Bir çoğunun olduğu gibi Kanal-7'ninde temelinde, kuruluşunda tertemiz niyetlerle ve nice umutlarla kesenin ağzını açmış olan müslümanların emekleri, alınterleri yatıyor.
Memleketin dört bir yanında ve Avrupa'daki gurbetçiler arasında yapılan çok ciddi çalışmalar neticesinde çok ciddi meblağlar toplanmıştı. Hatırladığım kadarıyla sayın Erbakan Hoca'nın da yoğun teşvikleri olmuştu.
Bugün, herhangi bir şehrimizde, herhangi bir vesile ile söz konusu kanal ve programları gündeme gelse; "Benim şu kadar, amcamın, dayımın şu kaar hissesi var" diyen ve ardından da "mahşerde yakalarına yapışacağım" diyen çok sayıda insana rastlıyoruz.
İnancının, tevhid akidesinin üzerine titreyen milletimiz Kanal-7'den niçin rahatsız ve biz neden böyle bir başlık altında bu yazıyı kaleme almak zorunda kaldık?
Hak ile batılı, güzel ile çirkini, zararlı ile yararlıyı birbirine karıştırarak sunmak noktasında, hatta batılı hak diye takdim etme noktasında STV ile aynı noktada buluştular. Anadolunun altını oyan, gençliğimizi inancından, medeniyetinden koparmaya çalışan misyonerlik faaliyetlerine çanak tutma noktasında da bu iki kanal paslaşıyor, kanaldaşlık yapıyorlar.
Ramazan boyunca ısrarla üç hak din var vurgusunu yaparak papazlı, hahamlı iftar programlarını ve papazların sofra dualarını yayınlamakta yarıştılar. Keza yılbaşında çeşitli kiliselerde yapılan ve binlerce gencimizin katıldığı noel ayinlerini, naklen denilebilecek kadar uzunlukta ve çok normal, sıradan bir haber gibi verme noktasında da yarıştılar.
STV'nin yazılı uzantılarından Aksiyon dergisinin kapağına taşıyıp onun ağzından noel baba efsanesini Anadolu erenlerinden diye takdim ettiği Niyazi Öktem, bir iki gün önce Haber Saati'nin konuğuydu.
Onların ifadesiyle, üç büyük din temsilcilerinin, din adamlarının bir araya gelip barış için dua etmeleri vesilesi ile sayın Öktem konuk olmuştu. Kanal-7'nin haber spikeri arkadaşın mutluluğu hem gözlerinde hem de sözlerinden okunuyor du. "Ne kadar güzel değil mi hocam, böyle bütün din mensuplarının bir araya gelmesi, ortak duada buluşması?" derken ses tonu, vurguları da mutluluğunu ele veriyordu. Hocasının; "Tabi efendim, üç tek tanrılı dinin temsilcilerinin ortak duada buluşmaları çok güzel, bunu Irak savaşı başlamadan önce de yapmıştık, bundan sonrada yapacağız..." şeklindeki çam devirmekten bin beter gafını sayın spiker düzeltir diye boşuna bekledik. Yine methiye dolu sözlerle, başarı(!)larının devamını dileyerek hocasını uğurladı.
Hem hocası hem de talebesi; milyonların huzurunda laf kalabalığına getirerek, ayaküstü Hıristiyanlığı da Yahudiliği de tek tanrılı din diye ilan ettiler.
Tabi ve elbetteki haltettiler, karıştırdılar, hak iLe batılı türlü yapıp sundular seyirciye. Bu zehiri hem takdim edenlere hem de yutanlara yazıklar olsun...
Amentüsünde; "Ben, yeri ve göğü yaratan, her şeye kadir Baba Tanrı'ya/ve Efendimiz olan, O'nun biricik oğlu İsa'ya/ Ruhu'l Kudüs'ten gebe kalana inandım..." tarzında esaslar olan Hristiyanlık ne zamandan beri tek tanrılı din olarak sayılmaya başladı? Sayın Ahmet Hakan, bu esaslar İhlas suresinin muhtevasıyla çok mu paralel ki, tek tanrılı din zokasını afiyetle yuttunuz ve yutturduğunuzu zannediyorsunuz?
