Hırsız vaar!

Benim çocukluğumda birçok şey ayıp ve uygunsuz sayılırdı. Bazı durumlarsa affedilmez ahlaksızlık da sayılırdı. Mesela Ramazan'da açık lokanta olmazdı. Ramazan'da sokakta kimse yiyip içmezdi. Yiyen içen olursa ya uyarılır ya da kulakları çekilirdi ve o kimseler toplumda gözden düşer muteber sayılmazdı. Sigara içmek de ayıplardan biriydi. Bir büyüğün yanında sigara içmek saygısızlık sayılırdı. Hele, hele kadının evinde dahi sigara içmesi çok ayıplanırdı. Şimdi bayanlar sokakta parkta nerde olsa sigara içiyorlar. Bir bay ile bayan el ele tutamazdı büyük ayıp sayılırdı. 

Faiz en büyük günahtı kim faizle bir şey alsa mahallede onu ayıplardı "sen nasıl Müslümansın" derlerdi. Şimdi dün faize "Allah'ın yasakladığı haramdır" diyenler, bugünlerde "faiz bir dünya gerçeğidir" diyerek helal konuma getiriyorlar. 

Zina edeni gördükleri yerde ifşa ederek mahalleden cemiyetten uzaklaştırılması için çalışmalar yapanlar bugün AB uyum yasaları için zinayı serbest bıraktılar ancak o Müslüman halktan tık çıkmadı. 

Domuz eti haramdı. "Yenmesi, satılması, yetiştirilmesi dahi haramdır" denirdi. Şimdilerde kasaplık et oldu; ülkemizde cayır, cayır satılıyor. Müslümanım diyen adamlar bu gayri İslami ahlakının yaşanmasını sağlayanlara bırakın üf demeyi alkışlayarak destek vermeye devam etmektedir. 

Eskiden büyüklerimiz "papazın duasına amin denmez" derlerdi. Din hadimliği yapanlar dini kimseye bırakmayanlar Ramazan'da iftar sofralarında papazlara ve hahamlara dua ettirerek Müslümanlara amin dedirttiler. Yine bu gayri İslami ahlakın yaşanmasını sağlayan insanlara destek verenler üf bile demezken ne var ya bunda diyerek alkışlayarak desteklemeye devam ettiler. 

Biz çocukken ülkemizde camilerin, Kur'an kurslarının çokluğu ile övünürken kilise az hatta nerdeyse yok denecek kadar olmasından gurur duyardık. Bizlere Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'den, Resûlullah (s.a.a)'in hadis-i şeriflerinden İslam alimlerinin eserlerinden büyüklerimiz tarafından şöyle anlatılırdı: "Allah indinde tek din İslam'dır." (Âl-i İmran, 19).

İslam'dan başka din yoktur. Hıristiyanlık ve Yahudilik tahrif olmuş dinlerdir. Yani Allah'ın ayetlerini, kitaplarını kabul etmediler onlara gelen kitapları değiştirdiler, inanmak istedikleri gibi bir din uydurdular.  Peki, bunları Allah'tan ayıran nedir? Nefisleri ve şeytan. "Demek ki onlar kiliselerde Allah'a değil şeytana ibadet ediyorlar" derlerdi. Şimdi Müslümanlığı kimseye bırakmayan adamlar besmeleler ile 80 bin kilise açtılar ülkemizde. Allah'ın adını anarak Allah'ın düşmanının yuvasını Müslümanın parası ile açmalarını organize edenleri destekleyen Müslüman halk bunlara üf bile demeyerek destek vermeye devam etmektedir.

İçki içen adamlara iyi bakılmaz sarhoş, ayyaş denirdi. "Bu devlet kafir, tekel bayilerini neden kapatmıyorlar" diyerek çıkışanlar. Devletin başına geçtiğinden beri ülkemizde içki üretimi ve tüketimi kat be kat arttı. Ülkemizin bu hale getirilmesine sebep olanları destekleyenler bu olanlara karşı üf bile demeyerek tam gaz bu gayri İslami ahlakı anlayışı desteklemeye devam ediyorlar. 

Biz çocukken Müslüman ülkelere bir haksızlık olduğunda insanları sokaklara dökerdiler, mitingler yürüyüşler yapardılar. Irak'ın, Suriye'nin, Libya'nın v.s ülkeler de Müslüman katliama yapılırken nereye kayboldular. Irak'ta 2 milyon Müslüman katleden 60 bin kadına tecavüz eden ABD askerlerine lanet yağması gerekirken zamanın başbakanı "Bay ve bayan ABD askerlerinin ıraktaki savaştan en az zayiatla burunları bile kanamadan vatanlarına dönmesi için dua ediyorum" dedi. Ancak Müslümanlar üf bile demeden bu cürümleri işleyenlere destek vermeye devam ediyorlar.

Milletimin hem milli hem de manevi duygularını alarak yerine vurdumduymaz Allah'ın emir ve yasaklarını bir kenara atarak benim adamımsa ne yaparsa doğrudur mantığını yerleştirdiler. Münafık karakterli Müslüman icat ettiler. O güzelim tertemiz Allah anılınca kalbi titreyen Müslüman Türk evladı gitti yerine Allah'ın emir ve yasaklarına inanan değil de lideri saydığı adamın yaptığı gayri İslami hareketlere iman eden bir Mankurt geldi. 

Bu süreçte aldanmayan tek bir insan ve yanında olan inananlar vardı. O da Prof. Dr. Haydar Baş ve yanındaki insanlardır. O her zaman ayıktırdı. Uyardı, ikaz etti. Fetö'yü ilk O gördü ve uyardı. Büyük Ortadoğu Pprojesi'nin büyük İsrail projesi olduğunu yılardır anlattı ve karşısında oldu. 

Suriye ile Türkiye mezhep farklılığı ortaya atılarak savaştırılmak istendi o bunu daha evvel gördü. Ehl-i Beyt sempozyumları yaptı. Ehl-i Beyt Külliyatını yazarak bizlere ışık oldu. Bu oyunu bozdu. 

İdarede olan siyasetçilerin basiretsizliğinden ülke içinde etnik farklılıkları ortaya koyarak bölmeye kalktılar. Prof. Dr. Haydar Baş Bey ülke genelinde kadrosuyla il il gezerek Milli Kahramanlar programları yaparak insanları ayıktırdı ve son olarak bu ayrışımı engellemek için "Hoş Geldin Atatürk" eserini yazarak milletimizi bölünmelere karşı bir bilek bir yürek yaptı. 

Milletimizin milli ve manevi duygularını ahlakını çalan hırsızlardan kurtulmak için doğru ve hak olan kılavuzla beraber olmak şarttır. Burnunun dikine gitmek sırf ben buna gönül verdim onun yanlışı da doğrudur ahlakı, Müslüman ahlakı değildir.