logo
05 MAYIS 2024

Hukukun hiçbir alanı bilişim hukuku kadar uluslararası hale gelmedi

Bilişim sistemlerinin platformu sayılabilecek internetin tüm dünyayı kapsamasından dolayı, bu alanda yapılacak hukuksal düzenlemelerin tek bir ülke tarafından değil uluslararası düzlemde yapılması gerekiyor
16.09.2019 00:00:00
Hukukun hiçbir alanı bilişim hukuku kadar uluslararası hale gelmedi
Hukukun hiçbir alanı bilişim hukuku kadar uluslararası hale gelmedi
 
Kişisel verilerin korunmasına yönelik yasal düzenlemeler yaygınlaşıyor
 
Uluslararası ve yerel ölçekte yapılan yasal düzenlemelerle, kişisel verilerin kullanımında veri güvenliğinin sağlanması ve suistimallerin önlenmesi amaçlanıyor.

Geçen yıl Facebook kullanıcılarının kişisel verilerinin farklı amaçlarla kullanıldığının ortaya çıktığı "Cambridge Analytica" veri skandalının ardından kişisel verilerin gizliliğinin önemi tüm dünyada daha fazla konuşulmaya başlandı.

Kişisel veri kullanımındaki ihmalleri sebebiyle ABD'deki ve diğer ülkelerdeki yargı süreçlerinde ciddi yaptırımlarla karşılaşan Facebook, veri kullanım politikasını güncelleyerek kullanıcıların sistemdeki verilerine erişebilmesini sağlayan daha şeffaf bir sisteme geçiş yaptı.

Facebook'la birlikte diğer dijital platformlar ve şirketler de kullanıcıların kişisel verilerinin güvenliğini sağlamak amacıyla çeşitli düzenlemelere gitti.

Öte yandan Avrupa Birliği ülkelerinde geçerli olan Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) gibi yasal düzenlemelerle şirketler ve kurumların veri kullanımı konusunda atması gereken adımlar belirlendi. Yönetmeliğe uymayan kurumlar ciddi yaptırım ve cezalarla karşı karşıya kalıyor.
 
"Hukuksal düzenlemeler uluslararası düzlemde yapılmalı"

Türk Alman Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mesut Serdar Çekin, konuya ilişkin  yaptığı açıklamada, hiçbir hukuk alanının bilişim hukuku kadar uluslararası hale gelmediğini belirterek, bilişim sistemlerinin platformu sayılabilecek internetin tüm dünyayı kapsamasından dolayı bu alanda yapılacak hukuksal düzenlemelerin tek bir ülke tarafından değil uluslararası düzlemde yapılması gerektiğini söyledi.

Kişisel verilerin korunmasıyla ilgili tartışmaların 1970'li yıllarda başladığını ve o dönemde bu konunun devlet ve birey ilişkisi bağlamında ele alındığını dile getiren Çekin;

"Nüfus ve tapu kayıtları gibi verilerin devlet tarafından kullanımına ilişkin bu tartışmalar, bugün gündemde olan kişisel veri güvenliği konusunun temelini oluşturuyor. Teknolojik gelişmelerle beraber bireylere ait verilerin sayısı ve kaynağı arttı. Eskiden sadece kişinin adı soyadı, adresi ve maaşı hakkında bilgi elde edilirken, bugün ne yiyip içtiği, nerede tatil yaptığı, nerede çalıştığı, siyasi görüşü, özel hayatı, ilgi alanları, konumu, sağlık bilgileri gibi birçok bilgiye kolaylıkla ulaşmak mümkün." değerlendirmesinde bulundu.

Doç. Dr. Mesut Serdar Çekin, eskiden veri kullanımıyla ilgili hukuksal düzenlemelerle bireyin devlete karşı korunması amaçlanırken, bugünkü düzenlemelerle bireyin bireyden yani özel şirketlerden korunmaya çalışıldığına dikkati çekti

Kişisel verilerin korunmasıyla ilgili GDPR, 108 Sayılı Avrupa Konseyi Sözleşmesi gibi birçok uluslararası düzenlemenin bulunduğunu ve Türkiye'nin de bu alanda hukuksal düzenlemeler yaptığını anlatan Çekin;

"Veri ihmallerinin önüne geçilmesinde yasal düzenlemeler önem taşıyor fakat bu düzenlemeler dengeli olmalı. Büyük teknoloji şirketlerine gösterilen tutumla küçük işletmelere olan yaklaşım aynı ölçekte olursa doğru menfaat dengesini tutturamayız. Bunun yanı sıra hukuksal düzenlemelerin insanlar tarafından benimsenmesi de önemli." dedi.
 
