Kanlı eller barış yapabilir mi' (8)

İsrail'in boşaltacağı yaklaşık 21 kadar bölge bulunmaktadır. Mahmut Abbas bunların kontrollü yağılmasını talep etmektedir. Çünkü boş kalan bölgelerde kolaylık anarşi gelişebilmektedir.

Tüm bunların yanında eski Filistin' lileri evelerine geri dönmeler de sorun oluşturmaktadır. İsrail ise onların İsrail topraklarına dönmelerin karşı gelmektedir: Bunun yanında gerek Batı Şeria' daki bazı yerlerden ve "Doğu Kudüs" ten İsrail vazgeçmek istememektedir. (Bununla beraber Batı Şeria' daki 3 kenti ise İsrail terk etmemektedir.) Bununla beraber Şaron ve Abbas birbirine Silahları sutsuma söz verdiler.

Daha sonra Şaron, Abbas'ı Necef çölündeki Villasına davet etti. Bu anlaşma ile eb azında bir müddet ateşkes sağlanmış olacak. İsrail hapishanelerinde bulunan sayısı 900 lere ulaşan İsrail kanına eli değmemiş Filistinli mahkum serbest bırakılacak. Ancak bu anlaşma yağırken Hamas Örgütü, bu anlaşma bizi bağlamaz demektedir. Örgütün Lübnan'daki temsilcisi Usame Hamdan, bu anlaşmanın tek yönlü olduğunu ve Filistinliler arası diyalogun ürünü olmadığını da iddia etti.

Aslında bu zirvesini mimarı Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarektir. Ona mukabil de Hüsnü Mübarek İsrail'le davet edilmiş oldu. Öte yandan Mısır ve Ürdün İsrail'de elçilikler açacak. Şimdilik galiba anlaşmalar yavaş ta olsa bir ilerleme kaydetmiş oldular. Eğer Filistin'deki değişik örgütler, özellikle Hamas (Şimdiden bu anlaşmayı kabul etmediğini ilan etti) ve İsrail'den bazı aşırı uçlar bu anlaşmayı ret edebilirler ve etkili olabilirlerse anlaşmalar yeniden bozulabilir. Çünkü aşırı uçların ters faaliyetleri bazen ters etki yapabilmektedir. Son dört buçuk yılda yaklaşık olarak 4.500 kişi kadar öldü bir o kadarı da yaralandı veya sakat kaldı. Halk perişan durumda.

Hiçbir yerde güvenlik yok. Her yerde insanlar ölümle karşı- karşıya yaşamaktadır. Gizli tehlikeler pusuda beklemektedir. Bu durumun benzeri İsrail içinde de geçerli olmaktadır. Birbirine zıt ,iki kutup devamlı olarak saldırmaktadır. Haksız tarafa İsrail onlar geldi ve Filistinlilerin topraklarını işgal etti ve onları yerlerinden etti. Ama şimdiye kadar adeta bir cazibe merkeziydi Dünyadaki tüm Yahudilerin bir nevi birleşme ve toplanma yerini istifade ediyordu. Fakat beş ,la on yıldan beri artık bu durum kayboldu. İsrail dünyanın en güvensiz ve en tehlikeli yerlerinden bir haline geldi Artık ter yöne göçler başladı. Bu ters göçler İsrail'in nüfusunu çoğaltacağına azalmaktadır. Artık İsrail'e beyin göçü de zarar görmektedir. Kısacası İsrail'in geleceği tehlikededir. Onun için İsrail'in de bunu derinden düşünmesi ve anlaması gerekir. Bir an önce bu durumu hal etmesi yoksa ne idealleri ne de normal hayatları düzgün gitmez- gidemez v e gelecekleri tehlikede olur.

Son 4 yılda 10'a yakın ateşkes yapıldı. Ama bunların hepsi çok çabuk bozuldu ve sona erdi. Çünkü her iki tarafın da birbirilerine güvenleri yok. Her bakımdan güvenlik eksikliği var. Her iki tarafta da bu anlaşmalara karşı gelecek olanlar çıkabilir. Onlar tarafından atılacak bir tek bomba dahi, bu anlaşmanın sonu olabilir. Şimdi çok kritik ve hassas bir devreye girilmektedir. Her iki tarafın da dikkatli olması gerekecektir. Öte taraftan da Orta-doğudaki sorunların ana kaynağı Filistin davasında yatmaktadır.

O kaynaktan belirlenen ve gelişen sorunlar, etrafa yayılmakta ve devamlı olarak dal budak sarmaktadır. Tüm etrafa hatta uzak bölgelere yayılmaktadır. Dünyadaki kötülüklerin ve ölümlerin temel bölgesini oluşturmaktadır. O ölüm kuyuları kurutulmadıkça dünyada huzur ve barışın sağlanması mümkün olmayacağı da açıkça bilinmektedir. Başlangıç iyi gibi görülmekte ama sonucun alınması için daha çok müzakere olacağa benzemektedir. Çünkü bazı kilit noktaları İsrail kesinlikle terk etmek istememektedir. Bunun yanında İsrail'den kaçırılan Filistin' lilerin geri dönmeleri de büyük sorun olacağı anlaşılmaktadır. Kudüs sorunu ise ayrı bir açmaz şeklide ortada durmaktadır. Tüm bunlardan şu gerçek ortaya çıkmaktadır : İsrail sadece kendi istekleri doğrultusunda anlaşmaya gitmek istemektedir. Bunları kabul ettirinceye kadar anlaşmanın olmayacağını ima etmektedir! Güvenceleri de Silahlı güçleri ve ABD'dir. Şu anda Filistinliler ne kadar iyi niyet göstermek isteseler de yine de İsrail dayatmalarıyla anlaşmak çok zor olacaktır. Öte yandan Filistin' in hakları asgari bir şekilde dahi verilmezse anlaşma yapılmış olsa dahi, haksızlığa uğrayan tarafta, ki bunun büyük bir ihtimalle Filistin olacaktır, uzun sürmez ve daima bazı sürtüşmeler ve pürüzler çatışmalara sebep olabilecektir! Hele İsrail' in başında Ariel Şaron gibi acımasız bir kişi bulunduğu müddetçe bu anlaşmanın uzun sürmesi mümkün değil gibi görülmektedir. Sonunda Galiba tek çare İsrail Kabinesinin değişmesi olacaktır! Ancak o zaman Arafat'ın mücadele gücüne, kimliğine, islam dünyasına ve insanlığa uygun bir barış imzalanabilir kanısındayım. Aksi takdirde dünya ve özellikle orta doğu yine sil baştan durumlarıyla karşı karşıya kalabilir!