İmam Ali’nin, Basra halkına yazdığı mektup
Birlik/vahdet ipinizin kopmasından ve ayrılıklarınızın nasıl olduğundan habersiz değilsiniz. Ben, suçlularınızı affettim, arkasını dönüp kaçanların üzerinden kılıcımı kaldırdım
07.07.2025 00:10:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





"Birlik/vahdet ipinizin kopmasından ve ayrılıklarınızın nasıl olduğundan habersiz değilsiniz. Ben, suçlularınızı affettim, arkasını dönüp kaçanların üzerinden kılıcımı kaldırdım.
Bana gelenlerinizi de kabul ettim. Eğer helake sürükleyen işler, zayıf ve zalimane düşünceler sizi hataya düşürüp bana muhalefet ettirerek savaşa sürüklerse, bilin ki, ben ordumu hazırlamış, savaş için atıma binmişim.
Eğer beni yanınıza gelmeye mecbur ederseniz, , sizlere öylesine saldırırım ki Cemel savaşı bunun yanında çok küçük kalır.
Bununla beraber, içinizde itaatkar insanların faziletlerini, nasihat edenlerin haklarını bilerek, sınırı aşıp suçsuzu suçlamıyor ve ahdinde duran vefalıyı da ahdi bozmakla itham etmiyorum. "
Muaviye'ye yazdığı mektup
"Elinde olan şeylerden dolayı Allah'tan kork. Allah'ın senin üzerindeki hakkına bak. Hakkındaki bilgisizliğinin senin için özür kabul edilmeyeceği şeyleri tanımaya dön.
Çünkü itaat için belirli alametler, aydınlık yollar, apaçık deliller ve arzu edilen bir sonuç vardır; akilli olanlar o yoldan gider, kötü kişilerse ona muhalefet ederler.
Kim, o yoldan saparsa, haktan ayrılır ve şaşkınlığa düşer. Allah da onun nimetini elinden alır, ona azabını ulaştırır. Kendini kurtar, kendini!
Allah sana doğru yolunu açıklamış, işinin nasıl sonuçlanacağını bildirmiştir; sen işlerini hüsranla sonuçlandırıp küfür mahalline ulaştırmışsın. Çünkü senin nefsin seni şerre sokup, sapıklık ve helake sürüklemekte, bozguna uğratmakta ve yolunu gitgide zorlaştırmaktadır.
Muaviye'ye yazmıştır
"İnsanların birçoğunu azgınlığınla aldatıp helak ettin, daldığın fitne denizinin dalgalarına attın. Böylece zulüm karanlıklarına, şüphenin azgın dalgalarına daldılar. Onlar, doğru yoldan ayrılıp, topukları ürerinde gerisin geriye döndüler ve atalarına yönelip, güvendiler. Ancak basiret sahipleri, seni tanıdıktan sonra senden ayrıldılar ve sana yardım etmekten Allah'a sığındılar. Çünkü sen onları meşakkatlere sürüklüyor, doğru yoldan ayırıyordun.
Ey, Muaviye! Kendin için Allah'tan kork; yularını şeytanın elinden kurtar. Dünya, senden kopup gitmekte; ahiret ise git gide yaklaşmaktadır. ve's-Selam. "
Mekke valisi Kutem b. Abbas 'a yazdığı mektup
"Batıdaki gözetme memurum, hac mevsiminde Şam halkından kalpleri kör, işitme duyuları sağır, basiretleri doğuştan kör olan bazı insanları gönderdiğini bana yazarak bildirdi.
Onlar, hakka batıl ile varmak istiyor, yaratana isyan ederek yaratığına itaat ediyorlar. Din perdesi altında dünyanın memesini sağıyorlar. Muttakilerin ve salihlerin seçtikleri ahireti, gelip geçici dünyaya satıyorlar. Hayrı, ancak işleyen kazanır. Şerrin cezasını da ancak işleyen çeker.
Oysa ileri görüşlü, ciddi, akıl sahibi, nasihat edici büyüğüne ve imamına tabi olan kimse gibi, elinde var olan bütün gücünle kıyam et. Özür dileyeceğin işi yapmaktan sakın. Nimetlere gark olunca azma, belalara uğrayınca kendini dağıtma. ve's-Selam. "
Muhammed b. Ebubekir'in Mısır valiliğinden azledip yerine Malik-i Ester'in tayin edilmesine canının sıkıldığını duyunca kendisine yazdığı mektup. Ama Malik henüz Mısır'a varmadan vefat etti.
"Senin yerine Eşter'i vali olarak tayin etmeme canının sıkıldığını bana haber verdiler. Bunu işe ciddi olarak sarılmadığın, az çaba gösterdiğin için yapmadım. Seni hükmettiğin yerden aldım, ama daha kolay idare edebileceğin ve fazla seveceğin bir yere tayin edeceğim.
Mısır'ın işlerini yönetmek üzere vali tayin ettiğim kişi bize öğüt veren, düşmanına karşı sert ve acımasız davranan bir kişiydi. Allah rahmet etsin, günlerini tamamlayıp ölümle buluştu. Kendisinden hoşnut olduğumuz halde vefat etti. Allah onu hoşnutluğuyla mükâfatlandırıp, ecrini kat kat versin.
