logo
20 NİSAN 2024

İnsanlığın kurtuluş adresi Ehl-i Beyt'tir

24.10.2011 00:00:00
30 ülkeden yaklaşık 120 alim ve akademisyenin tebliğ sunduğu ve binlerce seyircinin takip ettiği Ehl-i Beyt Sempozyumun sonunda bir konuşma yapan Prof. Dr. Haydar Baş, "Huzuru, saadeti ve mutluluğu arayan insanlığın tek kurtuluş yolu Ehl-i Beyt'i anlamak ve yaşamaktır" dedi İki gün boyunca 30 ülkeden yaklaşık 120 alim ve akademisyenin katıldığı Uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumu'nun kapanış konuşmasını Peygamber Efendimizin hayatı üzerine Rahmetenlilalemin adlı eseri başta olmak üzere Ehl-i Beyt ile ilgili İmam Ali, Hz. Fatıma, İmam Hasan, İmam Hüseyin, İmam Zeynelabidin, İmam Cafer Es-Sadık adıyla 7 büyük eser kaleme alan Prof. Dr. Haydar Baş yaptı. Konuşmasına Ehl-i Beyt'in kimler olduğunu ifade ederek başlayan Prof. Dr. Baş Resulullah'ın hadisiyle Ehl-i Beyt ailesinin Resulullah, İmam Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'den ibaret olan beş kişi olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Baş konuşmasında İslam dinini Resulullah'dan (sav) sonra hayatına en güzel manada geçiren ve O'nun sünnetini ihya edenlerin bu mümtaz beş kişi olduğunu söyledi.  Ehl-i Beyt'i anlamadan İslam anlaşılamazKonuşmasında Ehl-i Beyt'in İslam dininin yaşanan müşahhas örneği olduğunu dile getiren Prof. Dr. Haydar Baş, "Ehl-i Beyt'i anlamadan ve tanımadan İslam dinini ne anlamak mümkündür, ne de yaşamak mümkündür" dedi. Kuran'ı Kerim'de yer alan Ehl-i Beyt'le ilgili ayetleri okuyan Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: "Bu ayet ve hadislerden anlaşılacağı üzere Ehl-i Beyt'ten olmak sayılan insanlara mahsus makamdır, rütbedir. İmamlar da böyledir. Bir insan çalışmakla ne peygamber, ne Ehl-i Beyt ne de İmam olabilir. Gerek peygamberin, gerek Ehl-i Beyt'in gerekse imamın tayini ve naspı bizzat Allah ve Resulü tarafından yapılır. Bu sebeple halifelerle imamlar arasında mukayese edilmeyecek farklar vardır. Çünkü imamlar ve Ehl-i Beyt Allah ve Resulü tarafından tayin ve tespit edilirken, halifeler bizzat insanlar tarafından seçiliyor."Ehl-i Beyt haktır ve hakikattirEhl-i Beyt'in kulluk anlayışı konusuna konuşmasında önemli bir bölüm ayıran Prof. Dr. Haydar Baş Ehl-i Beyt'in Allah sevgisinin yaşanması, Allah korkusunun bir hayat tarzı haline gelmesi olduğunu söyledi. Prof. Dr. Baş şunları söyledi: "Ehl-i Beyt imandır, Ehl-i Beyt itaattir, Ehl-i Beyt teslimiyettir, vuslattır, haktır ve hakikattir. Mademki Ehl-i Beyt, Kur'an'ın yaşanan canlı peygamber örneğidir o halde Ehl-i Beyt sabırdır, kanaattir, tevekküldür, kulluktur, cehttir, gayrettir, himmettir, şefaattir hülasa Ehl-i Beyt İslam'ın kâmil insan örneğidir. Bunun örneği Rahmetenlilalemin olan Hz. Peygamber'dir (SAV) sonra Hz. Ali'dir, Hz. Fatıma'dır, Hz. Hasan'dır ve Hz. Hüseyin'dir. Daha sonra da onların yaşam tarzını hayatına geçiren Ehl-i Beyt soyundan gelen imamlardır. İmam Zeynel Abidin'dir, Muhammed Bakır'dır, Cafer-i Sadık'tır, İmam Musa Kazım'dır, İmam Rıza'dır, İmam-ı Taki'dir, İmam-ı Naki'dir, İmam Hasan-ül Askeri'dir, İmam Muhammed Mehdi ve sonra bu temiz yoldan gelen zevattır." Ehl-i Beyt Nuh'un gemisi gibidir    Ebu Zer Gıfari'den rivayet edilen "Benim Ehl-i Beyt'imin sizin içinizdeki misali Hz. Nuh'un  kavmi içerisinde Hz. Nuh'un gemisi gibidir. Kim gemiye binerse necat bulur, kim binmezse helak olur" hadisini hatırlatan Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: "Hz. Peygamber (SAV) Gadr-i Hum'da irad ettiği hutbesinde, Allah'ın emri ile Hz. Ali'yi imam tayin ettiğini ümmetine bildirmiştir. Hz. Ali'nin Emir'ül Mü'minin oluşu bizzat Allah'ın emri iledir. Bu hutbenin yedi yerinde imamlığın Hz. Ali'nin olduğunu belirtilmiştir. Hz. Ali'yi kendinden sonra imam olarak tayin etmiştir." Prof. Dr. Haydar Baş konuşmasında Gadr-i Hum hadisini nakleden 200'den fazla Ehl-i Sünnet âliminin görüşlerine yer verdi. Prof. Dr. Baş, Gadr-i Hum hadisesi Ehl-i Sünnet ve Şii dünyası tarafından kabul edilen ve gerçekliğinde hiçbir şekilde şüphe bulunmayan bir hadise olduğunu dile getirdi. Peygamberin vefatından sonra meydana gelen gelişmeler Gadr-i Hum hadisi doğrultusunda olmadığını söyleyen Prof. Dr. Baş, "Bu noktada bizim meselemiz Gadr-i Hum olayını ve Hz. Ali'nin (AS) yerini ortaya koymaktır. Yoksa sahabelerin bir kısmının Allah Resulü ile olan hukukunu irdelemek değildir" dedi.İmam Ali devleti 'baba' yaptıKonuşmasında Ehl-i Beyt'in devlet anlayışına da değinen Prof. Dr. Haydar Baş, İslam hukukunu ve her konuyu içeren hadisleri yazan Hz. Ali, bugün var olan Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay'ın vazifesini ifa eden bir temyiz mahkemesi niteliğindeki Mezalim Mahkemelerini kurduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "İmam Ali'nin devlet anlayışı "baba devlet" olup, devlet halkın tüm ihtiyaçlarını karşılamalıydı. Devlet anlayışı adalet üzerine kurulu idi. O'nun döneminde devletin gelir kaynakları zekât, haraç, cizye ve ganimetten oluşmakta idi. Hz. Ali'ye göre vergi, halka hizmet ve ülke kalkınması için harcanmalıdır. Ve yalnız O'nun döneminde tıpkı Hz. Peygamber (sav) dönemindeki gibi beytülmalden insanlara eşit miktarda maaş verilmesi uygulamaya geçirilmiştir." Ehl-i Beyt üniversitesi kurulsun"İmam Muhammed Bakır ve İmam Cafer dönemlerinde Ehl-i Beyt'in ilim yönü gelişmiş, Ehl-i Beyt'in fıkıh, tefsir ve hadis ilmi ile yoğrulan talebelerden oluşan salih bir cemaat oluşturulmuştur" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, "Bizim Ehl-i Beyt üniversitesi kurulmasını talep etmemizin bir nedeni de budur. Hz. Peygamberin (SAV) sünnetini ihya edecek olanlar Ehl-i Beyt'in mektebinde yetişebilir. Bu sebeple bütün bunlardan ortaya çıkan netice, bu konuların tamamında imam Ali'nin hayatı araştırma ve tez konusu yapılmalıdır ve adına üniversiteler kurulmalıdır" dedi.Huzur ve saadet Ehl-i Beyt'le mümkünProf. Dr. Haydar Baş konuşmasında "Sadece İslam aleminin değil, bütün insanlığın fert ve toplum planında kurtuluşu Ehl-i Beyt'in hayat tarzı olarak insanların gönlünde, gündeminde yaşanmasına bağlıdır" dedi. Prof. Dr. Baş şöyle konuştu: "Huzur ve mutluluk Peygamberimizin hayatını hayatımıza geçirmemiz yani Ehl-i Beyt'e yakın olmamızla eş orantılıdır. Huzuru, saadeti ve mutluluğu arayan dünya insanlığının tek kurtuluş yolu ve çaresi vardır o da İslam dinini Kur'an ve sünnet örneğinde ortaya çıkan Ehl-i Beyt'i anlamaya ve yaşamaya bağlıdır." Arap Baharı İslam'a harp ilanı demektirKonuşmasında sözde Arap Baharı adıyla amaçlanan şeyin İslam'a harp ilan edilerek Müslümanların ılımlı İslam adı altında batılı ideolojilerin kurbanı yapılmak olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: "İslam dünyasında olmayan Sünni ve alevi kavgasını varmış gibi gösterip bunun yerine ikame edilmek istenen ideolojik bidatlerden meydana gelmiş sapmalardır, saptırmalardır. Aslında İslam dünyasında Sünni ve Şii kardeşliği vardır. Böyle bir kavga