İslam'da çoluk-çocuk sahibi olan Allah inancı var mı?
Memleketin dört bir yanında ve Avrupa'daki gurbetçiler arasında yapılan çok ciddi çalışmalar neticesinde çok ciddi meblağlar toplanmıştı. Hatırladığım kadarıyla sayın Erbakan Hoca'nın da yoğun teşvikleri olmuştu.
Bugün, herhangi bir şehrimizde, herhangi bir vesile ile söz konusu kanal ve programları gündeme gelse; "Benim şu kadar, amcamın, dayımın şu kaar hissesi var" diyen ve ardından da "mahşerde yakalarına yapışacağım" diyen çok sayıda insana rastlıyoruz.
İnancının, tevhid akidesinin üzerine titreyen milletimiz Kanal-7'den niçin rahatsız ve biz neden böyle bir başlık altında bu yazıyı kaleme almak zorunda kaldık?
Hak ile batılı, güzel ile çirkini, zararlı ile yararlıyı birbirine karıştırarak sunmak noktasında, hatta batılı hak diye takdim etme noktasında STV ile aynı noktada buluştular. Anadolunun altını oyan, gençliğimizi inancından, medeniyetinden koparmaya çalışan misyonerlik faaliyetlerine çanak tutma noktasında da bu iki kanal paslaşıyor, kanaldaşlık yapıyorlar.
Ramazan boyunca ısrarla üç hak din var vurgusunu yaparak papazlı, hahamlı iftar programlarını ve papazların sofra dualarını yayınlamakta yarıştılar. Keza yılbaşında çeşitli kiliselerde yapılan ve binlerce gencimizin katıldığı noel ayinlerini, naklen denilebilecek kadar uzunlukta ve çok normal, sıradan bir haber gibi verme noktasında da yarıştılar.
STV'nin yazılı uzantılarından Aksiyon dergisinin kapağına taşıyıp onun ağzından noel baba efsanesini Anadolu erenlerinden diye takdim ettiği Niyazi Öktem, bir iki gün önce Haber Saati'nin konuğuydu.
Onların ifadesiyle, üç büyük din temsilcilerinin, din adamlarının bir araya gelip barış için dua etmeleri vesilesi ile sayın Öktem konuk olmuştu. Kanal-7'nin haber spikeri arkadaşın mutluluğu hem gözlerinde hem de sözlerinden okunuyor du. "Ne kadar güzel değil mi hocam, böyle bütün din mensuplarının bir araya gelmesi, ortak duada buluşması?" derken ses tonu, vurguları da mutluluğunu ele veriyordu. Hocasının; "Tabi efendim, üç tek tanrılı dinin temsilcilerinin ortak duada buluşmaları çok güzel, bunu Irak savaşı başlamadan önce de yapmıştık, bundan sonrada yapacağız..." şeklindeki çam devirmekten bin beter gafını sayın spiker düzeltir diye boşuna bekledik. Yine methiye dolu sözlerle, başarı(!)larının devamını dileyerek hocasını uğurladı.
Hem hocası hem de talebesi; milyonların huzurunda laf kalabalığına getirerek, ayaküstü Hıristiyanlığı da Yahudiliği de tek tanrılı din diye ilan ettiler.
Tabi ve elbetteki haltettiler, karıştırdılar, hak iLe batılı türlü yapıp sundular seyirciye. Bu zehiri hem takdim edenlere hem de yutanlara yazıklar olsun...
Amentüsünde; "Ben, yeri ve göğü yaratan, her şeye kadir Baba Tanrı'ya/ve Efendimiz olan, O'nun biricik oğlu İsa'ya/ Ruhu'l Kudüs'ten gebe kalana inandım..." tarzında esaslar olan Hristiyanlık ne zamandan beri tek tanrılı din olarak sayılmaya başladı? Sayın Ahmet Hakan, bu esaslar İhlas suresinin muhtevasıyla çok mu paralel ki, tek tanrılı din zokasını afiyetle yuttunuz ve yutturduğunuzu zannediyorsunuz?
İslam'da çoluk-çocuk sahibi olan Allah inancı var mı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025