Ehl-i Beyt Sempozyumu'nun kapanışındaki konuşmasında Prof. Dr. Baş, "Hz. Ali'nin Emirü'l-Mü'minin oluşu bizzat Allah'ın emri iledir. Gadr-i Hum hutbesinin yedi yerinde imamlığın Hz. Ali'nin olduğu belirtilmiştir. Hz. Ali'yi kendinden sonra imam olarak tayin etmiştir" dedi
Tarihi konuşmasında, "İmamlar, Ehl-i Beyt'ten gelen İmam Ali ve Hz. Fatıma'nın sulbüdür. Nasıl bir insan çalışmakla peygamber olamazsa, yine bir insan çalışmakla Ehl-i Beyt de olamaz. Bunlar, bizzat Cenab-ı Hak tarafından onlara verilen yüce makamlardır" tespitini yapan Prof. Dr. Haydar Baş, sözlerini şöyle sürdürdü: "İmam Ali ve 12 İmam'ın hayatı incelendiğinde, imamet dönemleri boyunca Kur'an'ın muhafazası, Resulullah'ın sünnetinin ihyası ve Hz. Peygamberin kurduğu İslam Devleti'nin korunması için mücadele vermişlerdir. Denilebilir ki, İmam Ali'nin (a.s.) ve Ehl-i Beyt İmamlarının hayatı Kur'an uğruna feda edilmiştir.Resulullah (s.a.v.), Arafat'ta irad ettiği hutbesinde iman ve İslam esaslarını anlatmış, insan haklarını İslam açısından beyan etmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.) Gadr-i Hum'da irad ettiği hutbesinde ise, Allah'ın emri ile Hz. Ali'yi (a.s.) imam tayin ettiğini ümmetine bildirmiştir. Hz. Ali'nin (a.s.) Emirü'l-Mü'minin oluşu bizzat Allah'ın emri iledir. Bu hutbenin yedi yerinde imamlığın Hz. Ali'nin olduğu belirtilmiştir. Hz. Ali'yi (a.s.) kendinden sonra imam olarak tayin etmiştir:1. "Ali b. Ebi Talib, Benim kardeşimdir, vasimdir, halifemdir."2. "Ey insanlar biliniz ki, Allah Muhacirler'e, Ensar'a ve onlara iyilikle tâbi olanlara, köylüye ve şehirliye, Arab'a ve Acem'e, özgüre ve köleye, büyüğe, küçüğe, beyaza, siyaha Ali'ye (a.s.) itaat etmeyi farz kılmış, O'nu imam ve yetki sahibi kılmıştır."3. Benden sonra da Ali (a.s.), Allah'ın emri ile sizin veliniz ve imamınızdır. İmamet makamı ondan sonra da Allah ve Resulü (s.a.v.) ile görüşeceğiniz güne kadar O'nun evlatlarından olan Benim neslimin hakkıdır."4. "Ali (a.s.), Allah tarafından tayin edilen imamdır."5. "İyi bilin ki, Mü'minlerin Emiri ancak Benim şu kardeşimdir. Mü'minlerin Emiri olmak Benden sonra O'ndan başka hiç kimse için helal değildir."6. "Ey insanlar! Bu Ali'dir (a.s.). O Benim kardeşim, vasim, ilmimi toplayan ve ümmetim arasında iman eden kimseler üzerinde halifemdir."7. "Ey insanlar! Ben hilafet emrini kıyamet gününe kadar imamet veraseti olarak neslime emanet ediyorum."
İmam Ali'nin imameti ayetle sabittirHz. Ali'nin imamet ilanının Maide sûresi 67. ayetinin nazil olmasının ardından gerçekleştiğini belirten Prof. Baş şöyle konuştu: "Ey Resul! Sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan peygamberliğini tebliğ etmemiş gibi olursun ve Allah seni insanlardan koruyacaktır." (Maide, 67) ayetinin nazil olmasından sonra Hz. Peygamber (s.a.v.), yukarıda ifade ettiğimiz gibi, hutbenin yedi yerinde Hz. Ali'nin (a.s.) imametini ilan etmiştir ve bunu Cenab-ı Hakkın emri olduğu için yapmıştır. Yani, Hz. Ali'nin (a.s.) velayetinin ilanı Allah'ın emridir. Bunun ilanının ardından, insanlar henüz dağılmamışken, 'Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, size nimetlerimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı beğendim' (Maide, 3) ayeti nâzil oldu. Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: 'Allahuekber! Din kemale erdirildi. Nimet tamamlandı. Yüce Allah, Benim risaletime, Ali'nin velayetine razı oldu' buyurdu. Yani, Hz. Ali'nin imametinin bilinmesi ile din tamamlanmıştır ve bu, Allah'ın emridir. Bu hutbe 218 Ehl-i Sünnet aliminin eserinde yer almaktadır. Muaviye'nin bile velayetin İmam Ali'nin (a.s.) olduğu ile ilgili itirafı vardır. Nitekim, Hz. Ebubekir'in oğlu Muhammed'in, 'Hilafet Ali'nin hakkıdır" sözüne cevap olarak şunu söylemiştir: 'Babanla, Faruk zorla ve çirkin bir şekilde (Ali'yi) hakkından mahrum eden ve O'nunla muhalefete kalkışan ilk kişilerdi. Çok önceden bu işi yapmayı kararlaştırmış, onun ön hazırlıklarını yapmışlardı. Sonra babanla Ömer O'ndan kendilerine biat ve yardım etmesini istediler.' Tam metni, Nasr b. Müzahim'in Vak'at-u Sıffin'inde ve Mesudî'nin Murucu'z-Zeheb'inde kaydedilmiştir. Usul-i Kâfi, c. 1, s. 485."
