Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, KKTC seçimlerinde AB ve ABD destekli propaganda çalışmaları altındaki seçmenden yüzde 56 gibi bir oranda oy alarak KKTC'nin müstakbel yeni cumhurbaşkanı oldu.
Bu aşamadan sonra Kıbrıs'ın kaybedilişi daha da perçinlenmiş oldu. Çünkü KKTC'de artık bağımsızlığa ve egemenliğe inanmayan bir cumhurbaşkanı işbaşında.
Ortadoğu'ya yakınlığı sebebiyle, Akdenize hâkimiyet sağlamasıyla ve Anadolu coğrafyasının Akdenize açılan kapısı mesabesinde olan Türkiye için stratejik öneme sahip Kıbrıs'ı kime emanet ettiğimize bir bakalım isterseniz.
Bu sözler müstakbel yeni cumhurbaşkanının sözleri.
"Türkiye'nin bizi kurtardığını söyleyebilirsiniz, ancak burada yeterinden fazla kalmıştır. Denktaş, Kıbrıs Türklerinin değil, Türkiye'nin stratejik çıkarlarını korumaktadır." (25 Eylül 2001-İngiliz The Guardian)
"Türkiye, bazı gericilerin anavatanı olabilir ve benim anavatanım değil." (19 Aralık 1997-Kıbrıs Gazetesi)
"Denktaş, egemenlik gibi bir konuya takılıp kalmıştır. CTP olarak artık böyle saçma konularla vakit geçirilmesine izin vermeyeceğiz." (19 Mayıs 2002-Yeni Düzen Gazetesi)
"Türkiye'nin Kıbrıs'taki varlığı uluslararası hukuka aykırıdır." (19 Eylül 2003-Vatan Gazetesi)
"Eylemlerimizde AB fonlarını kullandık. Fullbright, British Council ve AB fonlarını kullanarak, çeşitli etkinlikler, seminerler ve konferanslar düzenledik. Genç kadınlar motive edildi. ABD'de Fullbright fonları ile 20 Türk, 20 Rum kadını eğittik. Bu kadınlar, dönüşte Annan Planı'nı desteklemek için yapılan eylemlerde önemli roller oynadılar." (29 Mayıs 2003-Yeni Düzen Gazetesi)
"Planımızın ikinci aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Referandum sonucuna dayanarak anlaşmaya da biz imza koyacağız. Denktaş bizi temsil etmez, Denktaş'la da hesaplaşacağız." (10 Mart 2003-Volkan Gazetesi)
Biraz da KKTC'de Başbakanlık görevi için adı geçen Ferdi Sabit Soyer'in sözlerine bakınız.
"Türkiye, artık lütfen bizi kurtarmasın. Bu kurtarılmanın bedelini yeterince ödedik. Kimse tarafından bir daha kurtarılmak istemiyoruz." (31 Mart 2002-Cumhuriyet Gazetesi)
Bu sözler de bir CTP milletvekili adayına ait.
"Kıbrıslı Türkler, biraz Türk, biraz Kıbrıslı, biraz Ermeni, Biraz Rum, biraz Venedikli, biraz İngiliz'dir. Çok kültürlü ve kimlikler yumağı insanlardır." (9 Ekim 2003 Yeni Düzen Gazetesi)
İşte vatan toprağı ve uğruna binlerce şehit verdiğimiz KKTC bu düşüncelere sahip insanların insafına terk edildi.
Maalesef bu Erdoğan hükümetinin de işine gelmiştir.
Çünkü KKTC halkına bir dayatmayla seçtirilen bu irade Kıbrıs'ı Rum'a ve AB'ye peşkeş çekecek ve bu sayede Kıbrıs'ı kaybetmenin sorumluluğu Erdoğan hükümetinin üzerinden atılıp Talat'ın omuzlarına yüklemiş olacaktır.
Erdoğan hükümeti Kıbrıs'ı kaybedecek uygun zemini hazırlamıştır.
Artık Talat, önünde Denktaş gibi engeller olmadan rahatça bu uygun zemini kullanarak Kıbrıs'ı çözüm adı altında Rum'a terk edebilecektir.
Kıbrıs kaybedenlerle, kaybedilecek zemini hazırlayanlar arasında sorumluluk açısından hiçbir fark olmadığının bilinmesi gereklidir.
