekrarlamak için gerçekten insanın, çevresinde olup bitenler karşısında kör ve yükselen feryatlar karşısında sağır olması lazım.

Çeyrek asır içinde yıkıp yok ettiğiniz, yerlerine de ele gelir, dişe dokunur bir şeyler koyamadığınız kurum ve kuruluşlar sebebi ile ülke gençlerinin geleceğe dair umutları sıfırlanmış, beyin göçü hiç bir devirde olmadığı kadar hızlanmış.

Devlet katında atamalar meselesinde artık liyakat ve hak ediş neredeyse unutulmuş, yandaşlık ve yanlışlarınızı alkışlamak esas kabul edilmiş, açılan imtihanlarda tam puan alanlar bile mülakatlarda elenir olmuş ve umudunu kaybeden gençler arasında intiharlar neredeyse günlük vakalar haline gelmiş.

Gelir dağılımındaki dengesizlik ve adaletsizlik artık ilkokula giden çocuklar arasında dahi konuşulur olmuş, yeni işe başlayan asgari ücretlinin alacağı ücret ile yeni atanan memurun ücreti arasında tamı tamına iki kat fark oluşmuş, iki asgari ücretli yeni atanan bir memur kadar bile kazanamaz olmuş, yeni atananlar, sizinkilerden olacağı için…

Emeklilere reva gördüğünüz aylık maaş ile sizler bir kaç arkadaşla artık ancak bir kahvaltı yapıyorsunuz, belki ona da yetmiyor.

Enflasyon rakamlarının mutlaka farkındasınız ki, devlet alacaklarına yüzde 45 zam yaptığınız halde, aynı şartlarda yaşamaya çalışan memur emeklisine yüzde 11, işçi emeklisine de yüzde 15 artış yapıyorsunuz.

Milletin bağrında açtığınız bunca yaralar günden güne derinleşirken ve aklınızda ve elinizde hiç bir derman bulunmazken hala çıkıp, 'çare bizde, biz çözeriz' deyip duruyorsunuz.

Hangi hakla ve ne yüzle?

İnsan biraz hicap duyar, sebep olduğu yıkımlara bir göz atar ve biraz utanır.