logo
29 MAYIS 2024

İstanbul Üniversitesi yönetimi masonlarla içiçe

11.11.2003 00:00:00
İstanbul Üniversitesi'nin Rektör Alemdaroğlu'ndan sonra gelen ismi Prof. Nur Serter, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası tarafından düzenlenen ''Cumhuriyet'' panelinde konuşmuş. Atatürk'ün 1934'te yasakladığı ancak İnönü'nün 1948'de açtığı mason localarından birinde... Prof. Nur Serter, ''Bugün Türkiye'de karşı devrimciler iktidarda'' demiş ve bu sözler masonlar tarafından ayakta alkışlanmış.

Masonların ''Büyük Üstat''ı serbest avukat Demir Savaşçın ise, Atatürk'ün fikirlerinin takipçisi olduklarını ifade etmiş. İmkanı var mı? Var... Çünkü masonlar kırk bin kılığa girerler. Atatürk onları yasaklasa da, onlar Atatürkçü olabilirler. Ama gerçekte masonların İsrail'e hizmet ettiklerini bilmeyen yoktur!
Banka avukatı Seçil Erzan duruşmasında olay çıkardı
En büyük korkusunu açıkladı
Bursa'da vahşet!
3 çocuğunu öldürüp teslim oldu
Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a 'hançer' yanıtı
'O hançeri sen çok uzun yıllar tuttun'
Valiyi tuhaf bir heyecan sardı
Elon Musk'ı Adana'ya bekliyoruz
'Dervişoğlu ile görüşmemem için hiçbir neden yok'
Özel ziyareti için tarih verdi
Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na 'hançer' çağrısı
'Soru işaretlerini gider'
İsrail'in aradığı ateşkes içermeyen bir mutabakat!
Sadece esir takasına odaklanıyorlar
Özgür Özel'den mesajlı paylaşım
'Şero' taburcu oldu
'Fahiş fiyat ve stokçuluk' düzenlemesi yürürlükte
Stokçuluğa 12 milyon liraya varan ceza
AK Parti'den sokak köpeklerinin uyutulması açıklaması
'Ortada henüz kesin bir şey yok'
Filistinliler güvenli bölgeyi de terk ediyorlar
Refah'taki sahra hastanesi tahliye edildi
31 hastanın tedavisi sürüyor
Burdur'daki diyaliz olayından ikinci ölüm
7 yaşındaki Yüsra'nın acı vedası
Hastaneye yürüyerek gitti cenazesi çıktı
Heimlich manevrası ile hayat kurtaran okul müdürü
'Herkes ilk yardımı öğrenmeli'
İmamoğlu'ndan Mehmet Şimşek'in programına destek
'Doğru adımlar, iyi tedbirler görüyoruz'
Banka avukatı Seçil Erzan duruşmasında olay çıkardı
En büyük korkusunu açıkladı
Bursa'da vahşet!
3 çocuğunu öldürüp teslim oldu
Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a 'hançer' yanıtı
'O hançeri sen çok uzun yıllar tuttun'
Valiyi tuhaf bir heyecan sardı
Elon Musk'ı Adana'ya bekliyoruz
'Dervişoğlu ile görüşmemem için hiçbir neden yok'
Özel ziyareti için tarih verdi
Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na 'hançer' çağrısı
'Soru işaretlerini gider'
İsrail'in aradığı ateşkes içermeyen bir mutabakat!
Sadece esir takasına odaklanıyorlar
Özgür Özel'den mesajlı paylaşım
'Şero' taburcu oldu
'Fahiş fiyat ve stokçuluk' düzenlemesi yürürlükte
Stokçuluğa 12 milyon liraya varan ceza
AK Parti'den sokak köpeklerinin uyutulması açıklaması
'Ortada henüz kesin bir şey yok'
Filistinliler güvenli bölgeyi de terk ediyorlar
Refah'taki sahra hastanesi tahliye edildi
31 hastanın tedavisi sürüyor
Burdur'daki diyaliz olayından ikinci ölüm
7 yaşındaki Yüsra'nın acı vedası
Hastaneye yürüyerek gitti cenazesi çıktı
Heimlich manevrası ile hayat kurtaran okul müdürü
'Herkes ilk yardımı öğrenmeli'
İmamoğlu'ndan Mehmet Şimşek'in programına destek
'Doğru adımlar, iyi tedbirler görüyoruz'