O halde düşmanına karşı çık, tedbirle yürü, savaşırken seninle harp edene karşı çevik ol. Rabbinin yoluna çağır, Allah'tan çokça yardım dile, bu sıkıntılara karşı O, sana yeter ve başına gelen şeylere karşı sana yardım da eder inşallah." (Nehc'ul Belaga Mektuplar 29-34)
Bana gelenlerinizi de kabul ettim. Eğer helake sürükleyen işler, zayıf ve zalimane düşünceler sizi hataya düşürüp bana muhalefet ettirerek savaşa sürüklerse, bilin ki, ben ordumu hazırlamış, savaş için atıma binmişim.
Eğer beni yanınıza gelmeye mecbur ederseniz, , sizlere öylesine saldırırım ki Cemel savaşı bunun yanında çok küçük kalır.
Bununla beraber, içinizde itaatkar insanların faziletlerini, nasihat edenlerin haklarını bilerek, sınırı aşıp suçsuzu suçlamıyor ve ahdinde duran vefalıyı da ahdi bozmakla itham etmiyorum. "
Muaviye'ye yazdığı mektup
"Elinde olan şeylerden dolayı Allah'tan kork. Allah'ın senin üzerindeki hakkına bak. Hakkındaki bilgisizliğinin senin için özür kabul edilmeyeceği şeyleri tanımaya dön.
Çünkü itaat için belirli alametler, aydınlık yollar, apaçık deliller ve arzu edilen bir sonuç vardır; akilli olanlar o yoldan gider, kötü kişilerse ona muhalefet ederler.
Kim, o yoldan saparsa, haktan ayrılır ve şaşkınlığa düşer. Allah da onun nimetini elinden alır, ona azabını ulaştırır. Kendini kurtar, kendini!
Allah sana doğru yolunu açıklamış, işinin nasıl sonuçlanacağını bildirmiştir; sen işlerini hüsranla sonuçlandırıp küfür mahalline ulaştırmışsın. Çünkü senin nefsin seni şerre sokup, sapıklık ve helake sürüklemekte, bozguna uğratmakta ve yolunu gitgide zorlaştırmaktadır.
Muaviye'ye yazmıştır
"İnsanların birçoğunu azgınlığınla aldatıp helak ettin, daldığın fitne denizinin dalgalarına attın. Böylece zulüm karanlıklarına, şüphenin azgın dalgalarına daldılar. Onlar, doğru yoldan ayrılıp, topukları ürerinde gerisin geriye döndüler ve atalarına yönelip, güvendiler. Ancak basiret sahipleri, seni tanıdıktan sonra senden ayrıldılar ve sana yardım etmekten Allah'a sığındılar. Çünkü sen onları meşakkatlere sürüklüyor, doğru yoldan ayırıyordun.
Ey, Muaviye! Kendin için Allah'tan kork; yularını şeytanın elinden kurtar. Dünya, senden kopup gitmekte; ahiret ise git gide yaklaşmaktadır. ve's-Selam. "
Mekke valisi Kutem b. Abbas 'a yazdığı mektup
"Batıdaki gözetme memurum, hac mevsiminde Şam halkından kalpleri kör, işitme duyuları sağır, basiretleri doğuştan kör olan bazı insanları gönderdiğini bana yazarak bildirdi.
Onlar, hakka batıl ile varmak istiyor, yaratana isyan ederek yaratığına itaat ediyorlar. Din perdesi altında dünyanın memesini sağıyorlar. Muttakilerin ve salihlerin seçtikleri ahireti, gelip geçici dünyaya satıyorlar. Hayrı, ancak işleyen kazanır. Şerrin cezasını da ancak işleyen çeker.
Oysa ileri görüşlü, ciddi, akıl sahibi, nasihat edici büyüğüne ve imamına tabi olan kimse gibi, elinde var olan bütün gücünle kıyam et. Özür dileyeceğin işi yapmaktan sakın. Nimetlere gark olunca azma, belalara uğrayınca kendini dağıtma. ve's-Selam. "
Muhammed b. Ebubekir'in Mısır valiliğinden azledip yerine Malik-i Ester'in tayin edilmesine canının sıkıldığını duyunca kendisine yazdığı mektup. Ama Malik henüz Mısır'a varmadan vefat etti.
"Senin yerine Eşter'i vali olarak tayin etmeme canının sıkıldığını bana haber verdiler. Bunu işe ciddi olarak sarılmadığın, az çaba gösterdiğin için yapmadım. Seni hükmettiğin yerden aldım, ama daha kolay idare edebileceğin ve fazla seveceğin bir yere tayin edeceğim.
Mısır'ın işlerini yönetmek üzere vali tayin ettiğim kişi bize öğüt veren, düşmanına karşı sert ve acımasız davranan bir kişiydi. Allah rahmet etsin, günlerini tamamlayıp ölümle buluştu. Kendisinden hoşnut olduğumuz halde vefat etti. Allah onu hoşnutluğuyla mükâfatlandırıp, ecrini kat kat versin.
O halde düşmanına karşı çık, tedbirle yürü, savaşırken seninle harp edene karşı çevik ol. Rabbinin yoluna çağır, Allah'tan çokça yardım dile, bu sıkıntılara karşı O, sana yeter ve başına gelen şeylere karşı sana yardım da eder inşallah." (Nehc'ul Belaga Mektuplar 29-34)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.