Geçmişte insanlık ne çekmişse bu tiplerden çekmiş ve bugün insanlık ne çekiyorsa bu tiplerden çekiyor.
Adeta dert küpü haline dönüşmüş olan halkın çeşitli kesimlerinden çığlıklar yükseliyor, gözlerinde yaş kalmış olanların gözyaşları zaman zaman sele dönüşüyor fakat duyması gerekenler duymuyor, görmesi gerekenler görmüyor.
Yıllar içinde yönetim katındakilerin bin bir çeşit ihmalleri sebebi ile yanlış kararları ve uygulamaları sebebi ile işini kaybetmiş olanlar yana yakıla iş arıyor, aşını kaybetmiş olanlar yana yakıla aş arıyor, ama işin başını tutmuş olanlar, iş başındakiler ve aşın başına çöreklenmiş olanlar, sanki bütün bu olumsuzlukların sebebi kendileri değilmiş gibi ıslık çalıp memlekette volta atıyorlar.
Gözelerin başlarını tutmuş olanlar, kaynaklara, çeşitli hile ve desiseler yolu ile çökmüş ve çöreklenmiş olanlar, milli serveti ve sermayeyi etraflarındaki bir avuç mutlu azınlıklar arasında pay ettrikleri için, toplumun geniş kitleleri arasında yoksulluk dizboyu olmuş, çarşı pazar onlar için alev alev, mutfaklar onlar için alev alev fakat ne duyan var ne de gören.
Ülke kaynakları çeşitli kılıflar adı altında çeyrek asırdan beri oluşmuş ve oluşturulmuş olan imtiyazlı bir sınıfa, belli şirketlere bazen teşvik olarak, bazen vergi muafiyeti olarak aktarıldığı için geniş halk kitleleri, emeklileri ve emekçileri hayat pahalılığı ve enflasyon canavarı altında ezim ezim ezilmekte fakat feryatlarını kimseler duymamaktadır.
Gençler üniversite bitirmiş, ailelerinin destekleri ile zar zor bir yuva kurmuş evlenmişler, çocukları olmuş büyümüş okul çağına gelmiş ama hala öğretmen adayı anne ve babalar atanmayı beklemektedirler.
Sahte diplomalarla uzun yıllardan beri çeşitli köşeleri tutmuş harıl harıl maaş alanları duydukça, ilgili haberleri okudukça gençlerimiz iyiden iyiye kahrolmaktadırlar.
Hemen hemen her alanda, her sektörde ve son günlerde duyanın küçük dilini yuttuğu yargı koridorlarında ortaya çıkan müthiş çürümeleri kimler halledecek, kimler ve nasıl gençliğin umutlarını yeşertecek?
Yönetim katındaki bu müthiş umursamazlık, akıl almaz vurdum duymazlık ve dünya yansa bir bağ otu yanmaz vaziyeti ne zaman son bulacak?
- Sütün ağzı açık kediler ise çok acımasız / 25.10.2025
- Damla düşmez yoksullara / 24.10.2025
- Bu tanımın neresindeyiz? / 23.10.2025
- Demir olsa erir odunsa yanar / 14.10.2025
- Y’ler yağmur gibi yağdı dört bir yandan / 11.10.2025
- Demedim mi ey değirmen! / 10.10.2025
- Hangisi doğru? / 04.10.2025
- ‘Yılda bir miting’ ahalisi suskun / 01.10.2025
- Bizim medeniyetimizde zulüm alkışlanmaz zalim de asla sevilmez / 28.09.2025





















































































