Hangisine daha çok üzüldünüz?

Neredeyse çeyrek asırdan beri, her hal ve şartta, her zaman ve zeminde ve sorgusuz sualsiz destekleyip alkışladığınız iktidar partisinin ikinci parti konumuna düşmesine mi, yoksa iktidar partisinin Gazze konusunda foyasının ortaya çıkmasına mı?

Hangisine daha çok üzüldünüz?

Bakışlarınızı içe doğru bir çevirin, vicdanınıza defalarca sorun ve lütfen cevap verin, hangisine daha çok üzüldünüz?

Hep beraber hatırlayalım.

Soykırımcı İsrail'in Gazze üzerine başlattığı bombardıman henüz bir ayını doldurmamıştı ve sizinkiler katliamı lanetlemek için bir miting düzenlemişti, Cumartesi yapılacağı duyurulan mitingin bir gün önsesindeki Cuma günü camilerden anonslar yapıldı, otobüsler tutulduğu ilan edildi ve o meydandaki konuşmaları kayıtlardan bulup dinleyebiliriz.

Söz konusu soykırım ve katliam üç ayını doldurmak üzere idi ki, tam yeni yılın ilk günü bu sefer İstanbul'un sembol köprülerinden biri olan Galata Köprüsü üzerinde yine İsrail'i lanetlemek için miting düzenlendi. Sayın Cumhurbaşkanının oğlu Bilal Erdoğan da çok etkili bir konuşma yaptı ve özellikle İsrail ile ticaret yapılmasını şiddetle eleştirdi, Gazze'de akıl almaz katliamlarını sürdüren İsrail ile ticaret yapan şirketlerin kesinlikle boykot edileceklerinin altını çizdi.

Hatta sözünü ettiğimiz o mitingin ardından, memleketin çeşitli yerlerinde, özellikle de İstanbul'da İsrail patentli bazı ürünleri satan ve kullanan, tüketiciye ulaştıran bazı şirketler çeşitli fiili ve fiziki saldırılara uğradı.

O günlerde ve daha sonraki aylarda, iktidar çevresindeki bazı şirket ve firmaların el altından İsrail ile ticaret yaptıkları az da olsa zaman zaman yazılı ve görsel basında yer aldı ve her defasında iktidar sözcüleri tarafından yalanlandı.

İktidar etrafında palazlanmış bazı şirketlerin, Gazze'de devam eden katliamlara rağmen katil İsrail ile ticaretlerini artırarak sürdürdükleri haberleri bu sefer belgelerle ortaya konulunca, 'ne yapalım canım, özel şirketler, hükümet olarak bir şey yapamayız' demeye başladılar.

Konu, seçim atmosferinde biraz daha fazla gündem olunca ve günün birinde, bizzat Varlık Fonu bünyesindeki Eti Maden tarafından Bor madeni ihraç edildiğini gayretli gazeteciler belgeleriyle ortaya koyunca, kelimenin tam anlamıyla 'tekke düştü kel göründü.'

Bayrama bir iki gün kala, ilgili bakanlar ve bakanlıklar apar-topar, tam 54 kalemde kısıtlamaya gidildiğini açıkladılar.

Altı aydan beri sürekli inkâr ettikleri İsrail ile ticaret meselesinde, en azından açıklanan kadarıyla tam elli dört kalem mal satıyormuşlar ve onlarda kısıtlamaya gidileceğini açıklamış oldular.

Hacım da hocam da çok iyi kavradı ki, bunun Türkçesi; ey millet altı aydan beri sizlere yalan söyledik, o mitingler, o hararetli konuşmalar birer numaradan ibaretti.

Daha iki gün evvel de, daha önceki hükumetlerde bu iktidarın bakanlığını yapmış olan, şimdi de iktidar partisinde önemli mevkileri işgal eden bir zat kameralar önünde şu açıklamayı yapabildi:

Zeybekçi, "İsrail'de çok önemli bağlantıları olan arkadaşlarımız da var. Yani, eyvallah, İsrail'in Filistin'de, Gazze'de Müslümanlara yaptığı soykırımı, katliamı, bebek katliamını, nefretle, şiddetle kınıyoruz, eyvallah, buna diyecek hiçbir şey yok ama diğer taraftan da ticaretin hiç kimseye zarar vermeyen bölümleriyle ilgili de… Çünkü bizim İsrail serbest ticaret anlaşmamızın olduğu bir ülke, yani 6 satıp 1 aldığımız bir ülke. O anlamda, daha hassas olmamız gerektiğine inanıyorum. Bununla ilgili de arkadaşlarımızla çalışıyoruz. Ekonomi koordinasyonuyla, ilgili bakanlarımızla, bunu gündeme alıp biraz daha hassas bir ayardan geçmesi gerektiğine, ben şahsi olarak inanıyorum."

Tekke düştüğüne ve kel de bütün çıplaklığı ile göründüğüne göre, baştaki sorumuzu tekrarlayarak bitirelim; sayın hacım ve muhterem hocam!

Partinizin, son yerel seçimlerde ikinci parti konumuna düşmesine mi yoksa Gazze konusunda altı aydan beri millete yalan söylediğinin ortaya çıkmasına mı daha çok üzüldünüz?

Hangisine daha çok üzüldünüz?