"Şirketler, veri sahiplerini aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmeli"
 
Kavlak Avukatlık Bürosu Kurucu Ortağı Fırat Barış Kavlak da Kişisel Verileri Koruma Kurumu'nun (KVKK) Türkiye'deki veri ihlallerini titizlikle denetlediğini ve son zamanlarda artan cezalarla birlikte veri sorumlusu şirketlere yaptırımlar uyguladığını söyledi.

KVKK'nın belirlediği usullerin AB ülkeleri için geçerli olan GDPR ile çoğu açıdan benzerlik ve uyumluluk gösterdiğini ifade eden Kavlak, KVKK'nın kurumlara Veri Sorumluları Sicil Bilgi Sistemi'ne (VERBİS) kayıt olma zorunluluğu getirdiğini hatırlattı.

Kavlak, VERBİS'in hangi kişisel verinin işlendiği, veri aktarımının yapılıp yapılmadığı, verinin ne kadar süre muhafaza edildiği, verileri korumak için hangi tedbirlerin alındığı gibi detaylı bilgileri şeffaf hale getirdiğini belirterek, kamuya açık olan bu sicilden herkesin kendisine ait kişisel bilgilerin ne şekilde kullanıldığını görebileceğini dile getirdi.

KVKK'nın kullanıcı verilerinde ihmalde bulunmasından dolayı Facebook'a 1 milyon 650 bin lira ceza kestiğini hatırlatan Kavlak, VERBİS'e kayıt ve bildirim yükümlülüğüne aykırı davranılması halinde 25 bin lira ile 1 milyon lira arasında idari para cezasının gündeme geleceğini belirterek, şirketlere şu uyarılarda bulundu:

"Veri sorumlusu şirket, KVKK ve alt mevzuatlara uygun olabilmek adına kişisel verilerin elde edilmesi sırasında veri sahiplerini aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmeli. Gerektiği hallerde kişiden rıza almalı, işlediği kişisel verilerin hukuka aykırı işlenmesini önlemek ve muhafazasını sağlamak için gerekli idari ve teknik tedbirleri almalı. Kurul tarafından verilen kararları yerine getirmeli ve son olarak VERBİS'e kayıt ve bildirim yükümlülüğüne riayet etmelidir."
 
 
 
 
 
İfadesi iddianameye girmeyen Ayşe Ateş'ten tepki
Azmettiriciler nerede?
16 ayda tamamlanan iddianamenin detayları
Basit bir husumet cinayeti!
Vatandaşlara ajanlık hakkında bilgi verildi
MİT'ten videolu 'casusluk' uyarısı
Türkiye'nin ekonomisini Almanya'da anlattı
'Kredi notumuz artıyor, doğru yoldayız'
'Kazan-kazan' pazarlığı mı yapıldı?
'Al paşaları ver anayasayı'
Kılıçdaroğlu ile görüşmede Erdoğan ziyareti de masadaydı
'Görüşmenin önemli kısmını paylaştım'
'Çok ölü var' diyerek mezarlığa ambulans istedi
Pes dedirten çağrılar
Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı
İçişleri Bakanlığından tasarruf açıklaması
Cenazeleri bulunan işçilerin kimlikleri belli oldu
İliç'te iki cenazeye daha ulaşıldı
'Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok'
58 yıldır gerçek kimliğini arıyor
Aralarında kanser, MS ve diyabet ilaçları da var
81 ilaç geri ödeme listesine alındı
200 nüfuslu köyden 50 ülkeye ihracat
300 kişiye istihdam sağlıyor
Darısı Süper Lig'de yaşanan olaylara
Olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis
Şehirde kurulan yağma düzenini açıkladı
Doğal gazını bile belediye ödemiş
İfadesi iddianameye girmeyen Ayşe Ateş'ten tepki
Azmettiriciler nerede?
16 ayda tamamlanan iddianamenin detayları
Basit bir husumet cinayeti!
Vatandaşlara ajanlık hakkında bilgi verildi
MİT'ten videolu 'casusluk' uyarısı
Türkiye'nin ekonomisini Almanya'da anlattı
'Kredi notumuz artıyor, doğru yoldayız'
'Kazan-kazan' pazarlığı mı yapıldı?
'Al paşaları ver anayasayı'
Kılıçdaroğlu ile görüşmede Erdoğan ziyareti de masadaydı
'Görüşmenin önemli kısmını paylaştım'
'Çok ölü var' diyerek mezarlığa ambulans istedi
Pes dedirten çağrılar
Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı
İçişleri Bakanlığından tasarruf açıklaması
Cenazeleri bulunan işçilerin kimlikleri belli oldu
İliç'te iki cenazeye daha ulaşıldı
'Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok'
58 yıldır gerçek kimliğini arıyor
Aralarında kanser, MS ve diyabet ilaçları da var
81 ilaç geri ödeme listesine alındı
200 nüfuslu köyden 50 ülkeye ihracat
300 kişiye istihdam sağlıyor
Darısı Süper Lig'de yaşanan olaylara
Olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis
Şehirde kurulan yağma düzenini açıkladı
Doğal gazını bile belediye ödemiş

