İnadı bırakalım

"Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir" diyor İbn-i Sina. Siz buna "hiç kimse duymak istemeyen kadar sağır, anlamak istemeyen kadar anlayışsız değildir"i de ekleyebilirsiniz. Bir insan eğer körü körüne belli başlı konuları aşamıyorsa orada hakikaten sorun var demektir. Hem de bunların kendine zarar verdiğini gördüğü halde?
"Kalp deniz dil kıyıdır, denizde ne varsa kıyıya o vurur" diyor Hz. Mevlana. Siz bir idareci olarak aklınızda/kalbinizde hakikaten millete hizmet yoksa elinizden bir şey gelmez. Yaptıklarınızla da hizmet değil zarar vermiş olursunuz. Eğer millet de gerçekten hizmet almak istiyorsa kalbine Prof. Dr. Haydar Baş'ı koymalı, dilinde de Milli Ekonomi Modeli/Sosyal Devlet Milli Devlet projeleri olmalı.
Bunları dile getirirsek; asgari ücret değil 5.000 tl, 10.000 tl bile olabilir. Ev hanımları 2.500 tl maaş alabilir. Türkiye Cumhuriyeti  Devleti'nin her vatandaşı sadece Cumhuriyete bağlı bir vatandaş olduğu için 1000 tl vatandaşlık maaşı alabilir. 18 yaşına kadar her çocuk 500 tl çocuk maaşı alabilir. Evlenmek istediği halde maddi sıkıntılardan ötürü evlenemeyen her genç faizsiz evlilik kredisi alabilir. Çiftçilik yapan herkes daha tohumunu toprağa atmadan avansını alabilir. 
"Kiminle gezdiğinize, kiminle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü bülbül güle karga çöplüğe götürür" diyor Hz. Mevlana. Bir elimiz yağda bir elimiz balda olmak imkanı varken sürünmek konusundaki ısrarımız neden? Prof. Dr. Haydar Baş'la olup bülbüller/güller diyarına yelken açmak varken aksi istikamet niye?
İnanın ki devletimizin kaynakları bunları vatandaşımıza sunmaya yeter de artar bile. Yeter ki dalgası kıyıya vuran gönül denizimizde bu istek olsun. Kıymet baremimizde yerini en üst seviyede bunlar alsın ve sahip olduğumuz devletin kıymetini bilelim. 
Bir insan esaret altında olmadan, bağımsız ve hür olarak hayatını sağlık sıhhat afiyet içinde kimseye muhtaç olmadan yaşayıp imanla ahirete göçmeyi istemekten daha güzel neyi arzu edebilir ki... Hem de bunları bize yaşatabilecek bir lider varken. 
Anadolu tasavvufunun kurucularından ve evliyanın büyüklerindendir Eşrefoğlu Rumi Hazretleri? Devlet kavramı ile ilgili bu büyük insan diyor ki: "Bir insan hayatında namazında niyazında zikrinde ise, orucunu tutar zekâtını fitresini verir bir vaziyette ise bu bir insanın sağlığında sahip olabileceği en büyük devlettir. İkincisi bir insan son nefesinde Kelime-i Şehadet getirerek son nefesini teslim edebiliyorsa bu da son nefeste sahip olabileceğimiz en büyük devlettir." Üçüncüsü ise insan ruhunu teslim ettikten sonra yanına gelen melekler ona, "kalk ey âdemoğlu kalk ve Rabbinin senin hazırlamış olduğu cennetine gir" diyorsa bu da insanını ebedi âlemde sahip olabileceği en büyük devlettir. 
Prof. Dr. Haydar Baş hem bu dünya da üzerinde yaşadığımız devleti/mutluluğumuzu düşündüğü gibi, sonsuz hayatımızı yaşayacağımız ahiretimizi de düşünmektedir. Yaşantısına ve nasihatlerine bakarsanız bunu çok net görebilirsiniz. 
Önümüzde hem bu dünyamızı hem de ebedi dünyamızı düşünen bir lider varken, bu kör sağır dilsiz halimiz neden? 
Gelin inadı bırakalım. Millet olarak Prof. Dr. Haydar Baş'la olalım, bu dünyamızı da, ahiretimizi de kurtaralım.