İnsan olma okulu

Ruh sağlığımızı korumayı ancak belirli bir yaştan sonra bilinçli olarak gerçekleştirebiliyoruz. Bunun için belki de psikoloji veya pedagoji okumamız çok gerekmiyor. Kendimizi okumamız gerekiyor, kendimizi tanımayı başarabilirsek birçok şeyi de başarıyoruz. Ancak yakın çevremizde akıllı insanlar bulunması gerekli. Bizlere akıl verecek, uyaracak ve ayna olacak…
Sevgi her derdin ilacıdır denir yalnız sevginin yanında bilginin de çok önemi var. Günümüzde anne-baba okulları ve evlilik okulları söz konusu edildiğine göre evlenmek ve çocuk sahibi olmak, istemenin yanı sıra ilim ve çalışma da gerektiriyor. Sorunlu, ilgisiz ve sevgisiz ailelerin çocukları yeni sorunlu evlilikler oluşturmaya aday olabiliyorlar. Önce insan olmak gerekiyor eş, karı-koca, anne-baba olmazdan önce. Kamil insanların bu konuda çok önemli sorumluluklarının olduğu bir gerçektir. Kamil insan her davranışı ile çevresine örnek olur çünkü o yetkin ve etkin bir insandır. Yalnız onu görebilecek gözler, işitebilecek kulaklar lazım.
İslam sevgili peygamberimizin getirmiş olduğu güzel ahlak unsurları ve kamil insan kavramı ile bir çok sorunlara çözümler üretmiştir, üretmektedir. Bilhassa insanı ele alan, özne olarak kabul eden Tasavvuf “İnsan olma sorununu” en derinden paylaşan ve çözüm üreten bir ilim olmuştur. Nasıl anne-baba veya evlilik okullarından bahsediliyorsa bunlardan önce “insan olma okulları”ndan bahsedilmelidir. Bu kurum aslında asırlardan beri mevcut ve işlev görüyor. Dinden ayrı bir kurum olmayan Tasavvuf en önemli insan olma, insan yetiştirme okuludur. İnsanın fıtratına uygun olarak eğitilmesi Tasavvufun konusudur.
“Esasen insanın, İslam’dan başka yollarda huzuru bulması mümkün değildir. Cenab-ı Hak buna işaretle Kur’an-ı kerim’inde ‘Allah indinde din İslam’dır.’ Buyurmaktadır. Bundan çıkan mana,’İnsan ruhu Allah’a ancak İslam yoluyla vuslat eder’ fahr-i Kainat Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde:’Her insanın kalbinden Allah’a bir yol gider’ buyuruyor. Kafir ve münafık, günah ve hataları ile bu yolu tıkar. Hal bu ki huzur insanın Yaradan’ının yolunda olması hadisesidir. Yani kalp yoluyla insanın Allah’a vuslatıdır… Onun için Tasavvuf insanın Yaratıcısının yolunda olması hadisesidir. Denilebilir ki; İslam ve Tasavvuf, insanın Rabbini kendinde bulması ve mahviyetini ilan ederek Rabbinin gücünü ilan etmesi olayıdır. İslam, insana evvela kendi nefsine hakim olmayı, sonrada etrafına rahmetle muamele etmeyi emreder.” (İslam ve Mevlana, Prof. Dr. Haydar Baş, s. 80-81).