Kenya, yeşil pasaportlu Türk akademisyenden vize istedi

Son yıllarda Avrupa ülkelerinden sık sık vize reddi gelen Türkiye'de bu kez de yeşil pasaport sorunu ile gündemde. Elektronik Yüksek Mühendisi olan 40 yıllık akademisyen Prof. Dr. Levent Sevgi, Kenya'da bir çalıştaya davet edildi ancak havalimanında "vizeniz yok" denilerek geri çevrildi.
29.05.2024 19:52:00
Gazete Duvar
Kenya, yeşil pasaportlu Türk akademisyenden vize istedi
Kenya, yeşil pasaportlu Türk akademisyenden vize istedi
Prof. Dr. Levent Sevgi, 17 Mayıs Cuma günü Kenya Teknik Üniversitesi'nde gerçekleşecek bir çalıştayda açılış konuşması yapmak üzere davet edilmişti. 15 Mayıs akşamı saat 20.05 kalkışlı  Doha aktarmalı Katar Havayolları ile Nairobi-Kenya uçuşuna yetişmek için Sabiha Gökçen Havalimanı'na gelen Sevgi, yeşil pasaportunu yetkililere gösterdiğinde uçağa alınmadı.

'BUNUN HESABINI VEREMEZSİNİZ'

Gazete Duvar'dan Hacı Bişkin'in haberine göre Katar Havayolu yetkilileri, Prof. Dr. Sevgi'ye vizesi olmadığı için uçağa binemeyeceğini söyledi. Bu duruma itiraz eden Sevgi, yeşil pasaporta sahip olduğunu, daha önce böyle bir sorun yaşamadığını belirterek, "Uluslararası bir skandala yol açıyorsunuz, bunun hesabını veremezsiniz" diyerek duruma tepki gösterdi. Ancak tüm çabaları sonuçsuz kalan Sevgi, biletini iptal ederek eve geri dönmek zorunda kaldı.

'KENYA VİZE İSTİYORSA...'

Prof. Dr. Sevgi yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Ben, yeşil pasaport sahibi emekli öğretim üyesiyim. 40 yılda 70'in üzerinde ülkede, 200'den fazla üniversitede seminerler ve konferanslar verdim. Ayrıca uluslararası meslek örgütümüz olan Elektrik-Elektronik Mühendisleri Enstitüsü'nün (IEEE) Yönetim Kurulu üyesiyim. Kenya Teknik Üniversitesi'nde düzenlenecek olan çalıştayın hem düzenleyicisi hem de konuşmacılarından biriydim. Aylardır bu etkinlik için hazırlık yapıyorduk. Check-in işlemlerim sırasında, yeşil pasaporta vize istenmemesine rağmen, vizem olmadığı için geri çevrildim. Kendilerine, Dışişleri Bakanlığı'nın web sayfalarında yer alan bilgileri göstermeme rağmen tutumlarını değiştirmediler. Bilet iptalinden ve otel iptalinden dolayı 800 dolar kadar zararım var. Eğer Katar Havayolları'nın ısrar ettiği gibi yeşil pasaportlu birine Kenya vize istiyorsa, Dışişleri Bakanlığımızın bir fiyaskosudur bu. Yok eğer bakanlık bilgisi doğruysa bu durum Katar Havayolları'nın fiyaskosudur. Daha doğrusu bu yaşadıklarım uluslararası bir skandal."


Prof. Dr. Sevgi, yaşadıklarını CİMER (Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi) üzerinden Dışişleri Bakanlığı'na bildirerek sorumluların ortaya çıkarılmasını istedi.

YEŞİL PASAPORTUN DURUMU DA TARTIŞMALI HALE GELDİ

Son yıllarda Avrupa ülkelerinden sık sık vize reddi gelen Türkiye'nin vize gerektirmeyen yeşil pasaportu bile artık uluslararası camiada tartışmalı hale gelmiş durumda. Prof. Dr. Sevgi'nin yaşadığı bu olay, Türkiye'nin diplomatik prestijine dair ciddi soru işaretleri doğuruyor.

