İşte Türkiye’nin tablosu

Gelin hafta içinde yaşanan olayları başlıklar halinde sıralayalım.
Bakın içerde ve dışarda nasıl bir Türkiye tablosu karşımıza çıkacak!
Önce dış bağlantılı bazı gelişmeleri sıralayalım.
- Türkiye Ermenistan'dan sınıra kurduğu ömrünü tamamlamış nükleer santrali kapatmasını istedi. Erivan bu talebi ciddiye almadı.
- Rum yönetimi, tek taraflı olarak münhasır ekonomik bölge ilan ettiği doğu Akdeniz'de 4 parselde daha petrol ve doğal gaz aranması için şirketlerle görüşme masasına oturacağını açıkladı.
- AKP kongresine onur konuğu olarak davet edilen Peşmerge lideri Mesut Barzani Suriye'nin kuzeyinde de K. Irak benzeri bir yapılanma için çalışmalarını hızlandırdı.
- ABD Türkiye'ye asker gönderdi. Diyarbakır'da incelemelerde bulunan ABD askeri heyeti olası bir Suriye operasyonunda NATO'ya yer beğendi.
- Rusya, İran ve Suriye'den Ankara'ya Suriye politikası nedeniyle yeni uyarılar geldi.
Bunlar haftaya damgasını vuran ve Türkiye'nin halini ortaya koyan dış kaynaklı gelişmeler.
Şimdi de iç gelişmeleri özetleyelim:
- Cumhuriyet bayramını kutlamak isteyen halk önce gazlandı, sonra sulandı ve coplandı.
- Ülkenin Başbakanıyla Cumhurbaşkanı bu olay üzerinden restleşti. Amaçları 2014'teki Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi güç gösterisiydi.
- Terör örgütü yandaşları yine ortalığı biribirine kattı, yine şehitler verdik.
Evet... İçte ve dışta böyle bir Türkiye var karşımızda.
Dışardan siyaseten kuşatılmış, itibarı sıfırlanmış içerde de ayağına kurşun üstüne kurşun sıkan bir devlet.
Fazla söze gerek yok.
AKP hükümeti Türkiye'yi uçuruma sürüklüyor!


TÜRKİYE RUMLARI TANIMIYOR MU?
Başbakan Erdoğan'ın Almanya ziyaretinde Güney Kıbrıs Rum kesimiyle ilgili söylediği  "tanımıyoruz" çıkışı dikkatimi çekti.
Sözleri şu şekildeydi "AB'de Kıbrıs diye bir isim geçiyor. Dünyada Kıbrıs diye bir ülke yok. Güney Kıbrıs Yönetimi var. Çünkü Kuzey Kıbrıs var. Aralarında bir yeşil hat var. Bu Yeşil Hattı AB üyesi ülkeler görmüyor. Nasıl oluyor Kıbrıs? Kuzey Kıbrıs'ın Güney Kıbrıs'la bir alakası var mı? Yok. Kuzey Kıbrıs tamamıyla ayrı. Güney Kıbrıs ise AB üyesi veya birileri tanıyor; ama Türkiye tanımıyor."
İlk bakışta Erdoğan'a hak verdim. Sonra ise aklıma Fenerbahçe geldi.
Fenerbahçe'nin bu işle ne alakası var dediğinizi duyar gibiyim.
İzah edeyim!
Fenerbahçe kısa bir süre önce Rum takımı AEL Limassol ile maç yaptı. 
Üstelik de deplasmanda.
Maç UEFA Avrupa Ligi maçıydı yani uluslarası düzeyde resmi bir maçtı.
Fenerbahçe Türkiye adına Limassol da Erdoğan'ın tanımıyoruz dediği Kıbrıs devleti adına sahaya çıktı.
Stadyumda Türk ve Rum (Kıbrıs) bayrakları yanyana asıldı.
Bu görüntüye Erdoğan ses çıkarmadı.
Rum takımı kısa bir süre sonra rövanş maçı için İstanbul'a gelecek.
Bu manzararının aynısı bu sefer Kadıköy'de yaşanacak.
Şimdi bu durum Rumları sprotif alanda Kıbrıs'ın tamamının temsilcisi olarak tanımak anlamına gelmiyor mu?
Gerçi Rumlarla sportif alanda daha önce de defalarca karşı karşıya geldik ama güncel olduğu için  FB örneğini verdim.
Sprotif olarak tanımak siyasi tanıma anlamına gelmez diyebilirsiniz.
Peki o zaman yukarıdaki tabloya tersinden bakalım.
Yunanistan bir KKTC takımıyla böyle bir işin içine girer mi?
Örneğin Olimpiakos bir  K. Kaymaklı TSK ile bırakın resmi maçı antrenman maçı dahi yapar mı?
El cevap: yapmaz
Neden? Çünkü KKTC'yi tanımıyor.
Gelelim Türkiye'ye.
Türkiye de Rumları tanımıyor ama durum ortada...