MİT, vatandaşlara videolu casusluk uyarısı

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), "Casusluk nedir'" başlığıyla yayınladığı video ile vatandaşları casusluk faaliyetlerine karşı uyardı.
04.05.2024 19:40:00
Anadolu Ajansı
MİT, vatandaşlara videolu casusluk uyarısı
MİT, vatandaşlara videolu casusluk uyarısı

MİT'in internet sitesinde yayınlanan videoda, istihbaratın çok geniş bir hedef kitlesi, çok yönlü çalışma kolları ve çok boyutlu hedefleri bulunduğuna işaret edilerek, "İstihbarat çalışmalarında sıklıkla başvurulan casusluk faaliyetinin küresel bir tanımı yoktur." ifadesi kullanıldı.

Casusluk faaliyetinin "algılama, uygulama ve yargılama" noktasında farklı anlamlara sahip olduğu ve bunun neyin casusluk olarak kabul edildiğine yönelik hukuki farkları ortaya çıkardığı anlatılan videoda, her ülkenin kendi iç hukukunda casusluk faaliyetine yer ayırdığı aktarıldı.

Türkiye'de casusluk faaliyetinin 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda, "Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk" başlığı altında düzenlendiği belirtilen videoda, şu bilgilere yer verildi:

"Hasım veya hasım olması muhtemel istihbarat mensupları, vatandaşlarımızla çeşitli yöntemlerle irtibat kurmaktadır. Ülkemizin menfaatlerini, birliğini, bütünlüğünü ve değerlerini hedef alan hasım istihbarat servisleri, irtibat kurdukları vatandaşlarımızı casus olarak devşirebilmektedir. İstihbarat servisleri, istifade ettikleri casuslardan, açık kaynak bilgilerinden analiz çalışması ya da rapor hazırlamasını isteyebilmektedir. Hedeflerindeki şahısların adres bilgilerini öğrenmelerini, önemli bina veya tesislere ilişkin keşif çalışması yapmalarını talep edebilmektedir."

"Şüpheli hareketlerle karşılaştığınızda hızla emniyet birimlerine haber verin"

Videoda ayrıca hasım istihbarat servislerinin organize suç ve terör örgütlerini de casusluk amacıyla kullanabildiği belirtilerek, vatandaşlara şu uyarılarda bulunuldu:

"Bilinçli ya da bilinçsiz şekilde yabancı ülke istihbarat mensuplarına yardımcı olmanın bir suç olduğu bilinmelidir. Tanımadığımız kişilerin yönelttiği irdeleyici, şüpheli ve hassas içerikli sorulara cevap vermeden önce soruyu soranın kim olduğu sorgulanmalıdır. Şüpheli hareketlerle karşılaşılması durumunda ivedilikle emniyet birimlerine haber verilmelidir.

Vatandaşlarımız 'www.mit.gov.tr'nin ana sayfasında yer alan 'nasıl yardım edebilirsin' kısmından, önemli gördüğü, şüphelendiği veya ihbar etmek istediği hususları paylaşabilmektedir. Toplumumuzun yüksek ahlak değerlerini suistimal ederek ülkemiz aleyhine bilgi toplama arayışına girişen istihbarat uzantılarına imkan tanımamanın bir vatandaşlık görevi olduğu unutulmamalıdır." 

