Hocalı soykırımı

Can Azerbaycan Türk Cumhuriyetinin bir asrı aşan bir zaman zarfında yaşadığı ihanetlerin eşi benzeri yoktur. Bulunduğu coğrafyanın yer altı ve yer üstü zenginliğinin yanısıra ülkenin dünya üzerinde bulunduğu konumu düşmanları tarafından her zaman dikkat çekici, celp edici olmuştur.
Sovyet hükümeti, Azerbaycan Türklerinin tarihi toprakları içerisindeki farklı yerleşim bölgelerinde, özellikle Bakü'de, Erivan'da, Zengezur'da, Karabağ'da Ermenilerin sayısını artırmaya, onların hakim konumunu sağlamaya çalışıyordu. Bu siyaset sömürgesi olan Azerbaycanlıların, gelecekte herhangi bağımsızlık istemelerini engellemek ve yerel nüfusun azaltarak yerine Ermeni-Hıristiyan bölgesinin oluşturulmasına yönelikti. Azerbaycan Türklerine karşı saldırgan hareketlerine destek veriliyordu.
Yirminci yüzyılın başlarında Ermeniler ilk defa Azerbaycan'ın tarihi topraklarından yerli halkı sıkıştırıp çıkartmaya başladılar. Sovyetler birliğinin yardımı ile Müslüman Türk düşmanı dünyada sınıf atlayamamış ancak onun bunun artığı ile yetinen piyon Ermeniler cinayetkar politikalarını kanıtlayan olgu şu ki, sadece XX. yüzyılda Azerbaycan Türklerine 4 kez 1905-1907, 1918-1920, 1948-1953 ve nihayet 1988-1993 yılları arasında ermeni caniler tarafından işlenen soykırıma maruz kalmıştır.
Türkiye'deki, Amerikan silahlı kuvvetlerinin başkanı Amiral Mark Bristol sonraları yazıyordu: "Ermeni terör takımlarından birinin yöneticisi-yazar ile birlikte hizmet etmiş kendi subaylarımın, bana aktardıkları bilgilere göre, savunmasız köyler öncelikle bombalanıyor, sonra istila ediliyordu. Kaçıp gidemeyen sakinler acımasızlıkla öldürülüyor, köy talan ediliyor. Müslümanlardan kurtulmak için bütün bunlar sistematik şekilde gerçekleşiyordu."
Tek merkezden yönetilen Ermeni çeteleri, her yerde aynı senaryoyu hayata geçiriyor, aynı vahşetleri uyguluyordular. Ermeni çeteleri, o zamana kadarki en büyük katliamlarını 1918 yılının mart ayında sergilediler. Mart'ın 18'inde 20 binlik Ermeni-Bolşevik silahlı kuvvetleri, Şamahı'ya girerek, yerli ahaliye zulmettiler. Ayın sonuna kadar devam eden katliam sonucunda, 12 bin Azerbaycanlı katledildi. Bakü'de, 30 Mart'tan 2 Nisan'a kadar Ermeni orduları tarafından yapılan soykırım sonucunda, 18 bin sivil katledildi. Aynı zamanda Guba kazasına giren haydutlar, 3 bine yakın Gubalıyı öldürdüler. Birkaç gün içinde Ermeni bolşevik terör çeteleri, Bakü'de, Şamahı da, Guba'da, Erivan'da, Zengezur'da, Nahçıvan'da, Karabağ'da ve diğer bölgelerde 50 bin kişiden fazla sivil nüfusu katlettiler.
Mart-Ağustos 1918 tarihleri arasında Azerbaycan'da ilk savaş Kafkas İslam Ordusu, Gence'deki Ermeni mahallesinde silahları toplarken çıktı. Sırasıyla Göyçay, Aksu, Kürdemir, Şamaxı Muharebeleri (5-25 Temmuz 1918). Kafkas İslam Ordusu 18 Eylül 1918 de Bakü'yü de ermenilerden temizlemiştir. 28 Mayıs 1918'de de Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti kurulmuştur.
Azerbaycan'ın müstakil devlet olması 23 ay sürmüştür. Sovyetler Birliği Azerbaycan'ı yeniden işgal etmiştir. Bu işgal ise 20 Ocak 1990'da 19 Ocak'ı 20'ye bağlayan gece Rus ve Ermeni askerlerden oluşan birliklerin Bakü'ye girerken Azerbaycan halkının tankların karşısında etten duvar örerek hatta ezilerek verdiği mücadelenin ardından sona ermiş Azerbaycan Cumhuriyeti yeniden bağımsızlığını kazanmıştır.
Azerbaycan'ın bağımsızlığını hazmedemeyen hain eller silahı ve düzenli ordusu olmayan halkın üzerine içlerinde dünyanın muhtelif ülkelerinden gelmiş paralı askerler ile ermeni canilerini gönderdiler. Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı şehrinde yaşayan Azerbaycan Türk'ü olan silahsız halka Ermeni silahlı güçleri 1992 senesinin şubat ayının 25'ini 26'ya bağlayan gecesi saldırarak soykırım yapmıştır. Bu soykırımda 8 aile tamamen yok edilmiştir. Katliamda 83 çocuk, 106 kadın ve 70 ihtiyar insan olarak toplamda 613 insan Ermeni ve Ruslar tarafından katledilmiştir. 487 insan yaralanmıştır. 1275 insan esir edilmiştir ve hala 150 esirin akıbetinden haber yoktur.
26. yıldönümünü yaşadığımız bu günlerde şehitlerimize Allah'tan rahmet Türk İslam ailesine ve Azerbaycan'ımıza başsağlığı dilerim. Allah bizim basiretimiz açsın dostu düşmanı görmeyi, seçmeyi, ayırt etmeyi nasip eylesin. Eğer biz geçmişimizden, tarihimizden ders almazsak bu yaşadıklarımızdan da daha beterini yaşamamız kaçınılmazdır.