Kalpler ancak zikir ile mutmain olur

Kulluk gayesi ile aleme gönderilen insan için her şey bir imtihandır. Dünya hayatı gelip geçicidir. Cenab–ı Hak şöyle buyurmuştur: “İnsanlara, kadınlar, oğullar, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüş ve güzel atlar, deve, sığır, koyun, keçi gibi hayvanlar, ekinler kabilinden şehavat sevgisi bezendi. Fakat bütün bunlar dünya hayatının geçici mallarıdır. Nihayet varılacak yerin bütün güzelliği Allah–u Teala yanındadır.” (Al–i İmran, 14)
Bu imtihanları geçebilmemizde en önemli silahımızda zikrullahtır.
Çünkü kalpler ancak zikir ile tatmin olur ve masivadan sıyrılır. Zikir, Allah’ı unutmamak, her an hatırda tutmak ve daim O’nu anmak demektir.
Zikir meclislerinin efdaliyeti hususunda Hz. Peygamber’den (sav) nakledilen şu hadis çok meşhurdur.   
Hazret–i Peygamber (sav) buyurmuşlardır ki: “Hak Teala hazretlerinin, bir bölük melekleri vardır. Bu melekler yeryüzünde yollarda tavaf ederek doğudan batıya seyrederler. Ve zikir ehlini aramak, bulmak ve onları ziyaret etmek isterler. Zikir ehlini bulunca bir müddet dinler ve onlarla birlikte zikrederler. Bu zikir meclisinden, diğer melekleri de haberdar ederler ve onları da zikir ehli arasında davet ederler. Bütün melekler gelir, toplanır, zikredenleri zikrettikleri yerden gökyüzüne kadar kaplarlar. Zikir meclisi dağılınca, bu melekler de makamlarına yükselirler. Hak Teala hazretleri o meleklere sorar:
‘Nereden geliyorsunuz?’
Halbuki, o gizli ve aşikar her şeyi bilen Ulu Padişahtır. Meleklere bu sorusu, melekleri söyleterek zikir ehlini ta’zim ve tebcil etmek içindir. Zikir ehlinin makam ve mertebelerinin yüceliğini bildirmek ve açıklamak murad buyurmuştur.
Ol Padişah sorar:
‘Kullarım ne işler yapar, ne söylerler?’
Melekler cevap verirler: ‘Ya Rab! Sana hamd eder, tesbih, tehlil ve tekbir ederler.’
– Onlar Beni gördüler mi?
– Vallahi onlar seni görmediler.  
– Görseler halleri nice olurdu?
– Görseler halleri ne güzel olurdu.
– Onlar benden ne dilerler?
– Onlar senden cennetini isterler.
– Onlar cenneti gördüler mi?
– Vallahi görmediler.
– Eğer görseler daha çok talip olurlardı ve daha çok rağbet ederlerdi. Onlar neden korkarlar?
– Cehennemden korkarlar.
– Cehennemi gördüler mi?
– Vallahi görmediler.
– Onlar cehennemi görselerdi, halleri nice olurdu?
– Cehennemi görmüş olsalardı, daha çok korkarlardı. Ya ilahi! Kulların senden bağışlanmak dilerler.
– Ey meleklerim, tanık olunuz ki, Ben onları bağışladım. Hepsine istediklerini verdim, onları korkularından emin kıldım.”
Yani zikrullah günahların affına ve cennete girmeye vesiledir.
Hadiste zikrin bir meclis içinde beraber yapılmasından bahsedilse de zikrullah için bir zaman ve mekan söz konusu değildir.
Bu en büyük ibadetin ne zaman olabileceği şu ayette buyurulmuştur: “Namazı kılıp bitirdiğiniz zaman, ayakta iken, otururken ve yanlarınız üzere yatarken Allah’ı zikredin.” (Bakara, 200)
Allah’a ulaşmaya vesile olan, Hakk’ın muhabbetini ve yakınlığını tanımaya yardımcı, kalpleri teksiye eden ve tövbe kapısı zikrullahı hayatımıza geçirmek, bizi dünya ve ahret saadetine ulaştıracaktır.