Türkiye'de en çok araç FSM'den geçiyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 'En çok trafik hacmi Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde oluştu. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde trafik hacmi 240 bin, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde ise 190 bin oldu' dedi
04.05.2024 11:39:00 / Güncelleme: 04.05.2024 11:45:41
İHA
Türkiye'de en çok araç FSM'den geçiyor
Türkiye'de en çok araç FSM'den geçiyor
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Karayolları Genel Müdürlüğü'nün 2023 yılı Trafik Hacim Bilgileri istatistiklerini değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye Yüzyılı vizyonuyla Türkiye'de ulaşımın tüm modlarında çağ atlatan yatırımlar ve atılımlar yaptıklarını belirten Bakan Uraloğlu, karayollarının, ulaşım yatırımlarının lokomotifi olduğunu söyledi.

Uraloğlu, karayollarında yapılan yüksek standartlı yollarla Türkiye'nin dört bir yanında konforlu ve güvenli ulaşımı sağladıklarının altını çizerek, 'Ülkemizin doğusundan batısına kuzeyinden güneyine yüksek standartlı bölünmüş yollarla bağladık. Vatandaşlarımız artık yolculuklarında karayolunu da tercih ediyor' diye konuştu.

'FSM'de trafik hacmi 240 bin'

Ülke genelinde Karayolları Genel Müdürlüğü sorumluluğundaki yol ağında gerçekleştirilen ölçümlerde trafik hacimlerinin metropol geçişlerinde ve Karadeniz Sahil Yolu gibi bölgesel hizmet veren akslarda artış görüldüğüne dikkati çeken Bakan Uraloğlu, şunları kaydetti:

'En çok trafik hacmi Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde oluştu. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde trafik hacmi 240 bin, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde ise 190 bin oldu. İstanbul-Tekirdağ Devlet Yolu'nun bazı kesimlerinde Yıllık Ortalama Günlük Trafik (YOGT) miktarı 100 bini aştı. İstanbul-Kocaeli Devlet Yolu'nun çeşitli noktalarında 70 bini aşmaktadır. İstanbul Havalimanı'na bağlantı sağlayan yol kesiminde ise trafik 100 bini geçti.'

'Ankara Havalimanı güzergahını kullanan araç sayısı günde 70 bini buldu'

Yıllık Ortalama Günlük Trafik miktarlarının yüksek olduğu kesimlere dair açıklamalar yapan Bakan Uraloğlu, şöyle konuştu:

'İzmir şehir merkezindeki KGM sorumluluğundaki bazı kesimlerde trafiğin 70 binin üzerine çıktı. Konya şehir geçişindeki kesimlerde trafik 100 bini aşıyor. Ankara-Sincan-Yenikent güzergahındaki bazı kesimlerde 100 binin üzerine çıktı. Ankara Havalimanı'na erişim sağlayan güzergahta bazı kesimlerde ise günlük araç sayısı 70 bini aştı. Ankara-Gölbaşı arasında da her gün 80 bin araç seyahat etti. Ankara'yı Polatlı tarafına bağlayan Ankara-Temelli Yolu'nu da her gün 60 binin üzerinde araç kullandı.'

Uraloğlu, Ankara'nın şehir içi trafiğini rahatlatan önemli yollardan biri olan Eskişehir Çevre Yolu'nda da trafik hacminin günlük 70 binin üzerinde olduğunu vurguladı.

Bakan Uraloğlu, Gaziantep için büyük öneme sahip Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi'ne ulaşım sağlayan yol kesiminde ise günlü trafiğin 70 bini geçtiğini kaydetti.

Samsun Çevre Yolu'nun önemli oranda trafik alan yollarından bir diğeri olduğunu belirten Uraloğlu, Çevre Yolu'nun her gün 60 bin araç tarafından kullanıldığını aktardı. Uraloğlu, Karadeniz Sahil Yolu'nda ise en fazla yoğunlaşan kesimin Trabzon geçişi olduğunu vurgulayarak trafik hacminin 90 bine ulaştığını ifade etti.

Bakan Uraloğlu, yüksek trafik alan yollardan biri olan Antalya-Alanya Yolu'nda da günlük araç hacminin 90 bini bulduğunu vurgulayarak Bursa-Karacabey Yolu'nda 70 bin sınırının da aşıldığını kaydetti.

Uraloğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

'Otoyol kesimlerinde; Çatalca-İzmit güzergahındaki çeşitli noktalarda 100 bin, Mahmutbey-Çamlıca güzergahında 100 bin, Kuzey Marmara Otoyolu'nda çeşitli noktalarda 90 bin, Ankara Çevre Yolu'nun bazı kesimlerinde 100 bin, Bursa Çevre Yolu'nun bazı kesimlerinde 100 bin, İzmir Çevre Yolu'nun bazı kesimlerinde 100 bin, Adana Çevre Yolu'ndaki çeşitli kesimlerde trafik hacminin 90 bine ulaştığı görülüyor. 2003 yılından bu yana ülke genelindeki trafik hacminin yüzde 195 artarak 154,5 milyar taşıt x km değerine ulaştı. Bu sayılar, bu yolları yaparak ne kadar yerinde bir karar verdiğimizin de en büyük kanıtıdır. Bizler hizmet için, vatandaşlarımızın konforu için yol yapmaya, Türkiye'nin yolunu açmaya devam edeceğiz.'

İliç'te iki işçinin daha cansız bedeni bulundu

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 'Erzincan İliç'te maden sahasında meydana gelen heyelan sonrası iki işçi kardeşimize daha ulaştık' dedi.
04.05.2024 11:35:00 / Güncelleme: 04.05.2024 11:44:49
Anadolu Ajansı
İliç'te iki işçinin daha cansız bedeni bulundu
İliç'te iki işçinin daha cansız bedeni bulundu
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, sosyal medya hesabından Erzincan İliç'te meydana gelen heyelan sonrası hayatını kaybeden işçileri arama çalışmalarının devam ettiğini ve iki işçiye daha ulaşıldığını açıkladı.


Bakan Bayraktar yaptığı paylaşımda, 'Erzincan İliç'te maden sahasında meydana gelen heyelanda ilk günden bu yana aralıksız olarak devam eden arama çalışmalarında iki işçi kardeşimize daha ulaştık. Diğer 5 madencimize ulaşmak için de ekiplerimiz 7 gün 24 saat çalışmalarını sürdürüyor. İşçi kardeşlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diliyorum' ifadelerini kullandı.

Cenazeler Ramazan Çimen ve Kenan Öz'e ait

Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, AA muhabirine, ulaşılan cenazelerin Ramazan Çimen ve Kenan Öz'e ait olduğunu belirterek, aileye başsağlığı diledi.

Aydoğdu, bölgedeki çalışmaların aralıksız sürdüğünü ifade etti.

Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kaymasında 9 kişi kaybolmuş, işçilerden Uğur Yıldız ve Adnan Keklik'in cenazesine ulaşılmıştı.

Ne olmuştu?

Erzincan İliç'te 13 Şubat'ta Çöpler Altın Madeni sahasında siyanürlü liç yığının göçmesi sonucu toprağın kayması üzerine 9 işçi göçük altında kaldı. Liç yığını altında kalan 9 maden işçisinden 35 yaşındaki Uğur Yıldız'ın cansız bedenine kazadan 53 gün sonra ulaşılmıştı. 

Yıldırım düşmesi sonucu yaralanan askerimiz şehit oldu

Milli Savunma Bakanlığı, 3 Mayıs'ta Pençe operasyonu bölgesinde yıldırım düşmesi sonucu yaralanan Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Ata Göçmen'in kurtarılamayarak şehit olduğunu açıkladı
04.05.2024 10:26:00
İhlas Haber Ajansı
Yıldırım düşmesi sonucu yaralanan askerimiz şehit oldu
Yıldırım düşmesi sonucu yaralanan askerimiz şehit oldu
Milli Savunma Bakanlığı, 3 Mayıs'ta Pençe operasyonu bölgesinde yıldırım düşmesi sonucu yaralanan Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Ata Göçmen'in kurtarılamayarak şehit olduğunu açıkladı.

Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, 'Pençe operasyonu bölgesinde, 3 Mayıs 2024 tarihinde, yıldırım düşmesi sonucunda yaralanarak hastaneye sevk edilen kahraman silah arkadaşımız Piyade Astsubay Kıdemli Çavu. Ata Göçmen, tedavi gördüğü hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olmuştur.

Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda hayatını kaybeden aziz şehidimize Allah'tan rahmet, kederli ailesine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır dileriz' ifadelerine yer verildi.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.