varmış gibi bir pencere açıp buradan içeri girmek isteyenler, İslam'la samimiyeti olmayan nasipsiz insanların işidir. Ehl-i Beyt diyeceksin, Müslüman kardeşliği diyeceksin ve hem de Kur'an ve Sünnet'in yaşanmadığı, Kur'an ve Sünneti yok etmeyi gaye edinmiş ideolojilerin adına ılımlı İslam diyerek büyük bir sapmanın ve saptırmanın içinde olacaksın. Bu Müslüman olmak değil, Müslüman adı altında Müslümanları deccalizmin kucağına sürükleyerek Hıristiyan yapmak ve İslam'dan uzaklaştırmaktır."En büyük tehdit Deccal fitnesidir"Günümüzün en büyük tehdidi deccal fitnesidir" diyen Prof. Dr. Haydar Baş Türkiye'nin yakın coğrafyasında meydana gelen gelişmeler üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: "İslam âleminde yaşanan dinin adı İslam'dır. Libya'da, Suriye'de, Mısır'da ve Suud'da yaşanan din İslam dinidir. Buralarda İslami mezheplerin ölçülerine göre ceza hukuku, ticaret, aile ve de miras hukukları tamamen Kur'an ve sünnete göre mezhep imamlarının yorumları ile yaşanmaktadır. Bunun yerine kalkıp ceza hukuku, aile, ticaret, miras ve devlet hukukunu insan haklarını getireceğiz adı altında bunları kaldırıp yerine demokrasiyi getirme istek ve arzusu, İslam'ın kendisi için tehdit olarak kabul ettiği eylem ve icraatlardır."İslam'a savaş açılmıştırAllah Resulü'ne ait olan yaşantının kaldırılıp tamamen beşeri anlayışların getirilmek istenmesini 'İslam'la savaş' olarak değerlendiren Prof. Dr. Haydar Baş, "Adı ne olursa olsun burada Allah ve Resulüne ait olan geleneğin, göreneğin, topluma hâkim olmuş örf ve adetlerin yerine, tamamen beşeri mantığın mahsulü olan, sonunda toplumu ateist bir hale sürükleyecek olanın adıdır demokratik anlayış. Bunun bir manada adı İslam'la savaşmaktır. Ortadoğu'da Arap Baharı devrimi adı altında yapılan işlem bunlardan ibaret eylemler ve icraatlardır. 2004 yılında Amerikan hariciye bakanı Colin Powel'in başkanlığında İslam devletleri hariciye bakanları toplantısı ile Afganistan ve Irak da yapılan eylemler ve elde edilmek istenen insan hakları dıştan destekli çıkarma şeklinde olmuştur. Şimdi ise bunlar, İslam devletlerinde ve halklarında yapılması gereken eylemler ve işlemler olacaktır. Bundan sonradır ki, Tunus, Libya, Mısır, Suriye vs. gibi ülkelerde insanlar eğitilmiş, Soros sermayesi tarafından finans edilmiş, sonra da Arap baharı şeklinde ortaya çıkmış terör hareketleridir. Burada asıl maksat bu insanlara can, mal, namus, din ve vicdan özgürlüğü ve haklar getirmek değil, kullananların adına ajanlık faaliyeti yürütmektir. Türk siyasetinin bu manada kastı olmadığı muhakkaktır. Ancak, onların projelerinin dışına çıkmak mümkün olmadığı için de ifade edilen bu sonuçtan kaçınmak son derece zor olacaktır"dedi.Ehl-i Beyt birlik mayasıdır"Bugün parçalanma senaryolarına sebep olması için gündem edilen Alevi -Sünni ayrımını bitirecek olan Ehl-i Beyt sevgisidir ve İmam Ali (as) sevdasıdır" diyen Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "İmam Ali (as) hepimizin ortak değeri ve paydasıdır. Bu öyle bir sevdadır ki, bir yandan seveni Hakk'a taşırken bir yandan da dünya hayatını her bakımdan tanzim edecektir. Bütün bu anlayışlar Ehl-i Sünnet ulemasının tartışılmaz kanaatleri ve yaşantılarıdır. Ehl-i Beyt'e karşı çıkanlar diyalogcuların maşasıdır"Ehl-i Beyt anlayışına karşı çıkanlar bilerek veya bilmeyerek batılıların oyununa gelmektedirler" diyen Prof. Dr. Haydar Baş çok önemli gerçeklerin altını çizdi. Prof. Dr. Baş şöyle konuştu: "Sünni görüş