İktidara düşen…

İktidara düşen, yönettiği milletin değerleri ile ters düşmemek, değer yargıları ile çelişkiye düşmemektir.

İktidara düşen, dertte kederde, sevinçte sürurda, düğünde cenazede halktan ayrı düşmemektir.

İktidara düşen, günlük hayatta halkı tedirgin eden kâbus atmosferlerini bertaraf etmek ve huzura giden yolları ardına kadar açmaktır.

İktidara düşen, kendi öz yamacına topladığı bir avuç mutlu azınlığı memnun etmek için, servetlerine servet katmalarını sağlamak için halkın yüzde doksanını açlığa ve sefalete ve dahi sürünmeye mahkûm edecek kararlardan ve uygulamalardan derhal vaz geçmektir.

İktidara düşen, yönetmekte olduğu halkın acısından, sancısından, derdinden dertlisinden, kederinden ve kederlisinden haberdar olmak ve acılarını dindirmek için çare bulmak ve çare sunmaktır.

İktidara düşen, halkın adalet duygusunu törpüleyecek, adalete güvenini sarsacak haksız ve hukuksuz davranışlardan ve uygulamalardan şiddetle kaçınmaktır.

İktidara düşen, kendi yanlış kararları ve akla ziyan uygulamalarından ötürü, hesapsız-kitapsız harcamaları sonucu bütçede oluşan devasa açıkları kapatmak için yapıştığı halkın yakasından derhal düşmektir ve hesapsız savurganlıklarına bir son vermektir.

İktidara düşen, çeyrek asırdan beri iktidar olduğu bir vasatta, gençlerin neden evlenmediğinden, evlenme yaşının neden otuzlara-kırklara doğru tırmandığından ve evlenenlerin de neden çocuk sahibi olmak istemediklerinden şikâyet etmek değil, bizzat kendisinin hazırlamış olduğu bu olumsuz şartları derhal ortadan kaldıracak tedbirleri almak ve gençlerin yuva kurmalarının yollarını açmaktır.

İktidara düşen, çeyrek asır boyunca oluşturduğu hemen her alandaki olumsuzlukların sebeplerini düşünmektir, düşünmek, araştırmak ve kötü gidişatı iyiye doğru çevirmek için ilk adımı atmaktır.

İktidara düşen, halkın büyük bir çoğunluğunu açlığa ve sefalete mahkûm etmek pahasına, etrafındaki bir avuç mutlu azınlığa sunduğu hesapsız servetlerin her kuruşunda, bu ülkenin yetiminin, yoksulunun, şehit çocuklarının ve uzuvlarını kaybetmiş olan gazilerinin hakları olduğunu uzun uzun düşünmektir.

İktidara düşen, Nisa suresinin şu ayetini kulaklarına küpe yapmaktır:

"Şunda kuşkunuz olmasın ki, zulme başvurarak yetimlerin mallarını yiyenler karınlarına doldurmak üzere bir ateş yemekten başka bir şey yapmazlar. Ve onlar yakın bir zamanda, korkunç acılar veren bir azaba dalacaklardır." (Nisa:10)