Bu gidişat devam ettiği takdirde gelecekte Kıbrıs'ı 5000 şehitle bile kurtarmak mümkün olmayabilir.
Bu aşamadan sonra Kıbrıs'ın kaybedilişi daha da perçinlenmiş oldu. Çünkü KKTC'de artık bağımsızlığa ve egemenliğe inanmayan bir cumhurbaşkanı işbaşında.
Ortadoğu'ya yakınlığı sebebiyle, Akdenize hâkimiyet sağlamasıyla ve Anadolu coğrafyasının Akdenize açılan kapısı mesabesinde olan Türkiye için stratejik öneme sahip Kıbrıs'ı kime emanet ettiğimize bir bakalım isterseniz.
Bu sözler müstakbel yeni cumhurbaşkanının sözleri.
"Türkiye'nin bizi kurtardığını söyleyebilirsiniz, ancak burada yeterinden fazla kalmıştır. Denktaş, Kıbrıs Türklerinin değil, Türkiye'nin stratejik çıkarlarını korumaktadır." (25 Eylül 2001-İngiliz The Guardian)
"Türkiye, bazı gericilerin anavatanı olabilir ve benim anavatanım değil." (19 Aralık 1997-Kıbrıs Gazetesi)
"Denktaş, egemenlik gibi bir konuya takılıp kalmıştır. CTP olarak artık böyle saçma konularla vakit geçirilmesine izin vermeyeceğiz." (19 Mayıs 2002-Yeni Düzen Gazetesi)
"Türkiye'nin Kıbrıs'taki varlığı uluslararası hukuka aykırıdır." (19 Eylül 2003-Vatan Gazetesi)
"Eylemlerimizde AB fonlarını kullandık. Fullbright, British Council ve AB fonlarını kullanarak, çeşitli etkinlikler, seminerler ve konferanslar düzenledik. Genç kadınlar motive edildi. ABD'de Fullbright fonları ile 20 Türk, 20 Rum kadını eğittik. Bu kadınlar, dönüşte Annan Planı'nı desteklemek için yapılan eylemlerde önemli roller oynadılar." (29 Mayıs 2003-Yeni Düzen Gazetesi)
"Planımızın ikinci aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Referandum sonucuna dayanarak anlaşmaya da biz imza koyacağız. Denktaş bizi temsil etmez, Denktaş'la da hesaplaşacağız." (10 Mart 2003-Volkan Gazetesi)
Biraz da KKTC'de Başbakanlık görevi için adı geçen Ferdi Sabit Soyer'in sözlerine bakınız.
"Türkiye, artık lütfen bizi kurtarmasın. Bu kurtarılmanın bedelini yeterince ödedik. Kimse tarafından bir daha kurtarılmak istemiyoruz." (31 Mart 2002-Cumhuriyet Gazetesi)
Bu sözler de bir CTP milletvekili adayına ait.
"Kıbrıslı Türkler, biraz Türk, biraz Kıbrıslı, biraz Ermeni, Biraz Rum, biraz Venedikli, biraz İngiliz'dir. Çok kültürlü ve kimlikler yumağı insanlardır." (9 Ekim 2003 Yeni Düzen Gazetesi)
İşte vatan toprağı ve uğruna binlerce şehit verdiğimiz KKTC bu düşüncelere sahip insanların insafına terk edildi.
Maalesef bu Erdoğan hükümetinin de işine gelmiştir.
Çünkü KKTC halkına bir dayatmayla seçtirilen bu irade Kıbrıs'ı Rum'a ve AB'ye peşkeş çekecek ve bu sayede Kıbrıs'ı kaybetmenin sorumluluğu Erdoğan hükümetinin üzerinden atılıp Talat'ın omuzlarına yüklemiş olacaktır.
Erdoğan hükümeti Kıbrıs'ı kaybedecek uygun zemini hazırlamıştır.
Artık Talat, önünde Denktaş gibi engeller olmadan rahatça bu uygun zemini kullanarak Kıbrıs'ı çözüm adı altında Rum'a terk edebilecektir.
Kıbrıs kaybedenlerle, kaybedilecek zemini hazırlayanlar arasında sorumluluk açısından hiçbir fark olmadığının bilinmesi gereklidir.
Bu gidişat devam ettiği takdirde gelecekte Kıbrıs'ı 5000 şehitle bile kurtarmak mümkün olmayabilir.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023