Seçil Erzan: En korktuğum şey işten atılırım korkusuydu

Erzan, "Bir şube müdürünün odasından valizlerle para alınıp aşağıya yatırılması, ertesi gün işten atılmam anlamına geliyordu. Bu kesinlikle araştırılması gereken bir konuydu. En korktuğum şey işten atılırım korkusuydu" dedi.
29.05.2024 19:42:00
İhlas Haber Ajansı
Seçil Erzan: En korktuğum şey işten atılırım korkusuydu
Seçil Erzan: En korktuğum şey işten atılırım korkusuydu
Yüksek karlı özel fon vaadiyle aralarında Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin de bulunduğu pek çok kişiyi dolandırdığı iddia edilen banka müdürü Seçil Erzan'ın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada Erzan, "Bir şube müdürünün odasından valizlerle para alınıp aşağıya yatırılması, ertesi gün işten atılmam anlamına geliyordu. Bu kesinlikle araştırılması gereken bir konuydu. En korktuğum şey işten atılırım korkusuydu" dedi. Mahkeme, Erzan'ın tutukluluk halinin devamına hükmederek duruşmayı erteledi.

Yüksek karlı güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış futbolcular Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan'ın da bulunduğu 28 kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen banka şube müdürü Seçil Erzan'ın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen 7 sanıklı duruşmada tutuklu sanıklar Seçil Erzan ile Ali Yörük ve 4 tutuksuz sanık hazır bulundu. Duruşmaya bazı müştekiler de taraf avukatlarıyla katıldı.

"Bir şube müdürünün odasından valizlerle para alınıp aşağıya yatırılması, ertesi gün işten atılmam anlamına geliyordu"

Duruşmada Seçil Erzan, birinci dereceden sicil amiri Sermin Tekin'in tanık beyanına karşı yaptığı savunmasında, "O dönemlerde döviz üzerindeki kısıtlamalar ve yaptırımlardan dolayı 50 bin dolar bile bir müşteri hesabından çekildiğinde bizden çok ciddi açıklama ve belge istiyorlardı. Bankada sistem ve kayıt önemlidir. Bankada 'kuvvetler ayrılığı' adı altında bir ilke var. Personel suistimali önlemek için bankanın çok dikkat ettiği bir konuydu. Benim en korktuğum şey işten atılırım korkusuydu. Bankanın içerisinde o paraya benim dokunmam kesinlikle yasaktı. Bir şube müdürünün odasından valizlerle para alınıp aşağıya yatırılması, ertesi gün işten atılmam anlamına geliyordu. Bu kesinlikle araştırılması gereken bir konuydu. Çaycı bile görse dikkat edip hemen bildirmesi gereken bir konuydu. Fark edilmemesi gereken bir konu asla değildi. Sicil amirim oydu ve bayan olduğu için de Sermin hanımla görüşmek istemiştim. Sermin hanım beni çağırdı. Böyle bir şeyi bekliyordum zaten. Toparlayamadım dedim. Ben o gün Sermin hanımın 'Seçil işten atılıyorsun' demesini bekliyordum. Bizim paraya dokunmamız bile yasaktı" dedi.

"Açıkçası Seçil hanımın personelleriyle alakalı olan bir müdür olduğunu düşünmüyorum"

Tanık olarak dinlenen bankanın gişe görevlisi Ümüş Nur Yiğit, "Biz o dönemde bankanın alt katında, şube müdürleri de üst kata çalışıyordu. Bu nedenle benim valizlerle paraların gidip gelme konularını görme imkanım yok. Açıkçası Seçil hanımın personelleriyle alakalı olan bir müdür olduğunu düşünmüyorum çünkü ya dışarıda oluyordu ya da annesinin rahatsızlığı oluyordu, bir şekilde ulaşamıyordum. Çorlu'dayım diyordu ve sürekli izin alıyordu. Arda Turan'ın kardeşi Okan Turan bir para çekmişti. Kapılar kapandıktan sonra olan bir şeydi. Operasyon desteği alanında oturmuştu. Seçil hanım içeri girdiğinde biz para sayarak teslimatını verdik. Ali Yörük de o paraları çantaya yerleştirdi. Okan beye para çıkışını gerçekleştirdik. Ben Ali beyi uzun süre Fatih Terim'in şoförü zannediyordum çünkü futbol camiasında isimlerle beraber görüyordum kendisini. Okan Turan'la da gelmişti. Emrah Çolak'la da birlikte gelmişti. Kendisine 'Hoca nasıl, iyi mi' diye sorduğumda geçiştirmişti ama ben öyle düşünüyordum. Ayrıca, Fatih Terim'in şubeye geldiğini hiç görmedim" şeklinde konuştu.

