Hayrettin Karaman yine kendini meydana attı. Suriye’deki kardeş katliamında, isyancı terör çetelerinin safında yer almamız gerektiğini yutturmaya çalışıyor. Savaş tamtamları çalıyor. AKP hükümetini Adeta Suriye ile savaşa sokmaya çabalıyor. Sağ yanağımıza şaplağı yedik, sol yanağımızı çeviremeyiz, filan diyor! Gerekçesi ise, “zulmü ortadan kaldırmak…” Hatırlarsanız, Cübbeli de benzer fetvalar yaymıştı. Cübbelisi-cübbesizi “Haçlı’nın ekmeğine yağ sürme safı”nda buluşuyorlar! Din kisvesine bürünerek Müslüman kanının oluk oluk akmaya devam etmesine katkı sağlamak kadar büyük bir batıl, büyük bir ilmi cinayet olamaz. Karaman, Haçlı’nın safında ve planında Müslümanın Müslümanı kırmasına, güya “zulmü ortadan kaldırma”yı gerekçe gösteriyor; bu batıl bir bahanedir, batıl bir illettir. Hiç kimsenin “zulmü” kendine göre veya Haçlı planına göre tarif etme lüksü yoktur. İslam’a göre, en büyük zulüm ve en büyük fitne bellidir. Kur’an-ı Kerim’de, “ölümden beter” olarak tarif edilen en büyük fitne, “şirk”tir (Bakara, 2/193, 217). “Şirk, en büyük zulümdür” (Lokman, 31/13). Müşrikler de en büyük zalimlerdir. Yüce Allah ise, Müslümana, bu “fitneye karşı gayret”, “müşriklere karşı mücadele” vazifesi yüklemektedir (Bakara, 2/193). Yüce Allah’ın “en büyük zalim” diye nitelediği “müşrikler”in aklına ve hesabına uyarak, kendimize göre “zalim” diye yaftaladığımız Müslümanlara kan kusturmaya bahane türetmek, hiç kimsenin altından kalkamayacağı büyük bir cinayet, büyük bir fitnedir! Böyle büyük bir fitnenin safında ve planı içinde yer alarak Müslümanları katletmeye, Müslüman’ı Müslüman’a kırdırmaya kalkışmanın, din ile, iman ile, ilim ile, irfan ile bağdaşır yanı yoktur. Zira Hz. Peygamberin beyanı ile, her kim Kelime-i Tevhid’i ikrar eder ve şirki reddederse, onun canı-kanı ve malı haramdır, Allah ve Rasulü’nün koruması altındadır (Müslim, Sahih, İman, 8). Karaman, mü’minler arasındaki savaşı sona erdirmeyi ve aralarını bulmayı emreden şu ayetlerden, Haçlının planı içinde ve müşriklerin BOP safında yer alarak Müslümana karşı savaş açma hükmünü nasıl türetebiliyor: “Eğer müminlerden iki gurup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine hala saldırırsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse artık aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın. Şüphesiz ki Allah, âdil davrananları sever. Müminler ancak kardeştirler, öyleyse iki kardeşinizin arasını düzeltin, Allah’a itaatsizlikten sakının ki rahmetine mazhar olasınız” (Hucurat, 49/9-10). Bu ilahi ikazlar, gayr-ı Müslimlerin planında ve safında yer alarak Müslümanları birbirlerine kırdıtmaya ve Müslümanlara savaş açmaya imkan tanımıyor; bilakis, Allah ve Rasulü’nün ölçüsü üzere Müslümanların sulhunu ve kardeşliğini temin etmeyi farz kılıyor. Müslümanın katledilmesi konusu dünyevi menfaatler ve siyasi ihtiraslar ekseninde ele alınabilecek basit bir mesele değildir. “Kim bir mümini kasden öldürürse cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lânetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır” (Nisa, 4/93). “Her kim, bir mü’minin öldürülmesine yarım kelime ile dahi olsa katkı sağlarsa, kıyamet günü, alnında “Bunun Allah’ın rahmetinden nasibi yoktur” diye yazılmış olarak Allah’ın huzuruna çıkar” (İbn Mace, Sünen, Diyat 1). Hakikat bu iken; müşriklerin aklıyla ve onların planı çerçevesinde Müslüman’a savaş açmak, batılın ta kendisidir, batıla batmaktır, ateşe balıklama atlamaktır. Zerre kadar imanı, iz’anı, ilmi ve irfanı olanların da yapması gereken iş, böyle bir batıl savaşa ve ateşe balıklama atlamak isteyenlere engel olmaktır. Akıl ve gönül dengesini kaybetmişlerden önce bu ateşe atlamak değildir. Bugün Suriye’deki iç savaşın, Amerika-İsrail-İngiltere troykasının BOP planı ve onun güncellenmiş hali olan Arap baharı ekseninde gerçekleştirildiğini dünyanın en kör ve en ahmak insanları dahi görüyorlar. Karaman’ın ahir ömründe bu gerçeği görememesi çok büyük bir nasipsizliktir. Hayrettin Karaman, geçmişte nasıl bir günah işledi ki, ahir ömründe bu derece bir basiret körlüğü yaşamaktadır; bunun hesabını yapmalıdır. Aksi halde Karamanın koyunu, ahirette çıkar oyunu…
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019