Yezid ibn Erkam (radıyallahu anh) anlatıyor. Hz. Peygamber (aleyhisselâm) buyurdular ki: "Size uyduğunuz takdirde benden sonra asla sapıtmayacağınız iki şey bırakıyorum. Bunlardan biri diğerinden daha büyüktür. Bu, Allah'ın Kitabı'dır. Semâdan arza uzatılmış bir ip durumundadır.Diğeri de sünnetim; (yolumdan giden) neslim, Ehl-i beytim'dir. Bu iki şey, cennette Kevser havuzunun başında bana gelip hakkınızda bilgi verinceye kadar birbirlerinden ayrılmayacaklardır. Öyleyse bunlar hakkında, ardımdan bana nasıl bir halef olacağınızı siz düşünün." (Tirmizi, Sünen, menâkıb 77 ; Malik, Muvatta, kader 3)
Duası kabul olmayan bir toplum
Sahabenin büyüklerinden Abdullah ibn Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor. Hz. Peygamber (aleyhisselam) buyurdu ki:
"İsrailoğulları bir kısım kötülükler işlemeye başlayınca, ilk başlarda alimleri onları bu işlerden menettiler. Ancak onlar dinlemediler, vazgeçmediler. Fakat zamanla alimleri de, onların çirkinliklerine ortak olmaya, onlarla oturup kalkmaya, onlarla yeyip içmeye başladılar. Allah da bunun üzerine, berikilerin sapıklıklarını öbürlerine katarak, biriyle diğerinin küfrünü artırdı. Ve lanetledi. Nitekim ayet-i kerimede 'Davud'un ve Meryem oğlu İsa'nın diliyle onları lanetledi...' (Maide 78), buyurulur."
Bu uyarıyı yaparken ayakta bulunan Resûlullah (aleyhisselam), oturarak sözünü şöyle tamamladı:
"Hayır, nefsimi kudret elinde tutan Yüce Allah'a yemin ederim ki, onları hak adına kötülüklerden men etmezseniz, siz de rızaya eremezsiniz. Hayır, hayır... Siz, haddi aşan ve kötülüğe bulaşanın elinden tutup onu hakka çevirinciye kadar, irşad işini bırakamazsınız. İçlerinde kötülüklerin işlendiği bir cemiyet, bu kötülükleri bertaraf edecek güçte olduğu halde, seyirci kalır, elinden gelen gayreti sarfetmezse; Allah'ın, o toplumun hepsini saran umumî bir belâ göndermesi yakındır. O zaman yalvar yakar olursunuz, ama, duanız da kabûl olunmaz." (Ebû Dâvud, Sünen, melâhim 17 ; Tirmizî, Sünen, tefsîr, maide; fiten 8, 9; İbnu Mâce, Sünen, fiten 20)
Cennetin yolu, katıksız
teslimiyetle kulluktan geçer
Talha ibn Ubeydillah haber veriyor. Hz. Peygambere (aleyhisselâm) Necid ahâlisinden bir adam geldi. Saçı sakalı karmakarışıktı. Kulağımıza ancak sesinin mırıltısı geliyordu, ne dediğini tam anlayamıyorduk. Hz. Peygamber, iyice yaklaşınca gördük ki, İslam'dan soruyormuş. Yaşamam için bana İslam'ın temel rükünlerinden haber ver, diyormuş.
Peygamber Efendimiz, cevaben "Gece ve gündüzde beş vakit namaz" demişti ki, adam tekrar sordu:
-Bu beş dışında bir borcum var mı?
Hz. Peygamber, "Hayır ancak istersen nâfile kılarsın" dedi.
Ardından Hz. Peygamber "Ramazan orucu da var" deyince, adam, "Bunun dışında oruç var mı?" diye sordu.
Hz. Peygamber "Hayır! Ancak dilersen nafile tutarsın" dedi.
Sonra, Hz. Peygamber, ona zekatı hatırlattı. Adam:
-Zekat dışında borcum var mı? dedi.
Hz. Peygamber, "Hayır, ama nafile verirsen o başka!" buyurdu.
Adam geri döndü ve gider ayak:
- Allah'a yemin olsun ki, bunlara ilâve yapmayacağım gibi, zerrece noksan da tutmayacağım, dedi.
