Karar verme zamanı

Tüm dünya bir haftadır Yunanistan'ın yeni iktidarı SYRIZA'yı konuşuyor. Seçimden önce de Bağımsız Türkiye Partisi ve Prof. Dr. Haydar Baş'la yakın temasta bulunan SYRIZA'nın zaferine komşu ülkemiz Yunanistan adına sevinirken kendi ülkem adına bir kez daha hüzünlendim. Bizim için ve bizden biri tarafından yazılan bir model var ortada fakat ne büyük hüsrandır ki bunu fark edemeyen bir zavallı biz kaldık dünyada.Allah-ü Teâlâ Hz. Âdem'i yaratıp meleklerden ona secde etmelerini isteyince şeytan büyüklük taslayarak secde etmeyi reddetmiş ve kaybedenlerden olmuştu. Halbuki secde etmeyi reddettiği; sadece topraktan yaratılmış bir kalıp değil, Yüce Allah'ın ruhundan üfleyerek değerli kıldığı insandı. İlk insanın yaratılışıyla başlayan bu nefse yenilme zaafiyeti, kıyamete kadar var olmaya devam edecektir. İçimizdeki kötü yandır nefs. Bizi iyiye yönlendirmeye çalışan ruhumuz ve kötüye yönlendirmeye çalışan nefsimiz, bizler ölene dek çatışma halinde olacaktır. İlahi imtihanın özü budur.Başkasında olup kendisinde olmayanı kabullenememek, kıskanmak ve hor görmek, nefsin en kötü yanlarındandır. Şeytan'ın büyüklük taslayarak Hz. Âdem'e secde etmeyi reddedişinde, Hz. Muhammed'in (s.a.a.) tebliğinin Mekke müşrikleri tarafından kabul edilmeyişinde ve bunlar gibi yüzlerce olayda hep bu ilahi hikmet gizlidir.Günümüzde ise başta Rusya ve BRICS ülkeleri -en yakın tarihte Yunanistan ve İspanya- olmak üzere birçok basiret sahibi ülke Milli Ekonomi Modeli'ni uygularken; hazine üzerindeki dilenci misali içimizden çıkan bu dâhiyi, Prof. Dr. Haydar Baş'ı görmemekteki bu ısrarınızın tamamen nefsî zaafiyetinizden kaynaklandığını düşünüyorum. Daim Hayy(diri) olan Allah-ü Teâlâ, kullarını hiçbir zaman yalnız bırakmadığı gibi bu yüzyılda da yalnız bırakmamış ve Prof. Dr. Haydar Baş'ı göndermiştir. Kurtuluş mücadelesi vererek vatanımızı işgalden kurtaran Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülük ettiği hareket ne denli mübarek ve mukaddes ise, Prof. Dr. Haydar Baş'ınki de o denli mühimdir.Ülkemiz her gün bölünmeye bir adım daha yaklaşıyorsa, milletimizin en sağlam yapıtaşları böylesine yerle bir edilmişse, insani ve ahlaki değerlerin zerresinden dahi söz edilemiyorsa, her gün yüzlerce vatandaşımız binbir çeşit sebepten ölüyor, yaşayanlar olarak da yaşarken ölüme mahkum ediliyorsak, işçimiz, çiftçimiz, öğrencimiz, öğretmenimiz, annemiz, her birimiz maddi-manevi yığınla sıkıntıyla mücadeleye terk edilmişsek, halkımız cefa çekerken idarecilerimiz sefa içinde yüzüyorsa; istediğiniz kadar inkar edin, ülke olarak can çekişiyoruz demektir.Sorunları tespit etmeye gelince, herkes doktor kesilse de Sayın Prof. Dr. Haydar Baş Bey ve yetiştirdiği kadrosu dışında bu sorunlara çözüm üreten başka hiçbir topluluk bulunmamaktadır. Televizyonlarda düzenlenen tartışma programlarına baktığımızda herkesin sorunların farkında olduğunu fakat saatlerce süren konuşmaların ardından çözüm adresinin değişmediğini görüyoruz.Bir tarafta SYRIZA'nın zaferinden kendisine pay çıkarmaya çalışıp ardından SYRIZA tarafından yalanlanan zavallı bir hükümet, diğer tarafta SYRIZA'yı zafere götüren lider, Prof. Dr. Haydar Baş... İçimizden çıktığı için gurur duymanız, sahip çıkmanız gereken Prof. Dr. Haydar Baş'ı ne kadar daha görmezden geleceksiniz?"Zafer, inananlarındır" diyor Yüce Allah; bu haklı dava er ya da geç muzaffer olacak, bundan zerre kuşkumuz yok. Burada asıl önemli olan, sizin hangi tarafı seçtiğiniz...