Dijital Taciz Ebeveynlerin Yeni Endişesi
Teknoloji, çocukların dünyasını şekillendirirken ebeveynlerin kaygılarını da derinleştiriyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar, dünya genelinde ebeveynlerin en büyük dijital endişesinin “siber taciz” olduğunu ortaya koyuyor
02.09.2025 00:55:00
Ahmet Turan Yiğit
Ahmet Turan Yiğit





Teknoloji, çocukların dünyasını şekillendirirken ebeveynlerin kaygılarını da derinleştiriyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar, dünya genelinde ebeveynlerin en büyük dijital endişesinin "siber taciz" olduğunu ortaya koyuyor. Bu endişe, sadece fiziksel güvenlikten değil, çocukların ruhsal sağlığından da besleniyor.
Siber taciz, yalnızca açık tehditler ya da hakaretlerle sınırlı değil. Dijital ortamda bir bireyin sürekli izlenmesi, rahatsız edici mesajlar alması, özel bilgilerinin izinsiz paylaşılması ya da cinsel içerikli mesajlarla karşılaşması gibi birçok biçimi var. Özellikle ergenlik dönemindeki bireyler, bu tür tacizlere karşı daha savunmasız. Çünkü dijital dünyada sınırları çizmek, henüz gelişmekte olan bir benlik için oldukça zor.
Ebeveynler, çocuklarının çevrim içi deneyimlerini kontrol etmekte zorlanıyor. Birçok platform, yaş doğrulaması yapmadan kullanıcı kabul ediyor. Bu da çocukların, yaşlarına uygun olmayan içeriklere ya da kişilerle karşılaşmasına neden oluyor. Üstelik dijital taciz, çoğu zaman fiziksel dünyada iz bırakmadığı için fark edilmesi de oldukça güç.
Bu durum, aile içi iletişimin önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Çocukların dijital deneyimlerini paylaşabilecekleri güvenli bir alan yaratmak, onları korumanın en etkili yollarından biri. Aynı zamanda okulların ve medya kuruluşlarının da bu konuda bilinçlendirici içerikler üretmesi, toplumsal farkındalığı artırabilir.
Dijital dünya, fiziksel dünyanın bir yansımasıysa, orada da güvenli alanlar yaratmak bizim sorumluluğumuz. Çünkü teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, insanın en temel ihtiyacı hâlâ aynı: güven içinde yaşamak.
Siber taciz, yalnızca açık tehditler ya da hakaretlerle sınırlı değil. Dijital ortamda bir bireyin sürekli izlenmesi, rahatsız edici mesajlar alması, özel bilgilerinin izinsiz paylaşılması ya da cinsel içerikli mesajlarla karşılaşması gibi birçok biçimi var. Özellikle ergenlik dönemindeki bireyler, bu tür tacizlere karşı daha savunmasız. Çünkü dijital dünyada sınırları çizmek, henüz gelişmekte olan bir benlik için oldukça zor.
Ebeveynler, çocuklarının çevrim içi deneyimlerini kontrol etmekte zorlanıyor. Birçok platform, yaş doğrulaması yapmadan kullanıcı kabul ediyor. Bu da çocukların, yaşlarına uygun olmayan içeriklere ya da kişilerle karşılaşmasına neden oluyor. Üstelik dijital taciz, çoğu zaman fiziksel dünyada iz bırakmadığı için fark edilmesi de oldukça güç.
Bu durum, aile içi iletişimin önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Çocukların dijital deneyimlerini paylaşabilecekleri güvenli bir alan yaratmak, onları korumanın en etkili yollarından biri. Aynı zamanda okulların ve medya kuruluşlarının da bu konuda bilinçlendirici içerikler üretmesi, toplumsal farkındalığı artırabilir.
Dijital dünya, fiziksel dünyanın bir yansımasıysa, orada da güvenli alanlar yaratmak bizim sorumluluğumuz. Çünkü teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, insanın en temel ihtiyacı hâlâ aynı: güven içinde yaşamak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.













































