Tarihi konuşmasında, "İmamlar, Ehl-i Beyt'ten gelen İmam Ali ve Hz. Fatıma'nın sulbüdür. Nasıl bir insan çalışmakla peygamber olamazsa, yine bir insan çalışmakla Ehl-i Beyt de olamaz. Bunlar, bizzat Cenab-ı Hak tarafından onlara verilen yüce makamlardır" tespitini yapan Prof. Dr. Haydar Baş, sözlerini şöyle sürdürdü: "İmam Ali ve 12 İmam'ın hayatı incelendiğinde, imamet dönemleri boyunca Kur'an'ın muhafazası, Resulullah'ın sünnetinin ihyası ve Hz. Peygamberin kurduğu İslam Devleti'nin korunması için mücadele vermişlerdir. Denilebilir ki, İmam Ali'nin (a.s.) ve Ehl-i Beyt İmamlarının hayatı Kur'an uğruna feda edilmiştir.Resulullah (s.a.v.), Arafat'ta irad ettiği hutbesinde iman ve İslam esaslarını anlatmış, insan haklarını İslam açısından beyan etmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.) Gadr-i Hum'da irad ettiği hutbesinde ise, Allah'ın emri ile Hz. Ali'yi (a.s.) imam tayin ettiğini ümmetine bildirmiştir. Hz. Ali'nin (a.s.) Emirü'l-Mü'minin oluşu bizzat Allah'ın emri iledir. Bu hutbenin yedi yerinde imamlığın Hz. Ali'nin olduğu belirtilmiştir. Hz. Ali'yi (a.s.) kendinden sonra imam olarak tayin etmiştir:1. "Ali b. Ebi Talib, Benim kardeşimdir, vasimdir, halifemdir."2. "Ey insanlar biliniz ki, Allah Muhacirler'e, Ensar'a ve onlara iyilikle tâbi olanlara, köylüye ve şehirliye, Arab'a ve Acem'e, özgüre ve köleye, büyüğe, küçüğe, beyaza, siyaha Ali'ye (a.s.) itaat etmeyi farz kılmış, O'nu imam ve yetki sahibi kılmıştır."3. Benden sonra da Ali (a.s.), Allah'ın emri ile sizin veliniz ve imamınızdır. İmamet makamı ondan sonra da Allah ve Resulü (s.a.v.) ile görüşeceğiniz güne kadar O'nun evlatlarından olan Benim neslimin hakkıdır."4. "Ali (a.s.), Allah tarafından tayin edilen imamdır."5. "İyi bilin ki, Mü'minlerin Emiri ancak Benim şu kardeşimdir. Mü'minlerin Emiri olmak Benden sonra O'ndan başka hiç kimse için helal değildir."6. "Ey insanlar! Bu Ali'dir (a.s.). O Benim kardeşim, vasim, ilmimi toplayan ve ümmetim arasında iman eden kimseler üzerinde halifemdir."7. "Ey insanlar! Ben hilafet emrini kıyamet gününe kadar imamet veraseti olarak neslime emanet ediyorum."
İmam Ali'nin imameti ayetle sabittirHz. Ali'nin imamet ilanının Maide sûresi 67. ayetinin nazil olmasının ardından gerçekleştiğini belirten Prof. Baş şöyle konuştu: "Ey Resul! Sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan peygamberliğini tebliğ etmemiş gibi olursun ve Allah seni insanlardan koruyacaktır." (Maide, 67) ayetinin nazil olmasından sonra Hz. Peygamber (s.a.v.), yukarıda ifade ettiğimiz gibi, hutbenin yedi yerinde Hz. Ali'nin (a.s.) imametini ilan etmiştir ve bunu Cenab-ı Hakkın emri olduğu için yapmıştır. Yani, Hz. Ali'nin (a.s.) velayetinin ilanı Allah'ın emridir. Bunun ilanının ardından, insanlar henüz dağılmamışken, 'Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, size nimetlerimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı beğendim' (Maide, 3) ayeti nâzil oldu. Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: 'Allahuekber! Din kemale erdirildi. Nimet tamamlandı. Yüce Allah, Benim risaletime, Ali'nin velayetine razı oldu' buyurdu. Yani, Hz. Ali'nin imametinin bilinmesi ile din tamamlanmıştır ve bu, Allah'ın emridir. Bu hutbe 218 Ehl-i Sünnet aliminin eserinde yer almaktadır. Muaviye'nin bile velayetin İmam Ali'nin (a.s.) olduğu ile ilgili itirafı vardır. Nitekim, Hz. Ebubekir'in oğlu Muhammed'in, 'Hilafet Ali'nin hakkıdır" sözüne cevap olarak şunu söylemiştir: 'Babanla, Faruk zorla ve çirkin bir şekilde (Ali'yi) hakkından mahrum eden ve O'nunla muhalefete kalkışan ilk kişilerdi. Çok önceden bu işi yapmayı kararlaştırmış, onun ön hazırlıklarını yapmışlardı. Sonra babanla Ömer O'ndan kendilerine biat ve yardım etmesini istediler.' Tam metni, Nasr b. Müzahim'in Vak'at-u Sıffin'inde ve Mesudî'nin Murucu'z-Zeheb'inde kaydedilmiştir. Usul-i Kâfi, c. 1, s. 485."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.