Hz. Ali Küfe'de minbere çıkmış hutbe okuyordu
Hz. Ali Küfe'de minbere çıkmış hutbe okuyordu. Hz. Ali bu hutbesinde Muaviye ile yaptığı savaşta seçilen iki hakem mevzusunu beyan edince...
12.05.2025 13:41:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





"Hz. Ali Küfe'de minbere çıkmış hutbe okuyordu. Hz. Ali bu hutbesinde Muaviye ile yaptığı savaşta seçilen iki hakem mevzusunu beyan edince Eş'as b. Kays "Önce bizi hakemleri kabul etmekten sakındırdın, ama sonra kendin kabul ettin.
Bu ikisinden hangisi doğrudur bilemiyorum " diye itiraf edince Hz. Ali elini elinin üstüne koyarak, 'Biati bozan toplumun cezası budur." dedi. Eş'as b. Kays, 'Bu söz senin lehine değil, aleyhinedir." deyince de Hz. Ali ona sert bir şekilde bakarak şöyle buyurdu:
"Hangi şey aleyhime hangi şey lehime sen ne bilirsin? Allah'ın ve lanet edenlerin laneti sana olsun ey çulha oğlu çulha, ey kâfir oğlu münafık!
Andolsun Allah'a ki babanın intikamını almak için bir defa küfürde (Murad kabilesiyle yaptığın savaşta), bir defa da İslam'da (Resulullah'ın vefatından sonra mürted olup zekat vermeyen Hazremut ehliyle birlikte Ebu Bekir'in gönderdiği Ziyad b. Buseyd komutasındaki birliğe karşı yaptığı savaşta) esir oldun.
Ne malın, ne de büyüklüğün seni bu iki esaretten kurtarmadı. Kavmini kılıca sevk eden (hile ile Halid b. Velid'e mağlub düşüren) ve ölüme götüren kimseyi; yakınlarının düşman ve yabancıların da emin bilmemesi haktır (gerekir)."
Hz. Ali bu hutbesinde insanları gafletten uyandırmaktadır.
"Gerçekten de siz, içinizden ölen kimselerin gördüğünü görseydiniz feryat eder, inleyip sızlardınız; korkar dinler, itaat ederdiniz. Ama onların gördüklerini göremiyorsunuz, onların gördükleri şey örtülüdür sizlere. Ama yakında kaldırılacak o perde.
Gerçekten sizler görücü olursanız sizleri görücü kıldılar; duyucu olursanız, sizleri duyucu kıldılar; Hidayeti kabul ederseniz, sizlere hidayet ettiler! Gerçek söylüyorum; şüphesiz ki ibret verici şeyler açıklandı, zahir kılındı size. Sakıncalı şeylerden de men edildiniz. Gök elçilerinden (meleklerden) sonra da Allah'ın hükümlerini ancak bir insan tebliğ eder, ulaştırır size. (Meleklerin gelip de size ilahi hükümleri tebliğ etmesini beklemeyin.)"
Hz. Ali bu hutbesinde insanları gafletten uyandırmaktadır.
"Gerçekten de siz, içinizden ölen kimselerin gördüğünü görseydiniz feryat eder, inleyip sızlardınız; korkar dinler, itaat ederdiniz. Ama onların gördüklerini göremiyorsunuz, onların gördükleri şey örtülüdür sizlere.
Ama yakında kaldırılacak o perde. Gerçekten sizler görücü olursanız sizleri görücü kıldılar; duyucu olursanız, sizleri duyucu kıldılar; Hidayeti kabul ederseniz, sizlere hidayet ettiler!
Gerçek söylüyorum; şüphesiz ki ibret verici şeyler açıklandı, zahir kılındı size. Sakıncalı şeylerden de men edildiniz. Gök elçilerinden (meleklerden) sonra da Allah'ın hükümlerini ancak bir insan tebliğ eder, ulaştırır size. (Meleklerin gelip de size ilahi hükümleri tebliğ etmesini beklemeyin.)"
Hz. Ali ölüm ve kıyamet hakkında şöyle buyurmaktadır:
"Şüphesiz işin sonu (kıyamet) önünüzdedir. Sizi sevk eden ölüm de ardınızdadır (sizden önce gidenlere erişin). Çünkü ilk gideniniz son gelecek kişiyi beklemektedir."
