İnanma

Demokrasi, demokrasi diye ölüp gideceğiz amma asla demokrasiden bir parça dahi götüremeden ve ne yazık ki, faydasını görmeden. Demokrasideki insan haklarından asla faydalanamadan. Dinimizde en önemli temellerden biri elbette insan haklarıdır. Bunu en güzel anlatan Prof. Dr. Haydar Baş'ın doktora tezi ve eseridir. Uygulandığı hangi sistem olursa olsun uygulanabilir olmasıdır. Bu nedenle de günümüzde adaletin ta kendisini insanlığın önüne sermiştir. En çok demokrasiden bahsedenlerin çoğunun, hala insan haklarından haberleri dahi yoktur. Aslında görmezliğe, duymazlığa, anlamazlığa gelmek, Genel tabirle üç maymunları oynamayı devam ettirmek, Darvin'den onlara miras kalmıştır. Böyle olmasa idi, şu anda adaletsizlikten kırılıp dökülen bir ülke haline gelinir miydi? Her gün yeni bir kanun, yeni bir kural, öncesinde bir olay, olaya bağlı iktidarın fetvası. Sizce nedir bunun manası. Asla demokrasi olamaz. İsmini T tipi demokrasi koyun veya kökenine dayalı BOP tipi olsun. Olan bu garip halkımıza oluyor. Taşımaya gücümüz yetmediği için torbalarla taşıdığımız patatesin, bir kilosunun fiyatının, bir çuval fiyatında olmasının bir tek anlamı vardır. Yalancı ekonominin mumu sönmüştür. Aslında on iki senedir ekonominin karanlıkta saklandığı gerçeğini halk görmüştür. En yetkili ağızdan yalan dahi çıktığında inanan halkımıza, en dürüst ve doğru hatırlatmaların hiç değeri olmamıştır. İlahi adaleti yaşamaları gerektiği nedenle de halkımız ülkenin düştüğü felaketle karşılaşmıştır. Bir musibet bin nasihatten hayırlıdır. Hala şak şak şak, hala cambaza bak, hala şapkadan çıkacak civciv veya kuşu beklemek bu milletin kaderidir. Aslında bir tek cümle "cari açık vardır" herkesçe bilindiğine göre, her söylenmiş ekonomik nutukların tümünün yalan olduğunun göstergesidir. Sevgili vatandaşlarım, öncelikle esasta yapılan çok vahim haksızlıkları devam edecek yazılarımla size göstermek istiyorum. Demokratik bu ayıpları görüp uyanacağınızı umuyorum. Demokrasilerde seçim şarttır. Seçme ve seçilme hakkı herkese eşit olarak tanımlanmıştır. Partiler de seçime eşit şartlarda girmelidirler. Ama durum böyle değildir. Meclis'teki temsil edilen partilere trilyonlarca para desteğine karşılık seçime girebilen yirmiye yakın parti sıfır devlet desteği ile seçimlerde çırpınıyor. Bu nasıl bir mücadeledir. Kendini devletin hizmetine adamış bir muhalefetin kendini duyurması ve ülkeye katkı sağlaması mümkün mü? Bir örnek değil yüzlerce örnek karşınızda. Haberleri inceleyin ne kadar saçma sapan haberleri göreceksiniz. Hatta kuşu, kurdu çakalı, kimi bürokratın sakalı, çamaşır, bulaşık, reklamları, her türlü iktidar, planları projeleri, medya tik dedi kodular, ahlaksızlıklar vs... amma iktidar olmayan, büyük proje ve planları olan, ülkeyi tam bir kâinat devleti haline getirecek, yüzü aşkın ülkede sözünü, modelini kabul ettiren, Rus Duma'sında saatlerce dinlenen ve modeli hemen uygulamaya konan Prof. Dr. Haydar Baş'tan kendi çabaları dışında bir haber duydunuz mu?BTP'nin her hafta salon programlarını dinlediniz mi? Birçok yükü millet vatan uğruna kaldırmaya çalışanlara destek yerine, mecliste olan partilere trilyonlarca liralık mali yardımın demokrasi ile alakasını kurun bakalım. Ya hep ya hiç olmalıdır. Hiç olmaması daha demokratik ve devlet için ekonomiktir. Her partiye destek olunması ise gereksiz külfet ve parti kurma teşvikidir. Bu nedenle Hak, hukuk için, vatan için, çalışma elbette maddi fedakârlık ister. Ey Türk milleti tantanaya değil, projelere reyinizi verin. Devletin parası ile medyayı satın alanların sizi kandırdığı yeter. Uyanın ve bu uygulamayı da ortadan kaldıracak tek parti BTP'yi seçin. Reyin hesabı kesinlikle hesap vermede size sorulacaktır. Doğru ise kâr, yanlış ise ebedi zarardır.