"Seçil Erzan'ın bahsettiği tartaklama gibi bir durum olmadı, olsa masasının altında panik butonu var"

Duruşmada tanık olarak dinlenen banka güvenlik görevlilerinden Soner Topakkaya, "Benim banka içerisinde Seçil Erzan'da tespit ettiğim herhangi bir farklılık yoktu. Sadece işe giriş çıkış saatlerinde bazen gecikirdi. Seçil Erzan'ın bahsettiği tartaklama gibi bir durum olmadı, polis bile çağrılmadı. Böyle bir durum olsa müdürlerin masasının altında panik butonu var. Orası bir banka şubesi, her müşteri büyük çantayla gelebiliyor. Seçil Erzan benden hiç arabaya para taşımamı istemedi. Ali Yörük'ü hiç görmedim. Semih Kaya, Arda Turan, Selçuk İnan ve Ayhan Akman şubeye gelirlerdi. Emre Belözoğlu'nu bir kere gördüm. Şubeye en çok Semih Kaya gelirdi. Şubeye giren herhangi bir valiz ya da Seçil hanımın odasında birini görmedim" dedi.

Basın mensubuna çirkin hareket

Tanıklar ifade vermeye devam ettikleri sırada bir basın mensubunun, tanıklardan birinin soy ismini teyit etmek istemesi üzerine izleyici olarak duruşmada bulunduğunu söyleyen bankanın avukatı Kübra K. gazeteciye bağırdı ve bunu soramayacağını söyledi. Bağırma üzerine basın mensubu da tepki gösterince mahkeme başkanı, duruşma düzeninin bozulduğu gerekçesiyle tüm izleyicileri salondan dışarı çıkardı. Salon önünde avukatın kendisinin üzerine yürümeye devam ettiğini ve taciz ettiğini gören basın mensubu bu anları kaydetmek için telefonunu çıkardı, bu kez avukat telefonu gazetecinin elinden hızla çekerek arkasına sakladı. Bu sırada olaya müdahale eden güvenlik görevlisi, avukatın sakladığı telefonu alıp gazeteciye iade etti. Daha sonra basın mensubunun, avukattan şikayetçi olduğu öğrenildi.

Kısa aranın ardından mahkemeye basın mensupları da dahil izleyiciler alınmazken mahkemenin ara kararında, sanıklar Ali Yörük ile Seçil Erzan'ın tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, diğer tanıkların dinlenmesi için duruşmayı 31 Mayıs tarihine ertelediği öğrenildi.

Basını, Basın İlan Kurumu ayakta tutuyor

Basın İlan Kurumu , 1961 yılından bu yana ülkemizin basın özgürlüğünün korunması ve yazılı basının sürdürülebilirliğinin sağlanmasında önemli bir rol oynamıştır. Basın İlan Kurumu'nun temel görevlerinin başında Türkiye'de yazılı basının gelişimine katkı sağlamak geliyor
29.05.2024 15:40:00
Mehmet Hakan Akkuş
Basını, Basın İlan Kurumu ayakta tutuyor
Basını, Basın İlan Kurumu ayakta tutuyor
Basın İlan Kurumu (BİK), kamu tüzel kişiliğini haiz bir idare. Resmi ilanların adil bir şekilde süreli yayınlara verilmesi ve gazetelerin yayın giderlerini karşılaması için 1961 yılında 195 sayılı Kanun ile kuruldu.

