Haydar Baş'la siyasal tedrisat

Referandum sürecinde parti içi demokrasi nedir, bunun dersini verirken sözde değil, özde demokrasiyi sergiledi.
Söylem savaşına girmeyerek, dünyada barış isteyen tek kalan lider oldu.
Ara yolda önüne birileri çıktı, duruşuyla onlara dersini verdi; önünü kesmek isteyenler derslerini aldı ve Haydar Baş karşısında önlerini iliklemek zorunda kaldı.
Müslüman Türk toplumunu bir arada tutacak Ehl-i Beyt ruhunu aşılarken, aşının tutması için eserler yazdı, sempozyumlar, bir dizi konferans ve buluşmalara imza attı.
Yine milletimizin ortak paydası Mustafa Kemal Atatürk ve ailesine yöneltilen, Cumhuriyetimizi, birlik ve beraberliğimizi çökertmeye matuf çirkin saldırı ve iftiraları çürüterek Atatürk'ü doğru anlayarak ve de anlatarak Türk Milleti'ne büyük hizmette bulundu.
Bu dersler toplum yararına sonuçlar verirken, kimilerine ders değil dert oldu. Onlar dertleriyle uğraşa dursunlar insanlarımız maskelerin düştüğünü, gerçeği gördüler.
Haydar Baş, toplumun geniş kesimlerini bir araya getirmişken, anahtar soru şu: bunu sürdürebilecek miyiz? 
O da bize bağlı;
Eski aidiyet kabuklarını kırarak, hal hatır sormayı, birbirimizi sevmeyi, sosyal ve siyasal açıdan farklı olana nefretle bakmamayı;
Türk, Kürt, Laik, Alevi, Sünni, Solcu, Yeşil, Liberal, Kemalist, Muhafazakâr, Milliyetçi? hepsini birbirleriyle uyuşur hale getirme çarelerinin üretildiği mekânda buluşma ve bulunmayı sağlarsak, bunu becerebilirsek ısınmayı sağlar ve yepyeni gerçek bir toplum oluruz.
Türkiye'nin hayli ciddi ölçekte karşı karşıya kaldığı tehlikeler mevcut. "Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler" başlığı altında uyarıcı dersler verirken Sayın Baş, Batı'nın abluka altına almaya çalıştığı ve kısmen de aldığı ülkemizde birlik olmamızın zorunluluğunu, on yıllar evvel ortaya koyuyordu.
Tarihimizi yaşadığımız gibi yazdık. Ancak geleceğimizin tarihini gençlerimiz yazacak. İşte bu noktada da Prof. Dr. Sayın Haydar Baş "Başöğretmen" olarak gençlere örnek olmakta, proje ve gençlik programlarıyla gençliğin dirilişine önderlik etmektedir.
19 Mayıs 1919'da Atatürk'le birlikte yeniden doğan gençliğin günümüzdeki yansıması Haydar Baş'la olmuştur.
Yarım kalmış rüyaları biriktiren sabahlar vardır. O sabahları aydınlatan, düşleri tamamlayarak gerçeğe dönüştürecek Haydar Baş projeleri ufkumuza bir güneş gibi doğmuştur.
Güneş gözlüğü takanlar Sayın Baş tedrisatının notlarına bigane kalamamış, kendi tuttukları notlarına dahi iyimserliğin sindiğini görmüşlerdir. Anlaşılan o ki, Haydar Baş'ı unutturmak isteyenler bile yine Haydar Baş'a muhtaçlar.
Devletin ve milletin bekasının yolu Prof. Dr. Haydar Baş'ın rahle-i tedrisinden geçer.