adı altında Ehl-i Beyt anlayışına karşı çıkmak, dinlerarası diyalog arkasındaki sermaye sahiplerinin bir toplumu ele geçirmek için oynadıkları oyunun maşası haline bilerek veya bilmeyerek gelmek demektir. Büyük Ortadoğu projesi ile sınırları ve milletlerinin kimyası değiştirilecek 22 İslam ülkesi üzerinde planlanan çalışmalar hesaplandığı gibi devam ediyor. Dinlerarası diyalog, bu planların inanç boyutudur. Sünni dünya, Emeviler ile başlayan bozulmanın etkisi ile daha kolay ele geçirilmiş ve Sünni inanç üzerinde batının istediği değişim tamamlanmıştır diyebiliriz. Takdir edersiniz ki, inancını yitiren bir toplumun işgale hazır hale geldiği söylenebilir. Ancak Ehl-i Beyt dünyası bu değişime karşı duruş sergilemektedir. İstediği neticeyi bu cenahta almayan batı, Ehl-i Beyt inancına ve imamet vazifesine karşı başlattığı taarruz ve asılsız karalama kampanyaları ile İslam akaidini hala diri tutan bu dünyayı devre dışı bırakmaya çalışmaktadır." Gelin Haçlı oyununu bozalım"Ehl-i Beyt sevgisiyle yüreği sapasağlam kalmış, iz'an ve iman ehli her bir insan, bu Haçlı oyununu bozmakla mükelleftir" diyen Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "Bunlar, bir taraftan Haçlı dünyası ile işbirliği içinde Müslüman avına çıkıyorlar. Diğer taraftan, Müslümanları çeşitli yollarla müşriklerin ve gayrimüslimlerin kardeşi yapmaya çalışıyorlar. Bu durum, bölgemiz ve insanlık için en büyük beladır. Ahir zamanın en büyük fitnesidir. Reva mıdır ki, asırlardan beri devam eden bu kardeşliği yok sayıp, kapılarını bize ardına kadar açan Ehl-i Beyt dünyasının değil de, Haçlının safında yer alıp, yanlışın ve batılın safında olunsun. Bu asla düşünülemez. O halde, bu insanlar üzerindeki Haçlı dünyasının projesi bize ait değildir. Türk siyasetinin böyle bir davranış içinde olması düşünülemez. Bir milletin dâhili meselelerine müdahale tavrı, senin işlerine de müdahale hakkını doğurur. Onun için dikkatli olmak şarttır. Ehl-i Beyt sevgisiyle yüreği sapasağlam kalmış, izan ve iman ehli her bir insan, bu Haçlı oyununu bozmakla, bu fitneyi bitirmekle mükelleftir. Ülkemiz, bölgemiz ve insanlığın huzur ve barışı için, dünya bu kıratta ve bu imanda insanı bekliyor."İslam ülkeleri birlik olmalıTürkiye'nin yaşadığı sorunlara da vurgu yapan Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "Türkiye tamamen terörün kucağına atılmış; her gün onlarca insanın öldürüldüğü terör ülkesi haline dönüşmüştür. Ülkemizin bu noktaya gelişi, yabancıların içişlerimize müdahalesi nedeniyledir. Henüz 2-3 gün önce 24 insanımızı şehit verdik ve her gün onlarca insanımız ölüme mahkum edilmektedir. Bu durum, yanlış siyasetin sonucudur. Şayet bu yabancı yönlendirmeli siyaset devam ederse, Türkiye sadece istemediği insanlarla bir masada oturmak zorunda kalmayacak, bölünüp parçalanmanın tartışmalarına da sahne olacaktır. Yapılması gereken, en fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olan bugünde Müslümanların birliğini savunarak İslam dünyasına saldıranlara karşı bir blok oluşturmak, hiçbirinin kusurunu görmeden, yanlış araştırması yapmamaktır. İki gün boyunca devam eden ve Türk İslam dünyasının birçok ülkesinden çok kıymetli ilim adamlarımızın iştirakiyle gerçekleştirilen Uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumundaki birlik, kardeşlik ve basiret, ülkemizdeki ve bölgemizdeki Haçlı oyununa son verecek kudret ve imanın bir ifadesidir" diye konuştu.
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk

'Konuş, sen nerelisin' diyen DEM Partili Salğucak'a soruşturma

31 Mart yerel seçimlerinde oy vermek için Ömer Keçecigil Okuluna giden askeri ve polis personellerine 'Konuş, sen nerelisin'' diyen DEM Partili Süleyman Salğucak, seçim kanuna muhalefet suçundan dolayı Şırnak İl Emniyet Müdürlüğünde ifadesi alındı.
19.04.2024 16:21:00
İhlas Haber Ajansı
'Konuş, sen nerelisin' diyen DEM Partili Salğucak'a soruşturma
'Konuş, sen nerelisin' diyen DEM Partili Salğucak'a soruşturma
Avukat Ramazan Demir, Şırnak'ta taşımalı seçmen olduğunu düşündüğü kişilere 'Konuş sen nerelisin'' diyerek tepki gösteren Süleyman Salğucak'a soruşturma açıldığını duyurdu.

31 Mart günü Şırnak'a oy vermek için taşınan asker ve polisler tek sıra içeri girerken tepki gösteren 61 yaşındaki Süleyman Salğucak'a soruşturma açıldı.

Avukat Ramazan Demir, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Şırnak savcılığı 'Konuş, sen nerelisin' sözünden dolayı Süleyman Salğucak'a 'Seçim kanununa muhalefetten' soruşturma açmış" diye belirtti.

Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı, Salğucak hakkında 'Seçim kanununa muhalefet' ve 'Seçmenin oy kullanmasını engelleme' iddialarıyla ilgili soruşturma açtı.

İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Erzincan'ın İliç ilçesinde maden sahasında meydana gelen heyelanda toprak altında kalan 9 işçiden birinin daha naaşına ulaşıldığını bildirdi

19.04.2024 12:15:00 / Güncelleme: 19.04.2024 12:19:14
AA
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Bayraktar, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, maden sahasındaki arama çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.

Kazanın gerçekleştiği 13 Şubat'tan bu yana arama çalışmalarının aralıksız devam ettiğini anımsatan Bayraktar, "Erzincan İliç'te maden sahasında meydana gelen heyelanda ilk günden bu yana aralıksız olarak devam eden arama çalışmaları neticesinde bu sabah bir işçi kardeşimize daha ulaştık. Kardeşimize Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Tüm canlarımıza ulaşana kadar yoğun çalışmalarımıza devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bayraktar, 5 Nisan'da da İliç'te maden ocağında toprak altında kalan bir işçinin naaşına ulaşıldığını bildirmişti.

Cenaze Adnan Keklik'e ait

Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, AA muhabirine, Sabırlı Deresi bölgesinde ulaşılan cenazenin Adnan Keklik'e ait olduğunu belirterek, aileye başsağlığı diledi.

Aydoğdu, bölgedeki çalışmaların aralıksız sürdüğünü ifade etti.

Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kaymasında 9 kişi kaybolmuş ve 5 Nisan'da işçilerden Uğur Yıldız'ın cenazesine ulaşılmıştı. 

Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye

İstanbul merkezli 6 ilde düzenlenen ve Dilan Polat ile eşi Engin Polat'ın da tutuklandığı soruşturma kapsamında, 16 şüphelinin "vergi usul kanuna muhalefet" suçundan tahliyesine karar verildi

19.04.2024 12:08:00 / Güncelleme: 19.04.2024 12:14:38
AA
Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca, Engin Polat ve Dilan Polat'ın aralarında olduğu 16 şüpheli hakkında "Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi, Vergi Usul Kanunu ile Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi kanunlarına muhalefet" ile "suç örgütü kurma ve üye olma" suçlarından yürütülen soruşturma sürüyor.

Soruşturma kapsamında, aylık tutukluluk incelemesi yapan sulh ceza hakimliği, 16 şüphelinin "vergi usul kanununa muhalefet" suçundan tahliyesine karar verdi.

Hakimlik, şüphelilerin "suç örgütü kurma ve üye olma", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" ve "Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet" suçlarından ise tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.

Ne olmuştu?

İstanbul merkezli 6 ilde 1 Kasım'da ve devamında düzenlenen operasyonlarda, Dilan Polat ve eşi Engin Polat'ın da aralarında bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Soruşturma kapsamında daha önce şirketlerinde yapılan aramalarda dijital materyal ve defterlere el konulan Polat çiftinin de yer aldığı şüphelilerle ilgili MASAK ön inceleme raporu hazırlanmış, raporda tasfiye halindeki 3 firmadan aile bireylerine ait şirketlere sözde ticaret karşılığında sahte fatura kesilmesi yöntemiyle 200 milyon lira para girişi olduğu belirlenmişti.

Paranın yine aile bireylerine ait şirketler arasında transfer edildiği, son aşamada ise Engin Polat'ın sahibi olduğu Milda Gayrimenkul isimli firmada toplanarak gayrimenkul ve çok sayıda araç alındığının tespitinin ardından İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelilerin kimliklerini belirlemiş, İstanbul merkezli Ankara, Yalova, Ordu, Kırklareli ve Manisa'da 43 adrese eş zamanlı operasyon düzenlemişti.

Soruşturma kapsamında çalışmalarını sürdüren ekipler, Dilan ve Engin Polat'a ait bir medikal şirketin Ankara'da başka bir firmaya isim hakkını verdiğini, bu firmanın hesabındaki 1 milyon 800 bin liranın da ortakların kişisel hesaplarına aktarılmaya çalışıldığını tespit etmişti.

Dilan Polat, Engin Polat ve Sıla Doğu'nun da aralarında bulunduğu şüphelilerden 16'sı tutuklanmıştı.

Hakimlik, 27 şirkete kayyum atanmasına hükmetmişti.

Soruşturma kapsamında, Dilan Polat'ın 2019'da "şampiyonlar ligi" adıyla sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğrafta yer alan bazı kişiler kimlikleri tespit edilip soruşturmaya dahil edilmiş, savcılık, sosyal medya fenomeni olan bu kişiler hakkında yurt dışına çıkış yasağı getirilmesini talep etmişti.

Anadolu 2. Sulh Ceza Hakimliği, sosyal medya fenomenleri Eylül Öztürk Özkan, Feyzanur Başar, İleyda Topal, İlke Ela Göz, Kadir Yiğit, Mervenur Korkut, Muhammet Oğuz Başar, Murat Yiğit, Nurgül Yiğit, Tolunay Topal, Tuğba Demirhan, Yavuz Selim Korkut, Habip Özsefil, Huri Özsefil ve Özge Duman'a yurt dışına çıkış yasağı getirmişti. 

5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde geçtiğimiz gün etkili olan depremlerde 338 konut hasar gördü.
19.04.2024 10:50:00
İhlas Haber Ajansı
5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü
5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü
Tokat'ın Sulusaray ilçesinde en şiddetlisi 5.6 büyüklükteki depremler Tokat'ta 3, Yozgat'ta da 3 ilçede hasara neden oldu.

Hasar tespit çalışmaları sürerken şuana kadar yapılan tespitlere göre 338 konut, 99 ahır ve 12 cami ve 1 fırında hasar oluştu.

Panikle kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı.

Yozgat ve Tokat'ta hasar tespit çalışmalarının akşam saatlerinde tamamlanması bekleniyor.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.