BİK, paydaşı olan Türk basın dünyasının yayımladığı resmi ilan ve reklamlar karşılığında içerik ve finansal bağımsızlığının en büyük destekçisi konumundadır. Basın İlan Kurumu'nun temel görevi, kamuya ait resmi ilan ve reklamların süreli yayınlarda ve internet haber sitelerinde yayımlatılmasına aracılık etmektir. BİK, bu görevini, ilan verenlerin ve süreli yayınların çıkarıcı menfaatlerini gözeterek yerine getirir.

BİK, 1961 yılından bu yana ülkemizdeki yazılı basının yayın giderlerinin karşılanması ve basın özgürlüğünün korunması amacıyla önemli hizmetler sundu. BİK'nin çalışmaları sayesinde bugün ülkemizdeki gazete ve dergiler, bağımsız yayıncılıklarını sürdürebilmektedirler.

BİK, bugüne kadar yaklaşık 150 milyar TL tutarında resmi ilan ve reklam dağıtımı gerçekleştirdi. BİK'in dağıttığı resmi ilan ve reklamlar, gazete ve dergilerin yayın giderlerinin önemli bir kısmını karşılıyor. Bu sayede, gazete ve dergiler, bağımsız yayıncılıklarını sürdürebilmekte.

BİK, resmi ilan ve reklam dağıtımının yanı sıra, basın tarihini belgeleyen bir arşiv oluşturmaktadır. BİK'in arşivi, Türk basın tarihinin en kapsamlı belge kaynağıdır.

Temel kuruluş amaçları arasında basını ve basın emekçilerini desteklemek olan BİK, basının desteklenmesine yönelik faaliyetleri kapsamında basın kuruluşları ile basın derneklerine ve basın sendikalarına 'kredi desteği' vermektedir. Ayrıca, 'basın mesleğinde fikren ve bedenen çalışanlara borç verme', yardıma muhtaç olanlarla hayatını kaybetmiş basın çalışanlarının ailelerine 'parasal destek' sunmaktadır. BİK, aynı zamanda azınlık statüsüne sahip Rum, Ermeni ve Yahudi cemaatlerine mensup vatandaşlarımız tarafından çıkarılan gazetelere de maddi destek verebilmektedir.

Genel Müdürlüğü İstanbul'da olan Basın İlan Kurumu, 81 ilde faaliyet gösteriyor. Resmi ilan ve reklamların daha büyük bir kitleye ulaşmasını sağlamak amacıyla "www.ilan.gov.tr" internet sitesi ve buna bağlı sosyal medya hesaplarını kamuoyuyla buluşturmuştur.

BİK, basının finansal bağımsızlığını destekleyerek, kamuya ait ilan ve reklamların yayımlanmasında önemli bir rol üstlenmektedir. Aynı zamanda, basın etiği ve ahlakına dair denetim mekanizmasıyla da basın kuruluşlarının sorumluluklarını yerine getirmesini sağlamaktadır. Bu sayede, bilgiye erişim ve şeffaflık prensiplerine katkıda bulunmaktadır.


Resmi ilan büyüklüğü ne kadar?


Genel Müdür Cavit Erkılınç, Basın İlan Kurumu'nun 32. Dönem 6. Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, internet haber sitelerine verilen resmi ilan yayımlama hakkının sektörde önemli bir gelir artışına yol açtığını belirtti. Mevzuatın gerektirdiği şartları taşıyan ve bu uygulamayı sürekli hale getiren internet haber siteleri, 1 Nisan 2023 tarihinden itibaren resmi ilan ve reklam yayımlamaya başlayarak önemli gelirler elde etti.

Bu süreçte internet haber siteleri, 1 milyar 130 milyon Türk Lirası tutarında resmi ilan ve reklam yayımladı. Genel Müdür Erkılınç, 2024 yılında bu desteği daha da artırarak sektörün dijital yayınlarına aktarmayı hedeflediklerini ifade etti. Gazete ve dergileri de içine kattığımızda, 2024 yılında 4 milyar Türk Lirası büyüklüğünde bir ilan ve reklam pastasına ulaşmayı beklediklerini belirtti.

BİK, internet haber sitelerinin trafiklerini ölçmek için geliştirdiği BİK Analitik yazılımı ile resmi ilan dağıtımını sağlamaktadır. Bu sayede nitelikli içeriklerle okunur ve görünür olan basını desteklemeyi amaçlamakta. BİK Analitik, uluslararası geçerliliği bulunan TS ISO/IEC 25051 Standardı Belgelendirmesiyle hizmet sunuyor.


