Uygulanan ekonomik politikalarla sorunların çözülemeyeceğini daha kaç defa söylemek gerekiyor. Prof. Dr. Haydar Baş Bey, hükümet programı açıklandığı zaman da Sayın Derviş tedbirler paketini açtığı zaman da aynısını söylemişti "Bu programla ekonomik sorunlar aşılamaz" diye.
Niçin başaramazlar, bunu da geniş geniş izah ettiler. Dalgalı kurun Türk lirasını ezeceğini, milletimizin paramıza olan güvenini kaybedeceğini uzun uzun izah ettiler.
Neye rağmen mi? Bu manada tek söylem kendilerine ait olmasına rağmen.
Hatta o günler ve takip eden günlerde hükümet yetkilileri, muhalefet, iş çevreleri, akademik çevreler aynı noktada birleşiyorlardı. Hükümetin programı ile, IMF'nin, Dünya Bankasının tedbirleri ile problemlerin çözüleceğini ifade ediyorlardı.
Nereye kadar, ta ki kafaları taşa çarpıncaya kadar.
Bugün artık dalgalı kurun yanında olanlar, IMF'nin tek çıkış yolu olduğunu ifade edenler çark etmeye başladılar.
Hükümetin başı, Başbakan Ecevit bakın bu konuda ne diyor. Son Bakanlar Kurulu toplantısında dövizdeki artış ve Türk Lirası'ndaki düşüşü 'onur kırıcı' olarak niteliyor ve Devlet Bakanı Kemal Derviş'e, "lütfen gereken neyse biran önce yapın'' diyor.
Bir kez daha hatırlatıyorum. Sayın Ecevit ve Sayın Derviş, gittiğiniz yol yanlıştır. Ve sizin ilminiz sorunları teşhise ve tedaviye yetmemektedir. Şu kadar zaman geçmesine rağmen hala çözüm noktasında bir adım atabilmiş değilsiniz. İstatistiklere hiç bakıyor musunuz? Türk lirasının itibarının nasıl sarsıldığını, Türk lirasından milletin nasıl kaçtığını, piyasalarda geçerli akçenin dolar olduğunu göremiyor musunuz?
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün "Döviz bağımlısı haline gelen Türkiye'nin rüşvet ve yolsuzluk kadar önemli bir hastalığın pençesinde olduğunun farkına varması gerektiğini" söyledi, doğrudur.
Aygün, "Türkiye'nin, bir ayda 4 katrilyon lira bütçe açığı verdiğini" de belirtti. "Aynı paranın doların 40 bin lira yükselmesiyle de yitirildiğini" belirtti, doğrudur.
"Son 6 ayda resmi rakamlara göre 738 bin, gayri resmi rakamlara göre de 1 milyon 500 bin kişinin işini kaybetmelerinin ardında, yüksek faiz ve döviz kuru olgusunun yattığını" da vurguladı. Hepsi doğrudur. Aygün'ün söyledikleri doğrudur. Bu anlamda konuşanların da teşhisi doğrudur.
Ancak çözüm getirmek gerekmektedir. Getirilen çözümlerin mevzi değil geneli kuşatması da gerekmektedir.
Ekonomik sorunların menşeini, yıllar önceden teşhis eden Prof. Dr. Haydar Baş Bey sorunların çözümü konusunda da tezleri olan bir şahsiyettir. Hatta Trabzon'daki miting konuşmasında "bizi dinlesinler 24 saatte problemleri çözeriz" demiştir.
Yapılması gereken sorumluluk sahiplerinin, çözüm peşinde koşanların Prof. Dr. Haydar Baş Beye kulak vermesidir. Onu dinlemesidir, ona danışmasıdır, onun çözümlerini hayata geçirmesi için destek vermesidir.
Bu tarihi bir sorumluluktur.
Unutulmaması gereken, devlet olarak da millet olarak da kaybedilecek zamanımızın kalmadığıdır.
Niçin başaramazlar, bunu da geniş geniş izah ettiler. Dalgalı kurun Türk lirasını ezeceğini, milletimizin paramıza olan güvenini kaybedeceğini uzun uzun izah ettiler.
Neye rağmen mi? Bu manada tek söylem kendilerine ait olmasına rağmen.
Hatta o günler ve takip eden günlerde hükümet yetkilileri, muhalefet, iş çevreleri, akademik çevreler aynı noktada birleşiyorlardı. Hükümetin programı ile, IMF'nin, Dünya Bankasının tedbirleri ile problemlerin çözüleceğini ifade ediyorlardı.
Nereye kadar, ta ki kafaları taşa çarpıncaya kadar.
Bugün artık dalgalı kurun yanında olanlar, IMF'nin tek çıkış yolu olduğunu ifade edenler çark etmeye başladılar.