Bunun üzerine Alemlerin Efendisi, "Vallahi cennetliktir; sözünde durursa kurtuluşa ermiştir. Allah'a yemin olsun ki, kurtuluşa erer; yeter ki sözünde dursun" buyurdular. (Buhâri, Sahih, iman 34; Müslim, Sünen, iman 8; Nesâi, Sünen, sıyâm, 1; Ebû Dâvud, Sünen, salât 1; Malik, Muvatta, kasru's salât fi's-sefer 94)
Duası kabul olmayan bir toplum
Sahabenin büyüklerinden Abdullah ibn Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor. Hz. Peygamber (aleyhisselam) buyurdu ki:
"İsrailoğulları bir kısım kötülükler işlemeye başlayınca, ilk başlarda alimleri onları bu işlerden menettiler. Ancak onlar dinlemediler, vazgeçmediler. Fakat zamanla alimleri de, onların çirkinliklerine ortak olmaya, onlarla oturup kalkmaya, onlarla yeyip içmeye başladılar. Allah da bunun üzerine, berikilerin sapıklıklarını öbürlerine katarak, biriyle diğerinin küfrünü artırdı. Ve lanetledi. Nitekim ayet-i kerimede 'Davud'un ve Meryem oğlu İsa'nın diliyle onları lanetledi...' (Maide 78), buyurulur."
Bu uyarıyı yaparken ayakta bulunan Resûlullah (aleyhisselam), oturarak sözünü şöyle tamamladı:
"Hayır, nefsimi kudret elinde tutan Yüce Allah'a yemin ederim ki, onları hak adına kötülüklerden men etmezseniz, siz de rızaya eremezsiniz. Hayır, hayır... Siz, haddi aşan ve kötülüğe bulaşanın elinden tutup onu hakka çevirinciye kadar, irşad işini bırakamazsınız. İçlerinde kötülüklerin işlendiği bir cemiyet, bu kötülükleri bertaraf edecek güçte olduğu halde, seyirci kalır, elinden gelen gayreti sarfetmezse; Allah'ın, o toplumun hepsini saran umumî bir belâ göndermesi yakındır. O zaman yalvar yakar olursunuz, ama, duanız da kabûl olunmaz." (Ebû Dâvud, Sünen, melâhim 17 ; Tirmizî, Sünen, tefsîr, maide; fiten 8, 9; İbnu Mâce, Sünen, fiten 20)
Cennetin yolu, katıksız
teslimiyetle kulluktan geçer
Talha ibn Ubeydillah haber veriyor. Hz. Peygambere (aleyhisselâm) Necid ahâlisinden bir adam geldi. Saçı sakalı karmakarışıktı. Kulağımıza ancak sesinin mırıltısı geliyordu, ne dediğini tam anlayamıyorduk. Hz. Peygamber, iyice yaklaşınca gördük ki, İslam'dan soruyormuş. Yaşamam için bana İslam'ın temel rükünlerinden haber ver, diyormuş.
Peygamber Efendimiz, cevaben "Gece ve gündüzde beş vakit namaz" demişti ki, adam tekrar sordu:
-Bu beş dışında bir borcum var mı?
Hz. Peygamber, "Hayır ancak istersen nâfile kılarsın" dedi.
Ardından Hz. Peygamber "Ramazan orucu da var" deyince, adam, "Bunun dışında oruç var mı?" diye sordu.
Hz. Peygamber "Hayır! Ancak dilersen nafile tutarsın" dedi.
Sonra, Hz. Peygamber, ona zekatı hatırlattı. Adam:
-Zekat dışında borcum var mı? dedi.
Hz. Peygamber, "Hayır, ama nafile verirsen o başka!" buyurdu.
Adam geri döndü ve gider ayak:
- Allah'a yemin olsun ki, bunlara ilâve yapmayacağım gibi, zerrece noksan da tutmayacağım, dedi.
Bunun üzerine Alemlerin Efendisi, "Vallahi cennetliktir; sözünde durursa kurtuluşa ermiştir. Allah'a yemin olsun ki, kurtuluşa erer; yeter ki sözünde dursun" buyurdular. (Buhâri, Sahih, iman 34; Müslim, Sünen, iman 8; Nesâi, Sünen, sıyâm, 1; Ebû Dâvud, Sünen, salât 1; Malik, Muvatta, kasru's salât fi's-sefer 94)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019