Basın sektöründe ekonomik zorluklar


Günümüz Türkiye'sinde basın sektörü, tarihinin en zor ekonomik krizlerinden birini yaşamaktadır. Bu zorluklar, hem yerel gazeteleri hem de ulusal yayınları etkilemektedir.

Basılı yayınların maliyetlerini oluşturan faktörler (kâğıt, kalıp, mürekkep vb.) döviz cinsinden fiyatlarla artmıştır. Girdi maliyetleri, yüzde 100 ile yüzde 200 arasında değişmekte. Bu maliyet artışı, basın kuruluşlarının kar marjlarını sıkıştırmakta ve işletme sürdürülebilirliğini zora sokmakta.


Reklam gelirleri düşüşü


Ayrıca ekonomik kriz nedeniyle şirketlerin reklam bütçeleri kısıldı. Reklamverenler, daha az harcama yaparak maliyetleri düşürmeye çalışmakta. Bu durum, basın sektörünün reklam gelirlerini olumsuz etkiliyor.

Öte yandan yerel gazeteler, büyük yayın kuruluşlarına göre daha fazla zorlanıyor. Daha küçük okur kitlesi ve reklam gelirleri, yerel gazeteleri ayakta tutmak için yetersiz kalıyor. Bu zorlu dönemde basın sektörünün ayakta kalabilmesi için hem sektör paydaşlarının hem de hükümetin destekleri gerekiyor.

İstanbul'un fethinin 571. yıl dönümü kutlanıyor

İstanbul'un fethinin 571. yıl dönümü nedeniyle düzelenen etkinlikler kapsamında, Fatih Sultan Mehmet'in türbesi ziyaret edildi

29.05.2024 10:50:00 / Güncelleme: 29.05.2024 10:56:43
Haber Merkezi
İstanbul'un fethinin 571. yıl dönümü kutlanıyor
İstanbul'un fethinin 571. yıl dönümü kutlanıyor

İstanbul Valiliği tarafından, İstanbul'un fethinin 571. yıl dönümü nedeniyle düzelenen etkinlikler kapsamında, Fatih Sultan Mehmet'in türbesi ziyaret edildi.

İstanbul Valisi Davut Gül, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ali Sivri, İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Yusuf Kenan Topcu, İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, İl Müftüsü Safi Arpaguş ve Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan, Fatih Camisi ve Külliyesi içinde yer alan Fatih Sultan Mehmet'in türbesine geldi.

Türbede yapılan duanın ardından Vali Gül, gazatecilere açıklamalarda bulundu.

Başta Fatih Sultan Mehmet Han olmak üzere bütün şehitlere Allah'tan rahmet dileyen Gül, İstanbul'un normal bir şehir fethin de normal bir fetih olmadığını söyledi.

Gül, İstanbul'un ve fetheden komutanın Hazreti Peygamberin övgüsüne mazhar olduğunu belirterek, "Allah bu şehri ilelebet devletimize, milletimize yar etsin. Allah bu şehre hizmet etmeyi nasip etsin. İnşallah bu şehri, tıpkı Fatih Sultan Mehmet'in bize emanet ettiği gibi bizler de 300 sene 500 sene sonsuza kadar yeni nesillere emanet ederiz. Bu şehirde aldığımız fetih ruhu, kardeşlik ruhu halen devam ediyor. İnşallah sonsuza kadar da bu kardeşlik ruhu, birlikte yaşama kültürü, barış içerisinde dostluk içerisinde devam edecek. Ordumuza muzafferiyetler diliyorum" ifadelerini kullandı.

İmamoğlu da fethin yıl dönümünü kutladığını kaydederek, "Bu güzel şehre hizmet etmek hepimiz için güzel bir onur. Fatih Sultan Mehmet Han'ın fethi, çağ değiştiren bir fetihtir. Bizler de bu şehre layık olmayı diliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Bu arada, İstanbul'un fethinin 571. yıl dönümü nedeniyle bazı vatandaşlar da Fatih Sultan Mehmet'in türbesine girerek dua etti.

 

 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.