İki şiir ve tek resim

Şiirleri ile yaşadıkları ilin, yaşadıkları bölgenin çok net fotoğrafını çekmiş olan iki halk ozanı; Aşık Reyhani ve Aşık Fuat Çekezoğlu…

Evet, iki isim ve tek resim.

Her ikisi ile de özel sohbetlerimiz olmuştur, çay içmişliğimiz yemek yemişliğimiz olmuştur ve bir zamanlar Meltem-Mesaj gurubunda hazırlayıp sunduğum "Ozanlarımız" programında defalarca konuğumuz olmuşlardır.

Reyhani'yi ebedi aleme yolcu edeli çok oldu, Sayın Çekezoğluna da nice uzun ömürler dilerim.

Fuat Çerkezoğlu, konuğumuz olduğu programlardan birinde kendisini tanıtan bir şiir okumuştu.

Okuduğu şiir elbette kendi köyünü anlatıyor ama hem köyünün hem de bağlı olduğu ilçenin, bağlı olduğu Erzurum'un sosyal yapısını, ekonomik durumunu ve yüz yıllardan beridir yaşadığı yoksulluğu anlatıyor.

Yazının sonunda takdim edeceğim Reyhani'nin şiirinde ise hemen hemen aynı tema işleniyor, aynı yoksulluk, aynı çaresizlik anlatılıyor ama aynı zamanda o yoksulluk, o çaresizlik içindeki o insanların nasıl bir dayanışma içinde olduklarını anlatıyor.

Aynı bölgede doğmuş büyümüş ve olumsuz şartlara şahit olmuş iki duyarlı şairimiz şiirleri ile neredeyse tek bir resim çizmişler, net bir fotoğraf armağan etmişler.

Çerkezoğlu köyünü şöyle anlatıyor:

"Sormayın beni nereli

Dertleri sembol köydenem

İçim dışımdan yaralı

Hayatı iğfal köydenem

Doğusu Kargapazarı

Batısının kalkmaz karı

Berdel acüz koca karı

Ben hesabı bol köydenem

Çerkezoğlu bu bir gerçek

İstersen incele tek tek

İlk çıkan mahsulü tezek

Emekleri kül köydenem."

Aşık Reyhani'nin "Bu dağda" adlı şiiri ise her kıtası için ayrı ayrı birer makale yazılacak kadar derin ve anlamlı:

"Bir keçe bir kaval bir garip çoban

Yıllar geldi geçti yatar bu dağda

Gündüzü karanlık gecesi zindan

Ne zaman bir sabah atar bu dağda

Bu dağdan bir yolcu ermez menzile

Bu dağın derdi çok her günü çile

Güz gelince kuşlar gider sahile

Vefakâr bir karga öter bu dağda

Rüzgârlardır bu dağların postası

Yağmurlardır bu dağların bestesi

Eksik olmaz bu dağların hastası

Bir limon bin cana yeter bu dağda

On bir ay bu dağın kışıyla karı

Senede bir aydır yazı baharı

Çok zengindir bu dağların tüccarı

Sabır alır şükür satar bu dağda

Nedense bu dağlar kalmıyor karsız

Ovasında binalar var imarsız

Hakkı merhum sürgün Emrah mezarsız

Bir gün Reyhani'de yiter bu dağda."