Hükümetin başı, Başbakan Ecevit bakın bu konuda ne diyor. Son Bakanlar Kurulu toplantısında dövizdeki artış ve Türk Lirası'ndaki düşüşü 'onur kırıcı' olarak niteliyor ve Devlet Bakanı Kemal Derviş'e, "lütfen gereken neyse biran önce yapın'' diyor.
Bir kez daha hatırlatıyorum. Sayın Ecevit ve Sayın Derviş, gittiğiniz yol yanlıştır. Ve sizin ilminiz sorunları teşhise ve tedaviye yetmemektedir. Şu kadar zaman geçmesine rağmen hala çözüm noktasında bir adım atabilmiş değilsiniz. İstatistiklere hiç bakıyor musunuz? Türk lirasının itibarının nasıl sarsıldığını, Türk lirasından milletin nasıl kaçtığını, piyasalarda geçerli akçenin dolar olduğunu göremiyor musunuz?
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün "Döviz bağımlısı haline gelen Türkiye'nin rüşvet ve yolsuzluk kadar önemli bir hastalığın pençesinde olduğunun farkına varması gerektiğini" söyledi, doğrudur.
Aygün, "Türkiye'nin, bir ayda 4 katrilyon lira bütçe açığı verdiğini" de belirtti. "Aynı paranın doların 40 bin lira yükselmesiyle de yitirildiğini" belirtti, doğrudur.
"Son 6 ayda resmi rakamlara göre 738 bin, gayri resmi rakamlara göre de 1 milyon 500 bin kişinin işini kaybetmelerinin ardında, yüksek faiz ve döviz kuru olgusunun yattığını" da vurguladı. Hepsi doğrudur. Aygün'ün söyledikleri doğrudur. Bu anlamda konuşanların da teşhisi doğrudur.
Ancak çözüm getirmek gerekmektedir. Getirilen çözümlerin mevzi değil geneli kuşatması da gerekmektedir.
Ekonomik sorunların menşeini, yıllar önceden teşhis eden Prof. Dr. Haydar Baş Bey sorunların çözümü konusunda da tezleri olan bir şahsiyettir. Hatta Trabzon'daki miting konuşmasında "bizi dinlesinler 24 saatte problemleri çözeriz" demiştir.
Yapılması gereken sorumluluk sahiplerinin, çözüm peşinde koşanların Prof. Dr. Haydar Baş Beye kulak vermesidir. Onu dinlemesidir, ona danışmasıdır, onun çözümlerini hayata geçirmesi için destek vermesidir.
Bu tarihi bir sorumluluktur.
Unutulmaması gereken, devlet olarak da millet olarak da kaybedilecek zamanımızın kalmadığıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Makedonya’da Türk izleri; Üsküp'te ezan sesleri / 28.10.2025
- Kıbrıs’ta sandıktan federasyon mu, arayış mı çıktı? / 23.10.2025
- Madenler devlet ve milletin ortak servetidir / 20.10.2025
- Bağımsızlığın madenle başlayan hikâyesi / 19.10.2025
- Gazze’de barış mı, yeni harita mı? / 18.10.2025
- Geçiş Süreci Kanunu: Tıkanan sürecin yeni maskesi / 17.10.2025
- Gazze’de barış değil, sessiz teslimiyet / 12.10.2025
- İstanbul’un kurtuluş diyalektiği / 09.10.2025
- Erdoğan–Trump görüşmesi: The Apprentice diplomasisi sahada / 06.10.2025
- Arzu Mev’ûd’un gölgesinde: İsrail’in kuruluşu ve işgalin sürekliliği / 05.10.2025
- Kıbrıs’ta sandıktan federasyon mu, arayış mı çıktı? / 23.10.2025
- Madenler devlet ve milletin ortak servetidir / 20.10.2025
- Bağımsızlığın madenle başlayan hikâyesi / 19.10.2025
- Gazze’de barış mı, yeni harita mı? / 18.10.2025
- Geçiş Süreci Kanunu: Tıkanan sürecin yeni maskesi / 17.10.2025
- Gazze’de barış değil, sessiz teslimiyet / 12.10.2025
- İstanbul’un kurtuluş diyalektiği / 09.10.2025
- Erdoğan–Trump görüşmesi: The Apprentice diplomasisi sahada / 06.10.2025
- Arzu Mev’ûd’un gölgesinde: İsrail’in kuruluşu ve işgalin sürekliliği / 05.10.2025



















































