Merhum Seyyid Razi şöyle diyor: İmam'ın bu sözü Allah ve Peygamberi dışında herkesin sözünden üstün gelen bir sözdür. "Öyleyse (yükünüzü) hafifletin, katılın" sözü ise çok anlamlı ve kısa bir sözdür. Ne kadar derin ve anlamlı bir ifade! İlim susuzluğunu gideren hikmetli bir sözdür. Bu sözün şerafet ve azametini "el-Hasais" adlı kitabımda beyan ettim." (Nehc'ul Belaga 19-21. Hutbe)
Bu ikisinden hangisi doğrudur bilemiyorum " diye itiraf edince Hz. Ali elini elinin üstüne koyarak, 'Biati bozan toplumun cezası budur." dedi. Eş'as b. Kays, 'Bu söz senin lehine değil, aleyhinedir." deyince de Hz. Ali ona sert bir şekilde bakarak şöyle buyurdu:
"Hangi şey aleyhime hangi şey lehime sen ne bilirsin? Allah'ın ve lanet edenlerin laneti sana olsun ey çulha oğlu çulha, ey kâfir oğlu münafık!
Andolsun Allah'a ki babanın intikamını almak için bir defa küfürde (Murad kabilesiyle yaptığın savaşta), bir defa da İslam'da (Resulullah'ın vefatından sonra mürted olup zekat vermeyen Hazremut ehliyle birlikte Ebu Bekir'in gönderdiği Ziyad b. Buseyd komutasındaki birliğe karşı yaptığı savaşta) esir oldun.
Ne malın, ne de büyüklüğün seni bu iki esaretten kurtarmadı. Kavmini kılıca sevk eden (hile ile Halid b. Velid'e mağlub düşüren) ve ölüme götüren kimseyi; yakınlarının düşman ve yabancıların da emin bilmemesi haktır (gerekir)."
Hz. Ali bu hutbesinde insanları gafletten uyandırmaktadır.
"Gerçekten de siz, içinizden ölen kimselerin gördüğünü görseydiniz feryat eder, inleyip sızlardınız; korkar dinler, itaat ederdiniz. Ama onların gördüklerini göremiyorsunuz, onların gördükleri şey örtülüdür sizlere. Ama yakında kaldırılacak o perde.
Gerçekten sizler görücü olursanız sizleri görücü kıldılar; duyucu olursanız, sizleri duyucu kıldılar; Hidayeti kabul ederseniz, sizlere hidayet ettiler! Gerçek söylüyorum; şüphesiz ki ibret verici şeyler açıklandı, zahir kılındı size. Sakıncalı şeylerden de men edildiniz. Gök elçilerinden (meleklerden) sonra da Allah'ın hükümlerini ancak bir insan tebliğ eder, ulaştırır size. (Meleklerin gelip de size ilahi hükümleri tebliğ etmesini beklemeyin.)"
Hz. Ali bu hutbesinde insanları gafletten uyandırmaktadır.
"Gerçekten de siz, içinizden ölen kimselerin gördüğünü görseydiniz feryat eder, inleyip sızlardınız; korkar dinler, itaat ederdiniz. Ama onların gördüklerini göremiyorsunuz, onların gördükleri şey örtülüdür sizlere.
Ama yakında kaldırılacak o perde. Gerçekten sizler görücü olursanız sizleri görücü kıldılar; duyucu olursanız, sizleri duyucu kıldılar; Hidayeti kabul ederseniz, sizlere hidayet ettiler!
Gerçek söylüyorum; şüphesiz ki ibret verici şeyler açıklandı, zahir kılındı size. Sakıncalı şeylerden de men edildiniz. Gök elçilerinden (meleklerden) sonra da Allah'ın hükümlerini ancak bir insan tebliğ eder, ulaştırır size. (Meleklerin gelip de size ilahi hükümleri tebliğ etmesini beklemeyin.)"
Hz. Ali ölüm ve kıyamet hakkında şöyle buyurmaktadır:
"Şüphesiz işin sonu (kıyamet) önünüzdedir. Sizi sevk eden ölüm de ardınızdadır (sizden önce gidenlere erişin). Çünkü ilk gideniniz son gelecek kişiyi beklemektedir."
Merhum Seyyid Razi şöyle diyor: İmam'ın bu sözü Allah ve Peygamberi dışında herkesin sözünden üstün gelen bir sözdür. "Öyleyse (yükünüzü) hafifletin, katılın" sözü ise çok anlamlı ve kısa bir sözdür. Ne kadar derin ve anlamlı bir ifade! İlim susuzluğunu gideren hikmetli bir sözdür. Bu sözün şerafet ve azametini "el-Hasais" adlı kitabımda beyan ettim." (Nehc'ul Belaga 19-21. Hutbe)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.