Karne günü manzaraları

Her eğitim-öğretim yılının sonunda çocuklarımıza karnelerin dağıtıldığı gün, dikkatle ve ibretle bakanlara çok şeyler anlatır.
Karnelerin dağıtıldığı gün, herhangi bir okulun önünde durup olup-bitenleri, çocukların hal ve hareketlerini, jest ve mimiklerini, yüz çizgilerini dikkatle seyretmek gerekiyor.
Karnesini elinde sallayarak, şen-şakrak, güle-oynaya okulun kapısından çıkan çocuklar elbette çoğunluktalar ama suratları asık, mahzun ve mahcup ve karnesini adeta saklayarak çıkan çocuklara da rastlamak mümkün.
Birileri karnelerini sallayarak çıkıyor birileri de saklayarak.
Birileri sevinçli, etrafa gülücükler dağıtarak, önüne çıkan herkese göğsünü gere gere karnesini gösterecek bir özgüven içinde, birileri de "bu kağıt parçasını keşke elime vermeseydiler" dercesine insanlardan köşe-bucak kaçarak ve karnesini de kaçırarak adeta ortalardan kaybolmaya çalışıyor.
Kur'an'da işte tam da bu manzarayı resmeden ayetler var ve siz bu ayetleri biliyorsanız, okul günü manzaralarını çok daha dikkatle ve ibretle izleyebilirsiniz.
Birileri için öylesine sıradan bir karne günüdür, sevineler vardır, üzülenler vardır, dışarıda bekleyen velisinin yanına sevinerek, koşarak geleneler vardır, velisine görünmeden kaçıp gidenler vardır.
Kerim Kitapla az-çok haşir-neşir olanlar için, o hayat kitabı hakkında birazcık malumat sahibi olanlar için durum hiç de öyle değildir ve bu" karne günü manzaraları" bilenlere çok hem de çok şeyler anlatır:
"Kitabı sağ tarafından verilenler, 'Alın kitabımı okuyun, doğrusu ben hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum' diyecek.
O, hoş bir hayat içinde, meyveleri sarkmış, yüksek bir cennette olacak. Onlara şöyle denilecek: 'Geçmiş günlerde yaptıklarınızdan dolayı afiyetle yiyiniz, içiniz!'
Kitabı sol tarafından verilene gelince, o da şöyle diyecek: Keşke kitabım bana verilmeseydi, hesabımın ne olduğunu bilmeseydim, keşke ölüm her şeyi bitirmiş olsaydı; malım bana hiçbir fayda vermedi, bütün gücüm yok oldu." (Hakka: 19-29).
"Her insanın amelini boynuna doladık yani mahşere amelleri boynuna takılı olarak gelecektir. İnsan için kıyamet gününde, açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız. Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi öz benliğin yeter!" (İsra: 13-14).
"Dizi dizi Rabbine sunulduklarında onlara, 'And olsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi Bize geldiniz. Sizi bir yere toplamak için söz vermediğimizi iddia etmiştiniz değil mi?' denir.
Kitap ortaya konunca, suçluların orada yazılı bulunanlardan korktuklarını görürsün. Onlar, 'Vay halimize! Ne oluyor bu kitaba! Küçük büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıyor?' derler. Yaptıklarını hazır bulurlar. Ama Rabbin hiç kimseye haksızlık etmez." (Kehf: 48-49).